Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Haziran '08

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

19. yüzyıldan kalma pozitifist algı

’19.Yüz yıl sosyolojik bakışı’

Yıl 2008, ama Ülkemizde toplumsal yapı algısına bilimsel alt yapılık yapan düşünüş biçimi 19. yüzyıldan kalma.

Avrupa’nın yarı tanrısal feodal beylerinin elinden doğuştan verildiğini iddia ettikleri üstünlükleri alınırken, ortaya konan sosyolojik analiz, bu gün bazı çevrelerin Ülkemizde estirdikleri kaosun gerekçesidir.

Yani birlikte yaşama kurallarını; dinsel anlayışlara uygun olarak oluşturulması kaygısı taşıyorlar. Ancak referans aldıkları 19.yüz yıl Avrupa’sının; günümüzde Ülke olarak yaşadığımız tartışmaya uyan yada benzeyen hiç bir tarafı yoktur. O zamanlar Avrupa’nın yaşadığı; Kilisenin Allah adına karar veren, Feodallerin de, Allah’ın kendilerine doğuştan yetki ve sorumluluk verdiği iddiasıdır. Avrupa bu batıl düşünceden kurtulabilmek için; insanların kendi özgür iradeleri ile inançları konusunda karar vermeleri ve kendi özgür iradeleri ile dini inançlarını yaşamalarını temin etmek düşüncesi ile laiklik kavramını geliştirdiler.

Bizim Milletimizin geçmişinde, ne Avrupa’nın ortaçağ cehaleti, ne de Hazreti Peygamberimizden sonra kendinde diğerlerinden bir üstünlük olduğunu iddia eden olmuştur. Bilakis Müslümanlık; dil, ırk, renk, makam, mevki, güç, gibi fiziki farklılıkları ayırıcı özellik olarak göstermeyen bir öğretiye sahiptir. Ta ki dört kitaptan olan her inanç sahiplerine de saygılı olmayı ve bağrına basmayı öğütlemiştir. Vahye dayalı böyle bir öğreti ile yaşam algısı hafızasına sahip bir millet ki; bu günün Cumhuriyetinin ve gelişmiş demokrasisi ve hatta tapındıkları hukukun üstünlüğünün bile sağlayamadığı inanç özgürlüğünü yaşadı, tanıdı.

‘İnsanlar arasında üstünlük sadece takvadadır’ gibi son derece net ve kesin bir bütünleyen ve onlara, ‘ Hazreti Âdemin oğulları’ olarak bakan bir duruş öğreterek, her türlü ırkçılığı yasaklayan bir dinin bayraktarlığını yapmış bu milleti, Avrupa’nın vahşi geçmişi ile yargılamak talihsizliktir.

Avrupa 18. yüzyıla kadar veba ve diğer salgın hastalıklardan temizlenmeyi bilmediği için kırılırken, bu millet hamam geleneği ve abdest ibadetinden gelen temizlik anlayışı sayesinde, yaklaşık bin yıllık tarihiyle öğünmektedir. Avrupa başka dinden hatta mezhepten olanlara yaşama hakkı vermezken, bu millet tarihi boyunca her din ve ırk mensubuna aynı mesafede durmuş ve bunu mensubu olduğu dinin emri olarak gururla yerine getirmiştir.

‘Bu milletin bin yıllık tarih hafızası ile kavgalı olanlar’

Milletin 1920’den öncesini yok saymak ve şanlı tarihi ile kavga ederek unutturma gayreti içinde olmak tarihi bir gaflettir. Vatanımızı düşman işgalinden kurtarmak için şehit düşen ve sağ kalanlarla Cumhuriyeti kuran bu millet; bütün bu işleri tarihi ile öğünerek başarmış ve o milli şuurla birçok badireyi atlatmayı başarmıştır.

Düzenli ordusunu oluştururken; adını Peygamber ocağı olarak koyan bu millet, bu günde ordusuna, dünyanın hiçbir milletinde görülmeyen bir sevgi ve övgü ile %98 ekseriyetle bağlıdır.

Her ne kadar; bir takım ideolojik akımlar, partiler, aynı düşünceyi paylaşan medya kuruluşları orduyu tahrik ve kışkırtmak sureti ile halkın birleştiren bütünleştiren değerlerine yabancılaştırmaya çalışsalar da gönülden bağlıdır milletimiz.

Başörtülü diye Üniversiteye alınmasa da, ya da kızının kep törenine giremese de annesi, asker oğlunun yemin törenine giremese de annesi bacısı, Anadolu da ki Ayşe ana Meclise almazlar diye ayağındaki pijaması ve yazması ile Milletvekilliğine aday olamasa da Memleketini Milletini ve Ordusunu en az sizin kadar sever ey ideolojik hastalıklı ve takıntılı Müslümanlar. Müslümanlar dedim çünkü halkın karşında Müslüman olan, açık kalan kamaralarda gerçek yüzlerini dışa vuranlardan söz ediyorum.

Çünkü Hazreti Peygamberimizle Ulu önder Atatürk’ü mukayese edecek kadar cehalet içinde ki Denizli İl Başkanı da Müslüman.

Öyle bir düzen düşünün; kendi yazdığı yasalara tapınan ve kutsallaştıran, insanına hayatı dar etse de, yetkiyi elinde bulunduranların işine gelemeyen özgürlükleri zorlama yorumlarla yasağa çeviriveriyorlar.

 
Toplam blog
: 191
: 540
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

Yerel bir gazetede yazıyorum. Okumayı severim, şiir okumayı severim. Emekli işçi olarak sosyal ak..