Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mart '17

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

19 Kilo verdim!

19 Kilo verdim!
 

Görsel internetten alınmıştır.


Son yıllarda iştahım açılmıştı. Ne bulursam (Özellikle tatlılar) yemek istiyor ve gördüğüm en yakın kanepeye kıvrılıp kalmak istiyordum. Çalışma hayatım boyunca hep koşturduğumdan, kendimi tam bir emekli havasına mı sokuyordum ne? Artık nasıl bir emeklilikse…

Böyle devam etmeyeceği belliydi aslında ve geçtiğimiz yıl Mart ayında ayağımdan tatsız sinyaller gelmeye başlamıştı. Yürümeye başladığımda ağrı oluşuyordu.        

Önceleri önemsememiştim ama bir gün yataktan kalkıp üzerine basamayınca paniklemiş bir halde; “Aman Allah’ım yoksa, yoksa bir ameliyat mı gerekecek? Yoksa protez falan mı monte edecekler ayağıma? Ben ne yaparım bundan sonraki yaşamımda?” diye cevapsız sorularla karalar bağlarken, içimdeki güçlü ben “Kalk” dedi, “Kalk ve bir doktora git. Sana ne olduğunu söyleyecek olan tek yetkili odur. Bırak kafanda şu gereksiz kurmaları!”

Gittim…

Yapılan kan tahlilleri ve röntgen incelemesi sonrasında doktor, ayağımdaki sorununun fazla kilolarımdan olduğunu söylediğinde yüzümün kızardığını hissettmiştim. “Sen ne doymaz bir kadın oldun, sen neden bu kadar yiyorsun, yazıklar olsun sana!” diyerek içten içe kızmıştım pisboğazlığıma ve biraz mahcup gevelemeye başlamıştım;

-Şeeeyyy… Bu sorunu nasıl çözeceğiz doktor hanım?

-Sizi diyetisyene yönlendireceğim, o size yardımcı olacak!

Boynum bükük,  doktoruma teşekkür ederek diyetisyene doğru yola koyulmuştum.

Sıkıntıyla kapıyı açıp içeri girdiğimde şaşırmıştım doğrusu. Diyetisyenim aman ne şeker, ne tatlı ve nasıl ilgili bir kadındı anlatamam. (Tatlıya düşkünlüğüm tasvirde dahi belli oluyor değil mi?) Tahlillerimi inceledi ve bana uygun bir diyet listesi hazırlayarak verdi. Bir ay sonraki kontrolümde yaklaşık üç kilo gibi bir kayıpla yüzüm gülüyordu kantarın üzerinde.

Genelde ayda bir, gerektiğinde on beş gün aralıklarla diyetisyenim gerekli kontrollerimi yaptı ve uygun diyetlerle günlük yaşamımı yeniden düzenledi, ayrıca yürüyüş tavsiyesiyle… Yürüyüş dışında da kaslarımı sıkılaştırıcı egzersizler de ekstrasıydı.

Geçen bir yıl içerisinde hatırı sayılır bir kilo (on dokuz kilo) kaybım oluştuğunu, daha sağlıklı, daha enerjik, daha fit bir görünüme kavuştuğumu yüzüm gülerek izliyorum bugün. Bir daha fazla kilo mu? “Allah korusun!” diyerek tahtaya vuruyorum.

Arkadaşlarım genelde merak ediyorlar; “Ne yiyorsun?” diye soruyorlar, ya da “Ne yemiyorsun?”

Diyet, kişiye özel bir uygulamadır. Bana verilen bir başkasına uygun olmayabilir.  Önemli olan, disiplin içerisinde ve inanarak diyet programını uygulamaktır.

Bazı insanlarda da şöyle bir algı var; “Amaaan, devlet hastanelerinde hiç ilgilenmiyorlar, özel diyetisyene gitmek lazım…”  Sanki özel diyetisyen kuş konduruyor. (Belki konduranlar da vardır.) Siz diyet yapmayı ciddiye almazsanız, değil devlet hastanesi diyetisyeni, özel diyetisyenler dahi kilo verdiremez.

Bu algının ne kadar yanlış olduğunun ispatı, devlet hastanesinin bu işine gönül vermiş, işinin ehli diyetisyeni. (İşini hakkıyla yapmayanlar da vardır muhakkak.) Belki de benim şansımdı ona rastlamak. Moral ve motivasyon yeteneği muhteşem. Yolu açık olsun…

Benim yolum mu?

Bitmedi, bitmeyecek…

İstikrarla devam ediyor edindiğim yeni alışkanlıklarla ve hep böyle sürecek…

 

14 Mart 2017

 
Toplam blog
: 278
: 1431
Kayıt tarihi
: 20.11.10
 
 

Bir Kamu Kurumundan emekliyim. Bloğumda; yaşadıklarımı, çevremde gözlemlediğim olaylar ile kendi ..