19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı iptal edilmesin

Van depremi bahane edilerek Cumhuriyet Bayramı söndürüldü. Birçoğumuz düşünüyorduk, acaba sırada ne var?

Sırası gelmişken açıklayalım, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı. Milli Eğitim Bakanlığı, 81 ilin Milli Eğitim Müdürlüklerine gönderdiği yazı ile Ankara dışındaki illerde 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarının sadece okullarla sınırlandırılmasını istedi.  Bakanlıktan il müdürlüklerine gelen yazıda 19 Mayıs törenlerinde, yönetmelikte yer almayan senaryo, değişik renk ve nitelikte gösteri ve fon çalışmaları gibi etkinliklere yer verilmemesini, kutlamaların sadece okullarda yapılmasını istedi. Gerekçe olarak 1 Ekim 1981 tarihli “Ulusal ve Resmi Bayramlarda Yapılacak Törenler Yönetmeliği” kapsamında resmi bayramların nasıl kutlanacağının açıklandığı ve kutlamaların kanunda belirtilenden saptığı belirtilmiş. Anlaşılan geçmiş tarihlerde, şimdiye kadarki kutlamalar gereğinden fazla yapılmış.

Diğer bir gerekçe olarakta havaların tam olarak ısınmadığı, öğrencilerin derslerinden geri kaldıkları ve kutlamalara illede öğrencilerin katılması gibi bir mecburiyetin bulunmadığı gösterilmiş. Kanımca kısmen haklılar. Tamam, bütün öğrenciler gösterilere katılmak istemeyebilir.Belki öğrencinin velisi, öğrenci derslerinden kalacak veya rahatsızlanacak kaygısıyla izin vermemiş olabilir. Ancak öyle aileler de vardır ki çocuğunu böyle bir faaliyet içinde görmekten zevk ve gurur duyar.

Yazıda Ankara dışındaki iller denilmiş. Yani denilmek isteniyorki Ankara’da törenler stadyumda kutlanılmalı fakat diğer illerde stadyuma gitmeyin. Çünkü Ankara dışındaki illerdeki öğrencilerin törenlere hazırlık sırasında derslere motivasyonu azalıyor. Ayrıca soğuktan etkileniyorlar. Çünkü Ankara’lı öğrencilerin motivasyon düşüklüğü veya soğuktan etkilenmek gibi bir sorunu yok.

Benim anlamadığım bazı şeyler var. Bayram yönetmeliğinin varlığını anlarım, böyle bir yönetmelik olmalı. Kanımca bu yönetmelik alt sınırları gösteren, bayramların en azından bu şekilde kutlanması gerektiğini belirten yönetmeliktir. Sakın bu yönetmeliği aşmayın, aşırıya gidip fazla coşmayın diye bir anlam içereceğini hiç sanmıyorum. Yönetmelik sınırlarında kalmak ne anlama geliyor? Bundan daha fazla kutlamak yasaktır mı? Yoksa yaptığınız fazla kutlama masrafları devlete yük oluyor denilmek mi isteniyor? Yoksa milli varlıklar yavaş yavaş öldürülmeye mi çalışılıyor?

Devlet olarak, Cumhuriyet Bayramı kararındaki gibi yine yanlış (belki de maksatlı doğru) karar veriyorlar. Madem yönetmelik bayram kutlamalarını kısıtlı tutmuş, devlet olarak bunun önlemini almak istiyorsanız kapsamı genişletin. Çözüm arıyorsanız çözüm işte budur. Yok, eğer öğrencilerin dersini, sağlığını veya velinin onayını düşünüyorsanız törenlere katılmak isteyen öğrencilerden, velilerinden yazılı onay getirmesini isteyin. Hem törenlere katılmak isteyen hem de velisi izin veren öğrencilerle bayram şenlikleri düzenlensin. İsteksizler zorlanmasın.

İnanın, daha dün, Turgut Özakman Bey’in Cumhuriyet adlı kitabından 1937 yılındaki 19 Mayıs kutlamalarıyla ilgili kısmı okudum ve kendi kendime “bayramlar ne kadar da sönük kutlanıyor, bunun adı SPOR bayramı, gençlere bu bayram dolayısıyla gösterilerden çok sportif yarışmalar, etkinlikler yaptırılmalı” diye düşündüm. Gelin bu sorunu (ben bunu sorun olarak kabul ediyorum) halk olarak kendimiz çözmeye çalışalım. Memleketimizde hiç mi zengin yok? Hiç mi fabrikatör, işletme sahibi, tüccar yok? Gelin organizasyon yapın. Her yerde, herkes sportif turnuvalar düzenlesin. Kendi işletme elemanlarınız arasında olabilir, iş ilişkisi içinde bulunduğunuz diğer firmalarla olabilir, halka açık herkesi kapsayan turnuvalar olabilir sportif faaliyetler düzenleyin. Her tür sportif faaliyet olabilir. Futbol, basketbol, hentbol, voleybol, koşu, yüzme, güreş, bisiklet, tenis, masa tenisi aklınıza gelen her tür sportif faaliyet. Hatta uçurtma festivali, satranç yarışması gibi faaliyetler bile olabilir. Hatta sadece genç gençler değil, orta yaşlı gençler ve ihtiyar gençler de katılsın. Gücünüz yetiyorsa kendiniz, gücünüz yetmiyorsa faaliyetinize katılacak sponsorlarla ucuna birkaç ta ödül koyarsanız, değmeyin bayramın keyfine. Heryer coşar, taşar. Hatta böyle bir organizasyonu yapmak için ille zengin birisi de olmanıza gerek yok. Arkadaşlarınızla kendiniz toplanın, bir maç bir yarışma yapın. Baklavasına oynar maç sonunda hep beraber oturur yer bayramı kutlarsınız. Haydi el ele verelim, kendi bayramımızı kendimiz renklendirelim.

Lütfen !

Saygılarımla,

Ertunç Alpman