19 Mayıs gençlik şöleni

Evet, bu gün 19 Mayıs…

Tam 90 yıl geçmiş aradan.

Tüm Gazetelerin başlıkları, Coşkulu kutlama, bu mücadele bitmez, Gençlik şöleni gibi… Manşetlerle çıkmış.

Günün anlam ve önemine binaen, değerli ozan Celal Sahir Erozan’ın 19 Mayısla ilgili şiirinin bir bölümünü sizler için buraya ekledim.

Yıl 1919
Mayıs'ın on dokuzu.
Uyanın Samsunlular.
Uyumak ölüme eş.
Diriltir ruhunuzu,
Ufukta bir gemi var.
Fakat bu gemi niçin böyle yavaş geliyor?
Fakat yolu mu az, yoksa yükü mü ağır?
Bu gemi umut yüklü, insan yüklü, hız yüklü!
İçinde bu vatanın derdiyle yanan bağır.
Kurulacak yarını düşünen baş geliyor.
Bir baş ki, gökler bir küme yıldız yüklü.
Bu gemi onun için böyle yavaş geliyor.

Evet, değerli şairimizin de dediği gibi, yavaş gelen o gemi ile başlayan kurtuluş mücadelesi, bu zamana kadar devam etti. Ve hala devam etmekte!

Mustafa Kemal Atatürk ve bir avuç arkadaşı, kurtuluş fitilini ateşlemek üzere geldikleri Anadolu’da, Emperyalistlerle mücadele ederken, İstanbul’da arkalarından kuyuları kazılıp, vatan hainliği ile suçlanıyorlardı.

Kimler tarafından suçlandığı malum. İşte o gün Mustafa Kemal ve arkadaşlarını suçlayanlar, bu gün, Cumhuriyet ve Atatürk’ün ilkelerine sahip çıkan milyonları suçluyorlar!

Nedir bu milyonların suçu? Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkmak. Cumhuriyet ve ülke bütünlüğüne sahip çıkmak. Bu değerlere sahip çıkmanın, Terör örgütü üyesi (!) olma anlamına geldiğini biliyor muydunuz?

Atatürk ve arkadaşların kurduğu bu Cumhuriyete zerre kadar katkı yapmamış ve hep onları suçlamış olan zamanın Ali Kemal’leri, bu gün artarak çoğalıyor.

Her gün Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet ve değerlerine küfürler yağdırıyorlar. Liberallik adı altında, Cumhuriyet’in 86 yıllık kazanımlarını, “Babalar gibi Satarak” Cumhuriyetin getirdiği Demokrasiyi “araç” olarak kullanıp, Cumhuriyetin içini boşaltıyorlar.

Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği “Muasır Medeniyet” istikametini, tersine çevirerek, her gün Cumhuriyeti kötüleyip, değerlerini yerden yere vurarak, haklılıklarını ispat etmeye çalışıyorlar.

Kendileri için demokratik hak olarak gördükleri, Atatürk ve ilkeleri ile Cumhuriyetin değerlerini eleştirmeyi, Cumhuriyet ve onun değerlerini korumak için sahalara çıkanları, Terör Örgütü üyesi olmakla(!) suçlayıp, tehdit ediyorlar.

Ancak başarmaları mümkün değil!

Milyonlarca halk topluluğunu, böylesi basit tehditlerin yıldırması düşünülebilir mi?

Eğer Cumhuriyet ve onun değerlerine sahip çıkmak, Terör örgütü üyeliği ise, bizler; yani Cumhuriyetçi ve Atatürkçü Türk halkı, hep birer teröristiz(!).

İşte; bu sebeplerle mücadele sonuna kadar devam edecek.

Kanla, gözyaşıyla, yoklukla kurulan bu Cumhuriyeti kimseye yedirmeyeceğiz!

Yılmak yok! Mücadeleye devam…

Tüm Atatürkçü Türk Gençliğinin “Gençlik Şöleni” kutlu olsun…