- Kategori
- Güncel
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramını: Gençlik de kutlamak istemiyormuş!
Kutlama provaları yüzünden dersler ihmal ediliyormuş.
Ayrıca Mayıs ayında havalar iyice ısınmadığından dolayı üşütüp hasta oluyorlar ve yine derslerden geri kalıyorlarmış.
Bakanlığın emriyle; Ankara dışındaki illerde sahalarda meydanlarda kızlı erkekli renkli spor giysilerle kutlama yapılması yasaklanmış.
Her okul kendi bahçesinde milli bayramı örf ve adetlerimize uygun anabilirmiş ; don atlet sahalarda gövde gösterisine gerek yokmuş.
29 Ekim’i Van depremi al aşağı etmişti.
23 Nisan paçayı kurtarmış gibi görünüyor.
Nedenini henüz çözemedim. İnternetten verilen bilgilerin hemen altında yer alan yorumları okuduğumda kendimi:
Hiç tanımadığım bilmediğim bir ülkeye ışınlanmış gibi hissettim.
“Şu saçma sapan kutlamalara bir son verdiği için Bakanlığımıza şükranlarımızı sunarız”
Milli Bayramlar: Birer birer tarih sayfalarından ve hafızalardan
silinecek.
Hangi hastalıklara iyi gelecek? Neye faydası olacak?
Milli Bayramların şimdiye kadar bünyemize ne gibi zararları dokundu?
19 Mayıs, 29 Ekim: Bunlar tarihtir.
Bu dünya batasıya kadar Mayıs’ın on dokuzu; Ekim’in yirmi dokuzu takvim yapraklarında yerlerini alacaktır.
Bu akşam değerli Serpil Hanım’ın konuğu olduk; sohbetler ettik.
Talebelik yıllarını yad ettik.
Fizik ile kimya derslerini kıyasladık.
O saatlerde yeni yasaklardan bihaber; kimya dersine olan hayranlığımı dile getirmeye çalışıyordum.
Ünlü kimyacı Lavoisier’in o çok beğendiğim kanununu topluca oturduğumuz o yuvarlak masada tekrarladım.
“Hiçbir şey yoktan var olamaz; var olan da yok olamaz.
Müsterihim.
13 Ocak 2012 Cuma
Alev Meisel/ İzmir