Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Haziran '10

 
Kategori
Eğitim
 

19 Mayıs'ın günümüzdeki anlamı

Birinci dünya savasının sonunda müttefikimiz Almanya yenildiği için biz de yenik sayıldık.
Sonrasında…
İmzalanan Mondros Ateşkes anlaşmasıyla beraber.
Hatta onu beklemeden…
İngilizler…
Fransızlar…
Yunanlılar ülkemizi işgal ediyorlar.
Tabi bu arada bu savaşta asıl taraf Almanya olduğu halde bu savaş sonunda her nedense işgal edilmiyor.
Almanya işgal edilmiyor ama, ülkemizin dört bir yanı işgal ediliyor.
Hem sonrasında imzalanan Sevr anlaşmasına göre de Anadolu’nun kuzeyinde çok küçük bir parça bize bırakılıyor.
Neyse devam edelim
Hükümetin teslimiyetçi tutumuna tepki gösteren Atatürk, bir grup arkadaşıyla beraber Samsun’a çıkıyor.
Ve kurtuluşa giden yolun ilk ateşini orada yakıyor.
Sonrasında Kongreler…
Amasya Tamimi ve nihayet Bağımsızlık savası örgütleniyor.
O günlerde de aydınlar arasında ülkenin nasıl kurulabileceğinin tartışmaları yapılıyor…
Kimi İngiliz mandacılığını talep ediyor.
Kimi ise Amerikan mandasını…
Ülkenin bağımsızlık savası verebileceğine bir grup vatanseverden baska kimse inanmıyor.
Sonunda 30 Ağustos’taki büyük taarruzla beraber nihai zafer kazanılıyor.
Tabi bu böyle sürerken Kurtuluşun ardından recimin nasıl olması gerektiği de Mustafa kemal ve arkadaşları arasında tartışılıyor.
Neredeyse önemli bir kısmı, kurulduktan sonra yönetimin padişaha geri verilmesinden yana olmalarına karşın, sonuçta Cumhuriyet kuruluyor.
Geçmiş dönemdeki yoksulluğu, çaresizliği ve dışa bağımlılığın ne demek olduğunu en iyi bilen Cumhuriyetin o günkü yöneticileri deyim yerindeyse tam bir seferberlik başlatıyorlar.
Hemen tarımda ve sanayide müthiş adımlar atılıyor.
Ülkenin her yerinde fabrikalar kuruluyor.
Her şeyi üretelim, yabancıya muhtaç olmayalım anlayışı her alanda hakim oluyor.

Yani sonuçta sadece 15 yılda…
Olağanüstü bir çalışma ve emekle müthiş işler başarılıyor.
15 yılda ülke, o günkü koşullarla demir ağlarla örülüyor.
Son yedi-sekiz yılda bırakın sıfırdan yapmayı, sadece Ankara’dan Eskişehir’e kadar olan rayın yenilenebildiği düşünülürse, sanırım yapılan işin boyutu daha bir anlaşılacaktır.
Kısacası o on beş yılda…
Bankasıyla…
Haberleşmesiyle…
Ulaşımıyla…
Fabrikalarıyla…
Tarımıyla…
Her şeyiyle Türk olan bir ülke meydana geliyor.
Sonra…
Sonrası şu…
Onun 15 yılda yaptıklarını…
72 yıldır bitirmeye çalışıyoruz.

20–05–2010
Nusret KEBAPÇI

 
Toplam blog
: 207
: 398
Kayıt tarihi
: 07.07.06
 
 

Ben Ankara'da yaşayan kendi halinde okur yazar  bir öğretmenim...     ..