1915'in yüzüncü yılında "dışardan" beklenen "Ermeni saldırısı" içerden mi yapılıyor?

Ermeni diasporası başta olmak üzere tüm militan çevrelerden sözde "soykırım"ın yüzüncü yılında Türkiye aleyhine çok yaygın bir saldırı bekleniyordu.

Hatta geçmiş yıllarda çeşitli Ermeni mahfilleri 2015 yılı için büyük hazırlıklar yaptıklarını ve "soykırım"ın yüzüncü yılında bütün güçleriyle Türkiye'ye saldıracaklarını deklare etmişlerdi.

Ama olmadı... Nedense, bu yıl yani 1915'in yüzüncü yılında beklenen saldırı gerçekleşmedi... Yapılanlar 99. yılda neyse aşağı yukarı o mesabede kaldı.

Bunun nedeni üzerinde fazla durulmadı. Yine Avrupanın bazı ülkelerinde sözde soykırım tanımaları, yine Başkan Obama'nın "büyük felaket" ifadesi tartışıldı ve geçti gitti.

Ermeni soykırımcıların yıllarca hazırlandıkları yüzüncü yılı böyle hafif geçirmeleri gerçekten kuşku verici... Yoksa, dışardan beklenen saldırı, içerden planlandığı için mi farkedilmedi...

Şöyle ki, bugün "Kürt partisi" görünümündeki HDP nerdeyse tüm dünyanın ilgisine mazhar olarak siyaset sahnesinde parlatılıyor.

Selahaddin Demirtaş, nerdeyse uluslarası bir ikon haline getirildi. Yabancı medya ve Paralelindeki yerli medya bir "Demirtaş Güzellemesi" tutturdu gidiyor.

Bir yandan da HDP ve genel başkanı hakkında çok ciddi iddialar dile getiriliyor... Özellikle Ermeni lobisinin Kürt maskesi takarak Türkiye ile hesaplaşma yoluna girdiği ifade ediliyor.

Gerek HDP genel başkanı, gerek PKK hareketi içindeki pek çok kişi için bu iddialar çeşitli zamanlarda sürekli dile getirilmiştir.

Son günlerde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de her gün ayrı televizyonda, PKK ve siyasi uzantısı HDP'nin Kürtler üzerinde yaptığı mezalimi belgeleriyle anlatıyor.

Bir Müslüman Kürt'ün ötekine böyle zulüm etmeyeceği gerçeğinden hareketle, PKK ve uzantılarının aslında bir Ermeni projesi olduğunu ve intikam peşinde koştuğunu ifade ediyor.

Bu iddiaları dile getiren sadece Melih Gökçek de değil üstelik...Tarihçi Yusuf Halaçoğlu başta olmak üzere pek çok siyasetçi, bilim adamı bu türlü Ermeni faaliyetlerini dile getirdiler.

Hal böyle olunca, Ermeni militanların dışarda nisbeten sessiz kalışlarının, tezgahlarını içerde kurmalarından dolayı olduğu şüphesi geliyor insanın aklına.

Ortalığı daha fazla velveleye vermeden, Kürt maskesi arkasında bir Ermeni siyaseti gütmek yeni bir şey de değil üstelik... Bu ülke nice Boşo'ları görmüştür Meclisinde...

İşin en tehlikeli  yönü de şudur: Bugün medya parlatmasıyla siyaset ikonu haline getirilmek istenen Demirtaş, yarın TBMM çatısı altında Ermeni soykırımını savunursa ne olacak?

Başka ülkelerin Parlementoları soykırımı tanıma kararı aldı diye tepki koyan Türkiye, kendi Parlementosu çatısı altında böyle bir tanıma ile karşı karşıya kalınca neyi nasıl savunacak??

Bu ihtimal hiç uzak değil... HDP zaten şimdiden Ermeni "haklarını" savunmakta çok cesur ve cevval davranıyor. Yarın Mecliste grup kurunca ne yapacağını kestirmek hiç de zor değil...

Bugün, AK Partiden kurtulmak adına HDP'ye oy vermeyi düşünen TC'ci, Atatürkçü, Kemalist, Milliyetçi, Demokrat , Dindar veYurtsever insanlar bir kere daha düşünseler herhalde fena olmayacak...

Cumhuriyet'in bir zamanlar dediği gibi: "Tehlikenin farkında mısınız!"