Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Kasım '09

 
Kategori
Siyaset
 

1961… 1982…Darbeler…Anayasa…

1961… 1982…Darbeler…Anayasa…
 

Ülkemizde düşünen insanların ortak kanısı, Askeri darbeler ve demokratik siyasi sürece karşı gerçekleştirilen müdahaleler, Türkiye'nin siyasal, sosyal ve ekonomik gelişmesine büyük zararlar vermiştir. Demokrasimizin gelişip yerleşememesinin güç ve derinlik kazanamamasının en önemli sebebi bu darbe ve müdahalelerle yerleşen vesayet rejimidir.

Hal böyle iken, siyasetçileri, aydınları, yazarları ve diğer düşünen insanları incelediğimizde, kesin çizgilerle ikiye ayrılmış, giderek sertleşen iki kutup oluştumuş olduklarını görüyoruz. Bir de şeriat özlemcileri gurubu var. Ancak yazımızın konusu bu gün onlar değil.

Neden bu iki guruptan biri 1960 diğeri 1980 darbesinin arkasında durur. Örtülü de olsda destekler. Buna sebebin darbelerin değil, getirdiği anayasalar ile insanların yaşamına tamamen değişik yön vermiş olmalarına bağlıyorum. Her ne kadar darbeler asla kabul edilemiyecek olgular olsalarda, asıl karşı çıkılan (darbelerden çok) getirdikleri anayasalar ile topluma verdikleri yöndür.

1961 anayasasının getirdiği temel değişiklikleri birkaç çok önemli madde ile özetliyecek olursak,

1. İki meclisli parlamento ( millet meclisi ve Cumhuriyet Senatosu) sistemini kabul etmiştir.

2. Kuvvetler ayrılığı prensibi getirildi.

3. Yürütme organı Cumhurbaşkanı ve Bakanlar kurulundan oluşur.

4. Meclis yasaların kabulünde son söze sahiptir.

5. Hukuk devleti ilkesi benimsenmiştir.

6. Sosyal Devlet anlayışı benimsenmiştir.

7. Seçimlerin; serbest, eşit, gizli, tek dereceli genel oy ilkelerine göre yapılacağı belirtilmiştir.

8. Çoğunlukçu demokrasi anlayışından çoğulcu demokrasi anlayışına geçildi.

9. Temel hak ve hürriyetlerle ilgili geniş düzenlemelere yer verilmiştir. Temel hak ve hürriyetlerin hangi hallerde sınırlandırılacağı belirtilmiştir.

10. Üniversitelere TRT’ye özerk statü tanındı.

11. Anayasa mahkemesi kuruldu

12. DPT (Devlet Planlama Teşkilatı) kuruldu.

1924 anayasasını yapan meclis birgün bu anayasanın halkın bir kısmı yararına kullanılabileceğini düşünmediği için çok derin detaya girmemişti. Bu yüzden 1961 anayasası bu gün bakıldığında bazı eksikleri olduğu görünse de o güne göre çağın ilerisinde bir anayasa idi. Daha sonra 12 Eylülcüler bu anayasanın halka bol geldiğini söyleyeceklerdir. Halk, kendisine getirilen bu demokratik ve çalışma hayatı özgürlüklerin sorumluluğunu taşıyabilmişmidir? O da ayrı bir tartışma konusudur.

1971-1973 arasında Bakanlar kuruluna KHK çıkarma yetkisi verilmiştir.

Üniversiteleri özerkliği zayıflatılmış, TRT nin özerkliği kaldırılmıştır. Tüm haklara sınırlamalar getirilmiştir. Devlet memurlarının sendika kurma yetkisi kaldırılmıştır, yargısal denetim sınırlandırılmış, anayasa mahkemelerine dava açabileceklerin sayısı azaltılmış, Askeri yüksek İdare mahkemesi ve DGMler kurulmuştur.

1981 anyasasının yapılmasına sebep olan darbe, niteliği, amacı, düşüncesi itibari ile 1960 darbesine tamamen zıt olmasınıa rağmen, demokratik özgürlükleri tamamen kaldırmaya cesaret edememiş, onları budamış, içini boşaltmıştır.

O dönemden sonra gelen, özde 1982 anayasasının ürünü iktidar partileri bile bu anayasanın uygulamnamazlığını savunmuş ve bir çok maddesini değiştirmiştir.

Görülen o dur ki, bunca budamaya, değiştirmeye rağmen bir kesim, hala kağıt üzerinde bile kalmış olsada 1961 anayasasından rahatsızdır. Değilse özellikle 12 Eylülün ürettiği bazı partiler neden hararetli bir anayasa değiştirme savunucusu olabilir ki?

2009-11-28

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..