Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ekim '15

 
Kategori
Kitap
 

197 yıl önce 21 yaşındayken klasiğe imza atmak

197 yıl önce 21 yaşındayken klasiğe imza atmak
 

Edebi türlerden gözümü en çok korkutan romandır. Başlı başına yaratıcılık isteyen bir türdür roman. Tanrıdan rol çalmak, Tanrıya benzediğine dair his uyandıran bir türdür roman. Arkadaşlarım benim de roman yazmamı söylerler, ama hiç cesaretim yoktur. Roman engin bir hayal gücü istiyor. Roman âdetâ yazarlığın doğuştan gelen bir yetenek olduğunu kanıtlıyor. 
 
Roman yazmaktan korksam da, deneme yazmaya devam ederim. Bu türü kendime yakın hissederim, bana daha kolay gelir. Az da olsa şiir denemelerimde mevcuttur. Edebiyatımızda deneme ve şiir üzerine yazılmış bazı metinler hafifser gibi bir his yalar içimi, ‘Bunu ben de yazarım’ derim. Küçümseme değil de işte, kolayıma gider. Ama bunu romanlara karşı hissedemem. Öylesine iyi yazılmış romanlarla karşılaşırım ki, hem hayran olurum, hem de romanlara olan göz korkum iyice büyür.
 
Son günlerde bir roman okudum. Bir dünya klasiği. 1818 yılında, yani  günümüzden 197 sene önce yazılmış. Yazarı bu romanı yazdığında henüz 21 yaşındaymış. Bilemediniz mi hâlâ? Tabii ki, Mary Shelley. Kitap mı? Tabii ki, Frankenstein.
 
Mary Shelley’in 21 yaşında dünya klasiği olmuş bir eser imza atmış olması ne büyük mutluluk… 197 yıl önce, henüz 21 yaşında bir kadının mükemmel düzeyde roman yazarak, bugün benim gözümü korkutması doğal değil midir? Mesela ben bile yazma yeteneğim olduğunu 25 yaşında fark ettim, ve roman yazmaya karşı cesaretsizim hâlâ? Ama 21 yaşında İngiliz bir kadın, 197 sene önce imza atmış buna. Hem de ne roman yazmış, ne roman! Profesyonel, mükemmel, bir içim su, deryalar misali… 
 
Ve kendime diyorum:  ‘Sen deneme yaz Mustafa! Arada da şiir karala! Roman sana göre değil Mustafa!’
 
*
 
Mary Shelley, 1797 yılında Londra’da doğdu. 1816 yılında şair Percy Bysshe Shalley’le evlendi. Eşinin desteğiyle 19 yaşındayken Frankenstein’i yazmaya başladı, 21 yaşındayken de yayımladı.  1822 yılında eşini kaybetti. 1851 yılında da kendisi hayata veda etti.
 
*
 
Kitabın konusunu kısa bir özet geçelim:
 
Dr. Frankenstein bilime aşırı düşkündür. Laboratuarında yoğun çalışmaları sonucu insan yaratır. Yaratılan insan tam bir yaratığa benzer. Öylesine çirkindi ki, yaratığı gören ondan şeytan görmüş gibi kaçmaktadır. Gören kötü sözle lanetlemektedir. Yaratık ruhsal açıdan çok iyidir aslında, vicdanlıdır. Ama insanların onu dışlaması ve lanetlemesi ruhi yapısını bozmaya başlar, onlara zarar verdiği olur, yaratıcısından ona bir eş yaratmasını ister. Frankenstein düşünür yarattığı eş de bu yaratık gibi çirkin olur da birbirini beğenmezlerse dünyaya beraber zarar verebilirler diye yaratımdan vazgeçer. Yaratığın isteğini Frankenstein’in reddetmesi üzerine, yaratık bu sefer kinini yaratıcısına yöneltir. Frankenstein’in  sevdiklerine birer birer zarar vermeye başlar.
 
*
 
Kitabın tam adı: Frankenstein ya da Modern Prometheus
Tür: Roman (Korku-Gerilim)
Yayıncı: Can Yayınları
Sayfa sayısı: 267
 
*
 
Dünya Klasiklerini ağız tadıyla okumak isterseniz, Can Yayınları ve Türkiye İş Bankası yayınları önceliğiniz olsun.
Belki neden diyeceklerdir, en iyi çeviri bunlarda da ondan.
Yabancı kitaptaki en önemli şey çeviridir. Çeviri vardır kitabın gerçek tadını  verir, çeviri vardır kitabı âdetâ çöplüğe dönüştürür.
 
-Mustafa Yıldırım – 06.10.2015
 
 
Toplam blog
: 480
: 715
Kayıt tarihi
: 03.11.12
 
 

Konyalıyım. Edebiyat okudum. Amatör yazar ve şairim. ..