Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Eylül '09

 
Kategori
Güncel
 

1980/2009: Fark var!

1980/2009: Fark var!
 

İZMİR 78’liler Dayanışma ve Araştırma Derneği tarafından hazırlanan ’12 Eylül’ü sergiliyoruz(Vatan)


12 Eylül…

** 650 bin kişi gözaltına alındı.

**1 milyon 683 bin kişi fişlendi.

**Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.

**7 bin kişi için idam cezası istendi.

**517 kişiye idam cezası verildi.

**Haklarında idam cezası verilenlerden 50'si asıldı (18 sol görüşlü, 8 sağ görüşlü, 23 adli suçlu, 1'i Asala militanı).

**İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis'e gönderildi.

**71 bin kişi TCK'nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı.

**98 bin 404 kişi ''örgüt üyesi olmak'' suçundan yargılandı.

**388 bin kişiye pasaport verilmedi.

**30 bin kişi ''sakıncalı'' olduğu için işten atıldı.

**14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.

**30 bin kişi ''siyasi mülteci'' olarak yurtdışına gitti.

**300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.

**171 kişinin ''işkenceden öldüğü'' belgelendi.

**937 film ''sakıncalı'' bulunduğu için yasaklandı.

**23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.

**3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi.

**400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.

**Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

**31 gazeteci cezaevine girdi.

**300 gazeteci saldırıya uğradı.

**3 gazeteci silahla öldürüldü.

**Gazeteler 300 gün yayın yapamadı.

**13 büyük gazete için 303 dava açıldı.

**39 ton gazete ve dergi imha edildi.

**Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi.

**144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.

**14 kişi açlık grevinde öldü.

**16 kişi ''kaçarken'' vuruldu.

**95 kişi ''çatışmada'' öldü.

**73 kişiye ''doğal ölüm raporu'' verildi.

**43 kişinin ''intihar ettiği'' bildirildi.

Siyasi partiler kapatıldı. AP lideri Süleyman Demirel ve CHP lideri Bülent Ecevit 'in de aralarında bulunduğu 2'si BTP'li, 7'si CHP'li, 7'si AP'li olmak üzere toplam 16 siyasetçi Zincirbozan'a gönderilerek tecrit edildi.

MHP lideri Alparslan Türkeş bir süre kaçtı, ancak daha sonra teslim oldu. 12 Eylül darbesinin ardından oluşturulan Danışma Meclisi'nin hazırladığı anayasa, 1982 yılında referanduma sunuldu. Anayasayı eleştirmek yasaktı; tartışmalı bir referandum sonucu, anayasa yüzde 92'ye yakın bir oy oranıyla kabul edildi.

***

12 Eylül 1980 darbesi ülkemizde birçok alanı olumsuz etkilediği gibi eğitimi, eğitim işini yapan öğretmeni ve eğitimin temeli olan öğrencileri de derinden yaraladı. Yıllar geçmesine karşın bu yaralar sarılamadı, tam tersine kangren oldu.

12 Eylül'de ilk darbe öğretim birliğine vuruldu. Cumhuriyetin kurulmasından hemen sonra 3 Mart 1924 tarihinde temeli atılan Öğretim Birliği (Tevhid-i Tedrisat) Yasası, 12 Eylül Anayasası'nın 24. maddesi ile zorunlu din dersleri konularak delindi. Öğretim Birliği Yasası, laik cumhuriyetin temeliydi.

İmam-hatipler arttırıldı

12 Eylül döneminde imam-hatip liseleri, eklentileri (şubeleri) ve öğrenci sayısı arttırıldı. 1983 tarihinde imam-hatip lisesi çıkışlılara, üniversitelerin her bölümüne girme hakkı tanınmasıyla, din eğitimi almış kişiler devletin tüm kurum ve kuruluşlarında görev aldı ve yönetici oldular.

Ezberci eğitim, dersaneler ve paralı eğitim bu dönemde yaygınlaştı.

Üniversitede kıyım

Üniversite harçları, eğitime katkı payları 1983 yılında yürürlüğe girdi. YÖK kurularak üniversitelerin özerkliği ve bilimsel gelişmesi, vakıf üniversiteleri de kurularak devlet üniversitelerinin gelişmesi engellendi. Birçok yurtsever öğretim üyesi üniversiteden uzaklaştırıldı.

12 Eylül döneminde eğitime ayrılan pay azaldı. Eğitim yatırımları düştü. Örneğin devlet bütçesinden ilköğretime ayrılan yatırım ödeneği 1963'te yüzde 2.1 iken 1980'de yüzde 0.82'ye, 1981'de yüzde 0.71 olarak gerçekleşmiş, her yöntem eğitimin niteliği düşmüştür. 12 Eylül anlayışının bir darbesi de eğitim işini yapan öğretmene oldu. Birçok yurtsever öğretmen suçlu gibi görüldü. Binlercesi 1402 sayılı yasayla (Sıkıyönetim Yasası) işinden, yerinden edildi. 200 bin üyeli en büyük öğretmen örgütü TÖB-DER yöneticileri haksız yere tutuklandı, yıllarca hapis yatırıldı. Ankara Sıkıyönetim Mahkemesi, 84 TÖB-DER yöneticisini 5 ile 8 yıla mahkûm ederek, derneğin mallarını hazineye devretti. Aradan 8 yıl geçtikten sonra, 24 Nisan 1989 tarihinde Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, örgütün genel başkanının da içinde bulunduğu 19 yöneticisini akladı; buna karşın, bu hukuk skandalı bugün de düzeltilmedi, TÖB-DER malları öğretmenlere geri verilmedi. Öğretmenlerin sandığı İLKSAN tüzüğü değiştirildi. Yönetimi öğretmenlerden alınarak, sandık, yolsuzlukların batağına sürüklendi. 12 Eylül döneminde öğretmenlere çok düşük ücret verildi. İkinci iş yapan öğretmen sayısı arttı. Toplumda saygınlıkları azaldı. Öğretmenlik bir meslek olmaktan çıkarıldı.

12 Eylül anlayışının bir darbesi de eğitimin temeli olan öğrenciye yapıldı. Öğrenci gençliği de potansiyel suçlu gibi görüldü, siyaset ve örgütlenme hakkı ellerinden alındı. İlerici, demokrat gençler okullarından atıldı. 12 Eylül yönetimi laik eğitime, yurtsever öğretmene ve ilerici öğrenciye karşıydı. Sözde Atatürkçülük yaparak, Atatürk devrimlerini ve yapıtlarını yıprattılar.

Atatürk 'ün Halkevleri etkinliği durduruldu, yöneticileri mahkemeye verildi. TDK ve TTK devlet dairesi durumuna sokuldu. Öztürkçe sözcükler yasaklandı. Onbinlerce kitap yakıldı ve toplatıldı. Kitap, suç aracı olan silahlarla birlikte gösterildi. 12 Eylül cuntasının, özetle laik eğitimde, öğretmende, öğrencide açtığı yaralar bugün de kanıyor. 12 Eylül cuntası, hem eğitimi, hem eğitimin temel öğesi olan öğrenci ve öğretmeni suçladı, yargıladı, hapse attı. Anayasaya zorunlu din derslerini koyarak Atatürk'ün Öğretim Birliği Yasası'nı bozdu. Atatürkçülük söylemini kullanarak Atatürkçülük düşüncesine aykırı zorunlu din derslerini okullarda okuttu. Anaokullarından başlayan şeriatçı eğitim kurumlarının yaygınlaşmasını özendirdi.

Milli Eğitim Bakanlığı ve kurumlarında Atatürkçülük dışlanarak Türk-İslam Sentezi ideolojisi, kadrolaşma ve ders kitapları yoluyla egemen kılındı. Kitabı düşman bildi, toplattı ve yaktı. Öğretmen ve öğrenciyi potansiyel bir suçlu gibi gördü. Paralı eğitimi özendirdi, vakıf üniversitelerine olanak sağlayarak devlet üniversitelerinin gelişmesini engelledi. Öğretmen ve öğrenci örgütlerini dağıttı.

Eğitimde 12 Eylül izleri

*Din dersleri zorunlu hale getirildi, imam- hatiplerin sayısı arttırıldı, Öğretim Birliği Yasası delindi.

*Üniversite özerkliğine darbe vuruldu. Öğretmenlerin örgütü TÖB-DER kapatıldı, yöneticileri gözaltına alıpın sorgulandı, yüzlercesi görevlerinden uzaklaştırıldı.

*YÖK getirildi, 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu'yla çok sayıda ilerici bilim adamı üniversitelerdeki görevlerinden uzaklaştırıldı, eğitimin kalitesi düştü, bilimsel araştırmalar geriledi.

*Milli Eğitim ve Üniversitelerde gerçekleştirilen ırkçı-şeriatçı kadrolaşmayla Türk-İslam sentezci anlayış egemen kılındı.

*Sorgulayıcı araştırıcı eğitim modeli yerine, ezberci model dayatıldı.

*Öğrenciye potansiyel suçlu gözüyle bakıldı, demokratik katılımı önlendi, tepki gösterenler polisle karşı karşıya bırakıldı.

12 Eylül 2009

*Gazeteci Nedim ŞENER Hırant Dink cinayeti ile ilgili yazdığı kitap yüzünden 31 yıl hapis istemi ile yargılanıyor.

*İktidar beğenmediği yazarların listesini gazete patronlarına iletiyor!

*Gazetelere boykot çağrısı yapılıyor.

* İktidar kendine yakın medya oluşturuyor.

*İktidar kendini eleştiren medya grubunu yok etmek için bırakın Türkiye’yi dünyada eşi görülmemiş vergi cezaları biçiyor.

*Cezaevlerinde hala suçunun ne olduğunu bilmeyen gazeteciler gün sayıyor.

* Siyasi mahkumlar tedavi olabilmek için sesini iktidara ulaştırmak istiyor.

*Memur insanca yaşayacağı bir ücret istiyor.

*Memur, toplu sözleşme, grev hakkı istiyor.

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..