Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ekim '06

 
Kategori
Otomobil
 

2.el otomobil nasıl alınır..?

2.el otomobil nasıl alınır..?
 

Lütfen başlığa bakıpta; "Bu çocuk işi biliyor galiba, bir okumak gerek..!" diye düşünmeyin. Bu yazıdan en fazla nasıl alınmamalı kısmı çok iyi anlaşılabilir, o kadar:)

Askerlik dönüşü yedek subay maaşımla biriktirdiğim para ve yeni işimde aldığım birkaç maaşı birleştirerek 2.el bir otomobil almaya karar vermiştim. Şöyle 93-94 model bir araba işimi görürdü. Ancak 2.el piyasasının durumu da ortadaydı. Olmayan dolaplar dönüp duruyordu. Durum böyle olunca babam ve oto alım-satımı ve kaportacılık yapan eniştemi de alıp 2.el araba pazarına gittik. Bir sağa bir sola derken en sonunda 93 model Renault Fairway marka bir araca talip olduk. Eniştem alıcı gözle bir aracın kaportasını gözden geçirdi, ufak çürükler ve bir iki küçük boyanmış bölge dışında çok fazla birşey olmadığı ortaya çıktı. Sıra motora bakmaya gelmişt.

Motor çalıştırıldığında herkes -ben de dahil- sesini dinlemeye koyulduk. Babam uzun uzun dinledikten sonra:

-Motordan sıradışı bir ses geliyor, çok az, zor duyuluyor ama bir sorun var gibi..!

Eniştem bunun üzerine:

-Baba 93 model araba, ancak bu kadar olur.!

Son pazarlıklarla 2.1000 YTL verip arabayı aldık. Benim ehliyetim olmasına rağmen sürücülüğüm pek iyi durumda olmadığı için önceleri ana yollara çıkmayıp sokak aralarında kendimi geliştirmeye çalışıyordum. Sağolsun taksi şöförü olan diğer eniştemde boş zamanlarında benimle çıkıp gelişmeme yardımcı oluyordu. Yine böyle bir gün beraberce giderken eniştem bana:

-Beşir araban çok sessiz, hiç motor sesi gelmiyor..!

Bunun üzerine ben gösterge paneline bakıyorum ve:

-Evet abi haklısın, çok sessiz, çünkü motor çalışmıyor, benzin bitmiş. Doğal olarak da sessiz oluyor:))

Acemilik işte:) Aynı araçla birkaç ay sonra Anadolu yakasından eve dönüyorum. Saat ilerlemiş. Yarın erken kalkıp işe gideceğim, daha hızlı gitmeliyim diye biraz daha gaza basıyorum. Ancak araçtan en ufak bir tepki gelmiyor. Durumu hemen algılayıp korka korka gösterge paneline bakıyorum. Aman ALLAH' ım hareret göstergesi 120' de geçmiş dibe dayanmış. Hemen sinyal verip can havliye emniyet şeridine geçip aracı stop ediyorum.

İlk tahminim daha yeni kontrol etmeme rağmen radyatörün bir şekilde delinip suyun boşalması veya fanın bir şekilde devreye girememesi şeklinde. Korka korka kaput kapağını kaldırıyorum. Ancak bir tuhaflık var, ortada buhar yok ve fan çalışıyor. Anlam veremiyorum ve hareretin inmesini bekliyorum. Isı normal değerler erişince tekrar marşa basıyorum, ancak kötü haber, metal bir çarpma sesi alır almaz, kapatıyorum. Motorun ruhuna EL-Fatiha.

Gecenin geç saatinde güçlükle bulduğum bir çekiciyle eve geliyorum. Araç bir gün sonra yakındaki tamircide. Motor açılıyor ve acı gerçek ortaya çıkıyor. Daha alındığı gün babamın farkına varıp söylemeye çalıştığı sıradışı ses 3.pistondan geliyormuş, ben eve dönerken bir şekilde devre dışı kalan 3.piston nedeniyle araç güçten düşerek zorlanmaya başlamış, bu da harereti arttırmış. Aracı 2100YTL' ye almıştık, üstüne 250YT daha koyup motorunu adam ettirdik.

Buradan çıkan sonuç bu tür alımlarda aracı tüm yönüyle anlayan biri veya birilerini kesin yanımızda bulunmamızın veya aracı bir servise göstermenizin gerekliliği. Herkese kötü gözle bakmak istemem, belki bize bu aracı satan kişi bu sorunu bilmiyordu veya biliyordu. Her iki durumda da dikkatli olmak zorunluluk oluyor. Araçların ilk sahipleri veya sizden önceki sahipleri tarafından kullanılma biçimi aracın çoğu durumda modelinden veya kilometresinden bile çok daha kritik olabiliyor. Mümkünse bildiğiniz kişilerden, bildiğiniz araçları almanız en güzeli. Ancak bu her zaman mümkün olamıyor maalesef.

Hoşcakalın...

 
Toplam blog
: 410
: 3283
Kayıt tarihi
: 13.04.06
 
 

Bilgisayar, elektronik, internet alanındaki son gelişmeler. Tüketici elektroniğindeki trendler. Otom..