Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Nisan '13

 
Kategori
Güncel
 

2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü.

2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü.
 

Bugün 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü. Otizm eksiklik değil farkındalıktır. Bugünkü yazımı Otizme ve bu çocuklara ayırmak istedim.

Ben bu yazımda Otizm hakkında bilimsel açıklamalar yapabilecek yetenek ve alt yapıda değilim. Zira ben bir İktisatçıyım. Bu konuyu uzmanlarına bırakmak istiyorum. Ben sadece farklı bir çocuğa sahip olmanın tüm aileye getirdiği sorumluluklar ve görevlerden bahsetmek istiyorum.

Ben yakın çevremde otistik çocuk ve ailesi ile fazla karşılaşmadım. Gördüğüm otistik çocuklarda çok sempatik ve hakikaten farklı çocuklardı. Ben başka farklı bir çocuğun öyküsünü kısaca anlatmak istiyorum.

Genç, sağlıklı ve iyi eğitim yapmış bir kadındı teyzem. Gene kendi gibi çok yakışıklı bir genç adamla evlenmişti. Bu iki güzel insan yaşamın zorluklarına bir aile olarak göğüs germek için beraberce çalışıyorlardı. Zaten birbirlerini de çalıştıkları aynı Devlet Dairesinde tanımışlardı. Teyzem evliliğinin ilk yıllarında istemeden hamile kaldı ve ne yazık ki iki bebeğini sonlandırmak zorunda kaldı. Zira çalışıyordu ve doğuracağı bebeğe bakacak kimsesi yoktu. Üçbeş yıl sonra eşini kaybeden kayınvaldesi yanına gelince artık bir bebek sahibi olabilirim diye düşündü. Nasılsa evde bakacak bir büyük vardı artık. İsteye dileye sahip olduğu bebeği çok zor bir doğumla dünyaya geldi. Devlet Hastanesinde doğan bebeği Forsepsi ile almışlardı.

Oldukça iri doğan Ali bebek önceleri çok sağlıklı gözüküyordu. Hatta o kadar şirin ve güzel bir bebekti ki 3 yaşında iken yeni yıl için bir gazete bir mağazada çam ağacının yanında onun resimi koymuştu. Seneler geçip Ali bebek büyüdükçe yaşıtlarından geri kalmaya başlamıştı bazı belirtilerde. Yeteri kadar konuşamıyor ve zekası yaşıtları gibi ilerlemiyordu. Vücudu gelişen bebek, ne yazık ki beyin gelişmesini yapamıyordu. Doktorlar olayın forsepsi sırasında sıkılan beynin yeteri kadar gelişemediği sonucuna varmışlardı. Elden gelen bir şey yoktu. O devirlerde tıp bu kadar ilerlememişti ve bu tür çocukların eğitimi bu kadar gelişmemişti.

Ali Kardeş çok sevimli ve çok güzel bir çocuktu. Tüm aile üstüne titriyordu. Okuyamamıştı, meslek sahibi olamayacaktı. Ama hafızası gayet iyi idi. Müziği çok seviyordu. Annesi ona küçüklüğünden beri plaklar alıyor, bütün şarkıları, şarkıcıları aklında tutuyor, çalan bir eseri hemen tanıyordu. Kimbilir şu günlerde olsaydı belki bir müzisyen bile olabilirdi. Ufak ufak konuşuyor, ihtiyaçlarını yerine getiriyor ve evinin yolunu bulabiliyordu. Ama gelişememişti. Zekası 7 yaşında bir çocuk kadar kalmıştı. Düşünebiliyor musunuz genç sağlıklı, güzel bir adam ve 7 yaş zekası. Bir anne baba için bunun ne kadar acı bir olay olduğuna ben yakından şahit oldum.Teyzem çalışma hayatını bıraktı, yaşamını tamamen Ali'ye uydurdu. Hatta daha sonra doğan ve son derece sağlıklı küçük kızkardeşi bile artık Ali merkezli yaşıyordu. Belki hata diyeceksiniz ama ben özürlü bir çocuğun, normal çocuktan daha fazla sevilip, korunduğuna şahit oldum bu olayda. Bu sadece çocuğa duyulan sevgi değil şefkat, acıma ve sevginin birleşimi idi.

Ali büyüdü, sırası ile önce annesini, sonra babasını kaybetti. Ailede her giden benden sonra Ali ne yapacak sorumluluğu ve düşüncesi içinde idi. En son kız kardeşi ile kalan Ali kardeşinin kendisine bakmak için evlenemediğinin, mesleğini erken terk ettiğinin farkında bile değildi. Tüm aile bireyleri Ali'yi yaşatmak için kendi yaşamlarını feda etmişlerdi.

En son kız kardeşi genç yaşta Ali'yi yalnız bırakıp gitti. Kız kardeş ölene kadar ben ölürsem Ali ne olacak diye düşündü durdu.

Ali şu anda bir Özel bir Bakım evinde çok rahat cdleri ile müzik dinleyerek yaşar gibi gözüküyor. Kardeşinin öldüğünü bilmiyor. Zira ölüm olgusunu bilmiyor. Ben arasıra onu ziyarete gidiyorum. Bana kardeşini soruyor, ne zaman geleceğini soruyor. O'na kardeşinin öldüğünü ve ölümün ne demek olduğunu anlatamadım. Bakım evindeki psikolog da anlatamadı. Kısacası Ali ailesinin tüm bireylerinin birer birer nereye gittiklerini bilmiyor.

Ali'nin öyküsünü niye mi anlattım. Farklı bir çocuğa sahip olmak çok büyük sorumluluk. Bunu söylemek için anlattım.

  

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..