Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mart '10

 
Kategori
Futbol
 

20.000 kırmızı kart ayıbı!

20.000 kırmızı kart ayıbı!
 

Marka değeri!


Antu.com ve diğer taraftar grupları bir araya gelmiş ve kararlar almışlar. antu.com'da "taraftar gruplarımızın son bildirisi" adı altında yayınladıkları bildiri şöyle:

"Kulübümüzün son zamanlarda maruz kaldığı haksızlıklar neticesinde ortak bir bildiri yayınlayan tribünlerimizin önde gelen grupları bir araya gelerek somut bir takım kararlar almıştır.

Kulübümüzün menfaatleri gereği ortak şekilde alınan aşağıdaki kararlar, tüm taraftarlarımızla birlikte kamuoyunun dikkatine sunulur.
Hakem hatalarına yönelik son olarak yayınladığımız ortak bildirinin somut devamı olarak 07.03.2010 Pazar günü oynanacak Antalyaspor maçı öncesi bir basın açıklaması yapılacaktır.

Aynı düşünce doğrultusunda hazırlanan 20.000 adet “Kırmızı Kart” ve buna bağlı sloganlarla tribünlerde tepkimiz gösterilecektir. Son zamanlarda kasıtlı olarak yaratılan karamsar tablonun aksine şampiyonluğa olan inancımız gereği, profesyonel futbol takımımıza olan desteğimiz devam edecektir.
Bu eylemlerimizin amacı, kulübümüze imtiyaz tanınması değil, tamamen adil bir ortamın sağlanmasına yöneliktir.

Fenerbahçe’mizin haklarının yenilmesine devam edildiği sürece, protesto ve eylemlerimiz artarak devam edecektir. Camiamıza ve kamuoyuna saygılarımızla duyurulur"

Şimdi fenerbahçeye yapılan şu haksızlıkları (!) bir inceleyelim:

Aziz Yıldırım Eskişehir maçının daha bir iki gün öncesinde fenerbahçe dergisinde yaptığı açıklamalarda ".... Senin olayın, benim olayım yaklaşımı bugün olayların bu noktaya gelmesinin en önemli nedenidir. Herkesin sıfır tolerans ile olaylara yaklaşması, yaşanan üzücü bir olayın ardından "ama" şeklinde yan açıklamalara sapmaması, ....." demişken, Eskişehir maçından sonra ".. evet biz kötü oynadık ama ...." demiş ama bizzat kendisi (kendi yazdığının daha mürekkebi kurumadan) kıyameti koparmıştı.

Hep fenerbahçe aleyhine hata yapılıyormuş, hatta yapılan hatalar o kadar çoğalmış ki en sonunda konuşma gereği duymuş. Herkes ayağını denk alsınmış.. Halbuki o maçta E.Şehir'in de penaltısı verilmemiş ve hakem fenerbahçelilere göstermesi gereken en az 5 kartı göstermemişti.

Bunun üzerine Vatan Gazetesi bir inceleme yayınladı. Bu incelemede FB lehine ve aleyhine yapılan hataların birbirine eşit olduğu açıkça görülüyordu. Ne zaman? Eskişehir maçından hemen sonra. Bence eşit bile değildi çünkü bir Manisa maçı vardı ki hakem hata yapmadı adeta maçı Manisa'dan aldı fenere verdi. Bunu hiçbir fenerli yazmadı, konuşmadı..

Aleyhine bir fazla hata yapılmayan ve kötü oynadığı için puanlar kaybeden fenerbahçeliler işin hiç bu kısmına bakmadı. Efendim maç 0-0 iken penaltısı verilmemiş. Sanki hakem maç 0-0 iken 30. dakikada hata yapınca yenilginin tek sebebi bu. Öne geçince yenilmeyeceksin diye bir kural mı var? Öne geçip de hiç yenilmedi mi büyük takımlarımız? Öne geçsen psikolojik olarak geriye yaslanma ihtimalin bile çok yüksek iken acaip hesaplara girişmek.. ne kadar mantıklı? O zaman maçı o dakikadan sonra oynatmayalım! Nasılsa fenerbahçenin aleyhine bir kere hata yapıldı artık, FB hakem hatası yüzünden yenilmiş olacak, kesin! Yazıktır yahu, biraz yenen takıma saygı duyun. Maç 0-0 iken FB ofsayttan bir gol attı G.Saray'a, ne diyelim şimdi? Hakem o ofsaytı görseydi GS moral olarak oyundan düşmez hatta yükselir ve her geçen dakika daha iyi oynardı ve en azından bu maç berabere biterdi mi diyelim? Bu düz mantığa göre öyleyse neden "biz Galatasaray'ı hakemin ofsayt golü vermesinden dolayı yendik" demiyorsun?

Bundan sonra ne oldu aleyhine ve lehine hatalı kararlar eşit olan FB cephesinde? Anlatalım: A.Gücü maçında hakem resmen A.Gücü'nün golünü vermemişti. Hele dakika 90+2 iken. (Özellikle belirtiyorum: Ben burada hakemin bu golü tespit edememesini art niyetli görmüyorum ve normal olduğunu düşünüyorum) Yani FB ekstra 2 puan almıştı hakem hatasıyla..

Peki sonra ne oldu? Trabzon maçında durum 0-0 iken 6. dakikada Alanzinho ve Umut karşılarında kaleci Volkan'dan başka kimse kalmamış vaziyette gole gidiyorlar. Bir ofsayt düdüğü. Maratonda inceleniyor tam 3 metre 47 santim!! İNSAF YAHU Hüseyin Fidan!! Buna ne diyeceksiniz? O pozisyon gol olsa (ki normal şartlarda penaltıdan kolay) maçın şekli değişmez mi? Belki de fener yenilecek, olamaz mı? Ya da en azından o 3.47 metrelik pozisyon gol olsa maç 1-1 bitecek. Kaç oldu sezon başından bu yana fener lehine hata? Söyleyelim: 4 puan..

Diyarbakırspor'u yenemeyince yine hedef belliydi: Hakem! Oysa maçın başından itibaren hakeme sürekli elle-kolla fırça atan, rakipleriyle dalaşan, hızını alamayıp Musa'ya orta sahada arkadan kasten dirsek atan emre belözoğlunun daha ilk yarıda ikinci sarıdan kırmızı kart görmesi gerekirken, Musa'ya arkadan dirsek atmasında da direkt kırmızı kartla oyundan atılması gerekirdi. Bilica'nın gole giden oyuncuyu elle tutamayınca önce sağ, sonra sol ayağıyla çelme takarak durdurduğu pozisyonda doğrudan kırmızı kart görmesi gerekirdi. Maçın bitiminde de rakip oyuncuları evsahibi olmanın verdiği şımarıklıkla çileden çıkaran Bilica yine kart görmeliydi. Ancak maçtan sonra okuduğum yazılarda nedense şu tür yorumlar vardı: "Hakem olmasaydı fenerbahçe yenerdi.".. Hatta maç sonucunun kesin 3-0 olacağını yazan bile vardı. Bütün olan biteni görmeden sadece Guiza'nın pozisyonuna takılmıştı fenerbahçeliler. "Penaltımız verilmedi, zaten fenerbahçeye penaltı verilmez, federasyon bizi şampiyon yapmayacak" gibi yorumlarla günümüze yine renk katmışlardı. Hakem olsa ve emre ve Bilica atılmış olsaydı fenerbahçe 1 puanı da alamayacaktı. Kaç oldu haksız alınan: 5 puan..

Manisa maçında 90+6’da top Manisaspor'da iken Baroni’nin koluyla aldığı top sonrası atılan golle maç 2-2 berabere bitmişti. 1 puan daha, haksız puan toplamı: 6

Bursa maçında Emre'nin, Ozan İpek'i arkadan ittiği pozisyonda da hakem penaltıyı vermedi. (Zaten yenildiğinden puan kaybı söz konusu değil). Burada Bursaspor'la oynanan kupa maçlarında Bursa'nın sayılmayan nizami golü ve ikinci maçta verilmeyen penaltılarından dolayı yarı finale çıkılması konusunu fazla deşmeden geçelim.

Sonra İBB maçı oynandı. Maç sonrası Nihat Özdemir, Sarı-lacivertli takımın kötü oynadığını da üzerine basa basa ifade ederek, "her şey normal gitse, hakemin etkisi olmasa, buradan 3 - 1 gibi bir skorla ayrılabilirdik ki, hatıralarımıza baktığımızda Aydınus'un Beşiktaş maçında da bariz penaltımızı vermeyerek 3-0 yenilgiye neden olduğunu görüyoruz. Aydınus, kasıtlı hareketleriyle Fenerbahçe düşmanlığını sürdürdü" dedi.

Hemen kısaca inceleyelim bu meşhur maçı Nihat Özdemir'in açıklamalarıyla beraber:

İlk yarının son saniyesinde atılan gol kesinlikle ofsayttı. Şut kaleciye doğru gelirken, topla kaleci arasına giren Dos Santos kaleciyi yanıltıyordu. Dos Santos araya girmeseydi, topun yanından geçtiği yer kalecinin müdahale edebileceği kadar yakındı. Demek ki yene bir hak yok.

59. dakikada Baroni'nin yaptığı hareketin tek bir adı vardır: Kırmızı kart! Sayın Özdemir bunu söylemedi. (Hani tüm hatalar FB aleyhine yapılmıştı? Yok "hakem penaltımızı verseydi", yok "rakip bir kişi eksik kalsaydı" gibi faraziyelerle maçın sonucu hakkında ahkam kesmeye alışkınlara cevap: Guiza'yı düşüren oyuncunun atılmasından daha önceki pozisyon bu olduğuna göre, Baroni atılsaydı 10 kişi kalan FB, böylesine kötü oynadığı bir günde belki de Guiza'nın gole giderken düşürüldüğü pozisyonu bile bulamayacaktı. Belki de fark olacaktı.)

Bu maçta Alex'in kırmızı kartını söylemeden önce Sayın Özdemir'in söylemediği başka bir şey daha vardı: Topun oyun içerisinde hakeme çarpması ilk kez Alex'in başına gelmiyor. Dolayısıyla Alex'in hakeme tepkisi fazla abartılı ve tribünleri tahrik eder nitelikte, yani sarı kart. O sinirle İBB'li futbolcuya arkadan yaptığı hareket de sarı kartlık.

Guiza'nın gole giderken düşürülmesi kırmızı kartla cezalandırılmalıydı. Sayın Özdemir burada haklıdır.

Ancak yanlış yanlışla telafi edilmemeliydi. Alex'e gösterdiği kartın rengi sarı da olabilirdi. Sonuç olarak bir mağduriyet söz konusu değildir.

"Penaltımızı vermeyerek 3-0 yenilgiye sebep olduğunu görüyoruz" açıklaması ise sadece komiktir, acizlik ifadesidir.

Baroni atılsaydı 10 kişi kalan rakibi karşısında maçı İBB yine kazanacaktı. Puan kaybı yine yok. Yani fenerbahçe bu sezon hakem hatalarıyla +6 puan kazanmıştır. Acaba şikayet edilen bu mudur? Az mı gelmektedir?

Sonuç olarak 20.000 kırmızı kart eyleminin sebebi olarak gösterilen son maç ve ondan önce fenerbahçe aleyhine yapıldığı iddia edilen hataları inceledik, tek tek.

İnceleme sonucunda Fırat Aydınus'u FB düşmanı olarak nitelemenin haksızlık ve düşüncesizlik olduğu çok net olarak gözükmektedir. Yönettiği fenerbahçe maçlarına baktığınızda, istatistikler de öyle söylemiyor. Ayrıca Beşiktaş maçında penaltıyı vermiş olsaydı FB'nin maçı alacak olmasının bir garantisi yoktu. Dediğimiz gibi, o zaman hakemlerin ilk hatalarda maçları durduralım, nasıl olsa lehine hata yapılan takım artık maçı alsa bile kıymeti kalmayacak.

Hal böyleyken, Galatasaray'a Kadıköy'de ilk golü ofsayttan atmış bir takımın taraftar oluşumları, "hakemler olmasaydı Galatasaray'ı yenemezdik" de demeliydi.

Hani hakemlerle uğraşmamak ve marka değeri gibi yüksek değerler hedeflenmişti? Bu marka değerinin sadece fenerbahçe iyi giderken gündeme geleceğini söylemiştik.

Her sene en az bir hakemin fenerbahçe düşmanı olması da çok enteresan bir rastlantı olsa gerek.

"Nasıl oluyor da fenerbahçenin her mağlubiyet veya beraberliğinde suç hakemlerin oluyor? Neden rakibi tebrik etmek fenerbahçelilerin doğasında yok? Neden insanların alın terlerine saygı göstermek erdemi hiç gösterilmez?" diye sormuştuk bir kaç kez, Aziz Yıldırım FB dergisinin son sayısında bunu da cevapladı:

Biz ikinciliği "HAZMEDEMEYİZ"

Mağlubiyet Siz hiç puan kaybedildiğinde FB camiası tarafından hakemlere kusur bulunmayan hafta gördünüz mü?

Galip geldikçe centilmenlik çağrıları yapan fenerbahçelilerin beraberlikler ve mağlubiyetler alındıkça ne kadar centilmen (!) oldukları konusunda hafızalarımızı tazelemeye devam ediyoruz.

Hakemlerin yakasından düşme vakti gelmedi mi artık?! Böyle yapıldıkça sporda anarşinin ve kavganın sonu gelmeyeceği görülemiyor mu? Türk sporunun gelişmesinin önündeki en büyük engel bu yaklaşım ve sadece kazanmaya dayalı "spor"dan uzak anlayıştır..

Bugün yapılan 20.000 kırmızı kart ayıbı Nihat Özdemir'in açıklamalarının eseridir. Bu tip yöneticiler bu kavgacı ortamın, bu intikamcı yaklaşımların, bu düşmanlıkların ve bu hazımsızlıkların asıl nedenidir. Yöneticiler taraftara şirin görünmek için amigoluk yapmamalıdır.

Diğer takımlara hatalar yapılmıyor mu? Şüphesiz ki yapılıyor ancak hep gündemde hakem hatalarını tutarak baskı yaratmaya çalışmanın ve ortamı sürekli gergin tutmanın Türk sporuna ve şu meşhur "marka değeri"ne ne gibi bir faydası olacaktır? Marka değerinin gündeme gelmesi için fenerbahçenin hep galip gelmesi mi gerekmektedir?

Bu arada maçtan sonra rakip oyuncunun kafasına para atarak yaralamanın cezası 50.000 TL olarak açıklandı. Bunun tersi olsaydı, sanırım bunu da şiddetle eleştireceklerdi. Burada önemli olan konu, olayın FB'nin aleyhine olup olmaması mıdır?

"Ya siz .." diye başlayan itirazları duyar gibiyim. Sizin bizim yok, hepsi hatadır, -bugüne kadar olduğu gibi- onları da eleştireceğimizden hiç kuşkunuz olmasın.

Yazarın notu: Bugüne kadar hep Aziz Yıldırım'ı eleştiriyordum. Meğerse böyle yöneticilere ve taraftar gruplarına öyle bir başkan çok bile mülayimmiş..

 
Toplam blog
: 293
: 1063
Kayıt tarihi
: 07.11.08
 
 

Sporun bir kavgadan çok; ahlak, mücadele, eğitim, zeka ve dürüstlük olduğuna inanıyorum. Doğaya, ..