Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Aralık '09

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

20'li yaşlardaki "ben istiyorum" dönemi nasıl öğrenilmiş çaresizliğe dönüşür?

İstemek, Başarmanın % 50'sidir derlerdi ama ben inanmazdım :) O zaman herşeyi istiyordum ama hiçbirisi gerçekleşmiyordu. Bu sözü söyleyenlerin imalı bir şekilde söylediği çok açık. Bizler direk anlamıyla düşünüyoruz. Örneğin kendime yepyeni büyük ekranlı bir Tv almak istiyorum.


Peki bunun için yeterli param var mı ? - Hayır Bunu bana hediye edecek zengin bir arkadaşım , tanıdığım var mı ? - Hayır Örnekleri çoğaltsak bile sonuç değişmeyecek. O zaman burada düzeltilmesi gereken Gerçekten İstemek başarmanın %50 sidir şeklinde olmalıdır. Gerçekten istediğimiz An şunları da düşünmemiz gerekir :

İsteğimize kavuşunca aynı hazzı alacak mıyız?

İsteğimize kavuşamazsak bizim için ızdırap dolu günler mi başlayacak? İsteğimize ulaşmak için herşeyi denedik mi? İsteğimize sahip olan bir kişiyi dışarıdan gözlemledik mi?

Eğer bu soruların cevabını kendimize dürüstçe verebiliyorsak bu isteğimize kavuşmaya az kalmıştır. Çünkü hiçbir çabada bulunmadan sadece dış çevrenin yönlendirilmesi ile isteklerimizi dile getiriyor ve buna sahip olmak için bir altyapı çalışmasında bulunmuyorsak sadece laf kalabalığı yapıyoruz demektir.

20 li yaşlardaki genç insanlarında okul dönemlerinin sona ermesi ile toplumda bir yer edinmek ve bunu maddi güce dayalı gösterme isteği çevresel koşullarla belirlenmektedir. Arkadaş yada iş çevresinde saygınlık edinmek, kendine olan güveni sağlamlaştırmak ve sözünün sayılır olmasını umut etmek gibi sıralanabilir.

Ortaya konulan isteklerin gerçekleşmeme sayısı arttıkça , bu kişi için sadece bir tercih haline gelmekte ve başarılı olamadığı isteklerini sadece tercihlerinden çıkarttığı düşüncesine kendini inandırmaktadır. Bu aynı zamanda öğrenilmiş çaresizlik denilen hastalığın pençesine yavaş yavaş düşme olarak da gösterilebilir. Bundan sonraki aşamalarda ise her yeni isteğini dile getirişinde zaten işin sonucuna varamayacağını kabul ederek daha küçük ve önemsiz isteklere enerjisini vererek, hem küçük bir hedefe ulaşmakta hemde bundan memnun olmayarak kendini yıpratmaktadır.

Çevrenizde gördüğünüz herşeye burun kıvıran, çalışarak hiçbiryere gelinemeyeceğini savunan işte bu topluluğun gelişimi ve süregelen düşüncelerinden ibarettir. Kesinlikle onlara çalışmanın doğru olduğunu ve ancak başarıya bu yolla gidileceğini savunmayın çünkü onların kalıplaşmış düşünceleri size muhalefet olmak için tüm gücü ile karşı saldırıya geçecektir. Bir anda kendinizi neyin içinde bulduğunuzu şaşırabilirsiniz.

İsteklerinizi biriktirmek yerine öncelikle ulaşılabilir hedeflerinize odaklanmalı ve her yeni başarınızın sizi sonraki hedeflere taşıyıcı bir ara birim olduğuna kendinizi inandırmalısınız. Çevrenizde başarılarını örnek alabileceğiniz kişiler varsa onların hikayesini de dinlemek sizin için çok faydalı olacaktır. Hedeflerinize gözükapalı, doludizgin gitmek yerine odaklı ve kontrollü bir şekilde ulaşmanız dileklerimle.

Yazan : Turgay GEZİCİ Diğer Yazılarım : http://www.bilincalti.com/

 
Toplam blog
: 98
: 414
Kayıt tarihi
: 11.12.09
 
 

1977 İstanbul doğumluyum. Web Tasarım ve Bilişim Danışmanlığı yapmaktayım. Uzun yıllardır ilgi du..