20 Mayıs Pazar

Dün 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'ydı. Doğal olarak bununla ilgili haberler bugünkü ilk sayfaları süslüyor. Ankara’daki törenlerde Cumhurbaşkanı Sezer’e gösterilen ilgi dikkat çekiciydi.

"HALKTAN ALKIŞLI UYARI" (Cumhuriyet). 19 Mayıs törenlerinde Sezer’e yoğun sevgi gösterilirken iktidara mesaj verildi.

"MUSTAFA KEMALLER BİTMEZ" (Posta). 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı için İzmir’de yapılan törende gençler adına konuşan liseli Fatih, "Atamızın ölümünü fırsat bilip ülkemiz için hain emeller besleyenler fazla sevinmesin, Mustafa Kemallar bitmez" deyince, büyük alkış aldı. Ankara’daki törende ise Cumhurbaşkanı Sezer ayakta alkışlandı.

"BAYRAKLAR GÖKLERDE" (Radikal). 19 Mayıs kutlamaları sırasında askerler hükümete dokundurdu.

"ALKIŞLARLA" (Takvim). Ankara 19 Mayıs Stadı Cumhurbaşkanı tören için stada giriyor. Stat ayağa kalkıyor uzun süre Sezer’i alkışlıyor.

Gazetelerin birinci sayfalarında bugün alışık olmadık şekilde Fenerbahçeliler’i sevindiren Galatasaraylılar’ı üzen bir spor haberi vardı. Ancak haberin birinci sayfada yayınlanmasının asıl amacı maalesef biraz farklı ve acı.

Geçen hafta Beşiktaş’ın Bursaspor’a yenilmesiyle matematiksel olarak şampiyonluğunu ilan eden Fenerbahçe, bu hafta ezeli rakibi Galatasaray’la Ali Sami Yen Stadı'nda karşılaştı.

Günlerdir iki takım arasındaki rekabetin taraftarlar ve futbolcular arasında daha da ileri boyutları taşınmaması ve bir nevi barış ilan edilmesi adına, sahaya çıkan takımı Galatasaray’ın alkışlaması gerektiği konuşuluyordu.

Ancak sarı kırmızılı taraftarlar bırakın alkışlamayı, futbolcuları taşıyan otobüsü taşlayarak bir karşılama töreni yaptılar. Sahada ise daha maç başlamadan olaylar çıktı. Maç sırasında sahaya pet şişe, meşale ve nihayet tribünlerdeki koltuklar yağdı.

Bu arada kadroda bile bulunmayan Hasan Şaş’ın sahada ortamı geren hareketleri de dikkat çekti.

Bir ara hakemin tatil ettiği maç zor da olsa sonuçlandı ve Fenerbahçe sahadan 2-1 galip ayrıldı. Böylece hem şampiyonluğunu taçlandırdı, hem de spor dışı davranışlara, sahada oyunu kazanarak cevap verdi.

Ayrıca sahada futbolcuların birbirlerine karşı tavırları ve maç sonunda Gerets’in sarı lacivertli futbolcuları tebrik etmesi de sevindiriciydi.

Futbol adına, daha doğrusu Galatasaray adına kötü bir gün yaşandı. Bu kadar kendinden geçmiş bir taraftar kitlesinin takıma fayda yerine zarar verdiğini herkes gördü. Taraftarlık bu değildir ve olmamalıdır.

İşte "olaylı maç" olması yüzünden gazetelerin ilk sayfaları buna ayrılmıştı. Belki bu son olur ve bunda sonra iki ezeli rakip arasında yeni bir sayfa açılır diye umut ediyorum.

"TRİBÜN TERÖRÜNE SPORCU DERSİ" (Hürriyet). Ali Sami Yan’deki derbi futbol tarihine utanç gecesi olarak geçti. Cimbom tribünlerindeki holiganlar terör estirdi. Tek teselli, Galatasaray’ın hocası ve futbolcularının 2-1 yenildikleri maç sonunda Fenerbahçe’yi kutlamaları oldu.

"FUTBOLDA KARA GÜN" (Milliyet). Fenerbahçe Galatasaray derbisinde büyük olaylar yaşandı. Polisle taraftar çatıştı. Sahaya yabancı madde yağdı.

"İŞTE ŞAMPİYON" (Posta). 100. yılında 17. şampiyonluğunu geçen hafta ilan eden Fenerbahçe, dün Ali Sami Yen’de Galatasaray’ı 2-1 yendi. Fener’in gollerini Edu ve Lugano attı. Sahaya fırlatılan yabancı maddeler nedeniyle oyun 20 dakika durdu.

"GURUR FENERBAHÇENİN UTANÇ FUTBOLUN" (Sabah). Sarı Lacivertliler şampiyonluklarını Ali Sami Yen’de taçlandırdı. Yabancı madde yağmuru altında oynanan derbide futbol kaybetti.

"UTANÇ GECESİ" (Star). Ali Sami Yen’deki derbide futbol sustu, terör konuştu. Maç boyu sahaya pet şişe yağdı. Fener 2-0 öndeyken hakem soyunma odasına indi.

"14-0 KAZANDI" (Takvim). Fenerbahçe yüzüncü yılında tarih yazdı. Ezeli rakibi ile futbol, basketbol ve voleybolda toplam 14 maç yaptı, dün 14. sünü de kazandı. Deplasmanda şişe, koltuk ve meşale yağmuru altında Galatasaray’ı 2-1 yenerek şampiyonluk keyfini ikiye katladı.

"HİÇ YAKIŞMADI" (Yeni Şafak). Galatasaray’la Fenerbahçe arasında oynanan derbide 100 yıllık dostluğa leke süren sahneler yaşandı. Galatasaraylı taraftarlar şampiyon Fenerbahçe’yi alkışlarla değil, futbolcuları taşıyan otobüse taş yağdırarak karşıladı.

Günün üzücü olayı sadece bu kadar değil. Yine küçücük bir çocuğun ölümü var gazetelerde. Bu seferki daha da farklı. Bademcik ameliyatı olan 5 yaşındaki çocuğun kanaması bir türlü durmuyor. İddialara göre doktoru “şımarıklık” teşhisi koyuyor ve on bir gün sonra çocuk kan kaybından ölüyor.

Hani insanın basiretinin bağlanması diye bir şeyden bahsederiz ya, burada sanki öyle bir durum var. Yani bir çocuğun ameliyat sonrası kanaması bu kadar devam edecek, doktor bunu şımarıklık gibi tıpta yeri olmayan bir nedenle görmezden gelecek, aile de ısrarla sadece bu doktora gitmek yerine ne oluyor deyip başka bir doktora gitmeyi akıl edemeyecek ve çocuk ölecek…

Üst üste gelmesi ve kabullenilmesi zor gibi geliyor ama bir gerçek…

"ŞIMARIK DEDİ, ÖLÜME GÖTÜRDÜ" (Akşam). Bademcik ameliyatı olan 5, 5 yaşındaki Emine Nur, 10 gün boyunca kan tükürdü. Doktor sürekli şımarıklık yapıyor, bir şeyi yok diye başından savdı. Ve dünyalar güzeli kız kan kaybından öldü.

"GÖZ GÖRE GÖRE ÖLDÜ" (Sabah). 5, 5 yaşındaki Emine bademcik ameliyatından 11 gün sonra öldü. Aile kanamayı önemsemediği için doktoru suçladı.

"NUR YÜZÜ SOLDU" (Star). Bademcik ameliyatı sonrası kötüleşen 5 yaşındaki Nur’a doktorlar şımarıklık yapıyor dedi. Minik yavru önceki gece hastanede öldü.

Manşetlerde yer alan diğer gazete haberleri de şöyle:

"SEKS SKANDALINDA BİR DE SAVCI VAR" (Bugün). İddia çok ağır. İstanbul’da bir savcı fuhuş çetesi ile bağlantılı çalıştı. Çeteyle ilgili ihbarları sümenaltı etti. Hakimlere de kadın pazarladı.

"19 MAYIS'TA GARİP TOPLANTI" (Güneş). Aileden sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, İran, Filistin ve Mısır’dan gelen kara çarşaflı delegelerle kadın zirvesi yaptı.

"ÇIKTIK AÇIK ALINLA 57 ÜLKEYE" (Hürriyet). Türkler’in hazır giyim başta olmak üzere ev tekstlinden ayakkabıya, halıdan takıya yarattığı markalar, Kosta Rika, Güney Afrika ve Meksika’ya kadar dünyanın dört bir yanında 1700 mağazayla bayrak gösteriyor.

"SAMSUN ÇIKARMASI" (Milliyet). Baykal ve Sezer 22 yıl sonra gelen güçbirliği kararının ardından bugün ilk kez Samsun’da kitlelerin önüne birlikte çıkacaklar…

"ÇAL PARTİNİN KAPISINI GÖR BAŞINA NELER GELİR" (Radikal). Seçime az kaldı. Ama partilerin çoğu havaya giremedi. Küçükçekmece’deki ilçe teşkilatları ayaklarına gelen kararsız seçmene pek yardımcı olamadı.

"CUMHURİYETÇİLER ÇÜRÜK YUMURTA MI?" (Tercüman). Başbakan’ın Van’da yaptığı konuşmada çürük yumurta benzetmesine tepki gösteren CHP genel sekreter yardımcısı Mehmet Sevigen, Erdoğan’ın Türk halkından özür dilemesini istedi.

"CHP’YE KAYIP 3 TRİLYON SORUSU" (Yeni Şafak). CHP Kanaltürk’e verdiği 3 milyon doları iş avansı diye açıkladı. Ancak Kanaltürk hesaplarında bunun karşılığı çıkmayınca Anayasa Mahkemesi’ne CHP’nin hesapları soruldu.

"BEŞ YILDIZLI OTELLERDE ÜÇ TABAK YEMEKTEN BİRİ ÇÖPE GİDİYOR" (Zaman). Akdeniz’deki beş yıldızlı otellerde yapılan bir araştırma, yemek israfının boyutlarını ortaya koyuyor. Açık büfe çalışan tesislerde plansızlıktan dolayı her gün üç tabak yemekten biri çöpe atılıyor. Sektör temsilcileri bu sayede günde 14 bin kişinin doyurulabileceğini belirtiyor.

Yarın yeniden buluşabilmek umuduyla…