Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

20 Nisan Cuma

20 Nisan Cuma
 

Malatya’ da işlenen ve hepimize şok geçirten cinayetle ilgili değişik bilgiler, bugünkü gazetelerin yine manşetlerinde yer buldu.

Cinayetin ipuçlarını kavrayıp çözmek kolay bir iş değil. Ortada çok basit şekilde işlenmiş bir olay da yok. Polisin kapıya gelmesi üzerine katillerin öldürme eylemini gerçekleştirdiği iddiası, vahşet dolu bir işkencenin nasıl ve neden yapıldığını pek açıklamıyor.

Yakın zamana kadar jöleli bir genç olarak bilinen 19 yaşında bir delikanlının, karıştığı ilk olayda böyle bir vahşeti gerçekleştirmesi de bir garip.

En çok takıldığım noktalardan biri de sanıkların eylemi vatan için yaptık diyebilmeleri. Ben her yönüyle düşünmeye çalışıyorum, ortada vatana, millete fayda sağlayacak en ufak bir iz bile göremiyorum.

Bu insanlık dışı olayın vatana nasıl bir fayda sağladığını merak ediyorum ve zanlıların ağzından duymak istiyorum. Bu bir slogansa, aynı duyguları taşıyan başkalarını tetikleyebilir. Bu bir görüş ve inanışsa bunu açıklamalarında yani anlatamamalarında büyük yarar var.

Şimdi gazetelerin manşetlerine bir göz atalım:

BİZ ÖLÜYORUZ (Birgün). Malatya’da 3 kişinin elleri bağlandıktan sonra boğazlarının kesilerek katledilmesi tepkiyle karşılandı. Saldırıya bazı siyasilerin ve yayın organlarının zemin hazırladığına dikkat çekildi.

KATLİAMIN SIRRI OTELDE (Bugün). Misyoner cinayetinde şok gelişme.. Katil zanlıları kurbanların 10 gün önce otelde düzenlediği paskalya toplantısına katılmış.

KATLİAMDA TARİKAT İZLERİ (Cumhuriyet). Santoro ve Dink suikastlarında olduğu gibi Malatya vahşetinin zanlıları da genç müritler…

KADROLU HIRİSTİYANLAR (Güneş). Dink cinayetinin ardından mantar gibi biten “Hepimiz Ermeniyiz” pankartlarının benzeri, Malatya katliamından sonra da aynı süratle meydanları doldurdu.

İŞTE VAHŞETİN OTOPSİSİ (Hürriyet). Malatya’daki Zirve Yayınevi baskınında yaralanan ancak daha sonra hastanede can veren Uğur Yüksel’in ameliyatına giren Doç. Dr. Murat Uğraş karşılaştığı dehşet verici manzarayı Hürriyet’e anlattı.

ŞER GÜÇLER İŞBAŞINDA (Milli Gazete). Misyonerlik faaliyetlerine yeni kapılar açmak için kurulan tezgaha dikkat…

YİNE GÖZ GÖRE GÖRE GELDİ (Milliyet). Malatya vahşetiyle Hrant Dink cinayeti büyük benzerlikler gösteriyor. Tehdit, yerel Basın’da hedef gösterme, atış talimi, saldırılara internette destek, örgüt yok açıklamaları…

SON GÜNLERİYDİ (Posta). İncil basan Malatya’daki Zirve yayınevinde çalışan biri Alman 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili dün çarpıcı bilgiler ortaya çıktı. 5 katil polisin yayınevinin kapısına geldiğini anlayınca işkence yaptıkları kişilerin boğazını kesti. Saldırı gerçekleşmeseydi tehdit alan yayınevinin sahipleri bugün kapatacaktı. Öldürülen 3 çalışanın bu son iş günüydü. Katillerin saldırıdan iki gün önce atış talimi yaparken gözaltına alınıp bırakıldığı belirlendi.

10 BİN KİŞİ HIRİSTİYAN OLDU TÜRKİYE KORKTU (Radikal). Yetmiş milyonluk Türkiye’de 10 bin kişi din değiştirdi. Misyonerlerin sayısı ise 50. Buna karşı partiler din elden gidiyor diyor. MGK misyonerliği tehdit sayıyor.

KATİLLERİ AFFETTİM (Sabah). Malatya’da 156 bıçak darbesiyle öldürülen Alman’ın üç çocukla dul kalan eşi Geske, intikamı düşünmüyorum, dedi.

BİZ BAĞLADIK EMRE ABİ KESTİ (Star). İşte Malatya katliamının dört sanığının tüyler ürperten ifadeleri. Biz el ve ayaklarını bağladık boğazlarını Emre Abi kesti. Vatan için yaptık.

JÖLELİ EMRE NASIL CELLAT OLDU (Vatan). Kitabevinde üç kurbanın da boğazlarını Emre Günaydın’ın kestiği belirlendi. Oysa Emre geçen yıla kadar iyi giyinmeyi seven jöleli saçlı bir çocuktu.

VAHŞETE LANET (Yeni Asya). Malatya’da İncil dağıtılan kitabevinde üç kişinin vahşice katledilmesine toplumun her kesiminden tepki yağıyor.

BİZ BAĞLADIK EMRE KESTİ (Yeni Şafak). Malatya katliamı zanlıları kaçmaya çalışırken yaralanan Emre’yi suçladı. Emre hıristiyanlığa ilgi duyuyorum diye içlerine girdi. Biz bağladık Emre kesti. Polis Emre’nin bağlantılarını araştırıyor.

10 GÜN ÖNCE DE AYİNİ BASMIŞLAR (Zaman). Malatyadaki vahşette gözaltı sayısı 10’a çıktı. Protestan kilisesi 8 Nisan’da düzenledikleri ayini basanların aynı kişiler olduğunu açıklarken, zanlılar polise bizi tanıyorlardı, korkutmak istedik, Emre boğazlarını kesti, dediler.

HUZURUMUZU BOZAMAZLAR (Türkiye). Malatya olayını değerlendiren Abdullah Gül, hoşgörüye, huzura ve istikrarımıza yapılan bu hain saldırılar başarıya ulaşamayacaktır, dedi.

Yorum : Olayın tamamen Türkiye’nin huzurunu bozmaya yönelik bir eylem olduğu muhakkak. Bu huzursuzluğun 5 gence sağlayabileceği hiçbir çıkar yoktur. Ama onları tetikleyen, dolaylı ve dolaysız yoldan teşvik eden kişi ve kurumların, bundan bekledikleri bir menfaat olmasa böyle bir eylemin yapılmasına neden imkân sağlasınlar?

Bu tür hadiselerin artık görünen şekliyle basitçe değerlendirilmesi dönemi geçmiştir. Bireysel olarak böyle bir eylemi yapacak düşünceye sahip insanlar olsa bile, dışarıdan bir teşvik almadan bunu yapmaları, ancak uyuşturucu ve benzeri etki yapan maddelerle akıllarını devre dışı bıraktıkları takdirde mümkündür.

Bir ihtimal de akli denge bozukluğudur ki, hem yakalanan kişilerin böyle bir durumu bulunmamaktadır, hem de böyle bir şey ancak tek kişi tarafından yapılabilir.

Bu konuyla ilgili dünyada Türkiye aleyhine hayli yazılar yazılmasına ve yorumlar yayınlanmasına rağmen aklıselimi ön planda tutanların da olduğunu görmek sevindiricidir.

AB Komisyonu Genişlemeden sorumlu Üyesi Olli Rehn’ın, “Saldırı vahşi bir cinayettir, adli bir olaydır. Türkiye din ve vicdan hürriyeti olan bir ülkedir. Türk hükümeti gerekli tedbirleri almaktadır.” şeklindeki açıklamasının yanında Alman Bild gazetesinin, “Medeni ve Avrupai bir ülke olan Türkiye üzerine açık bir oyun oynanıyor. Dünya bu oyuna gelirse korkak caniler hedefine ulaşmış olur.” şeklindeki yorumu dikkat çekicidir.

Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili bilmece devam ediyor. Başbakan ketum davranışını sürdürürken, farklı söylemlerle gazetecilere tahmin yapma fırsatı vermiyor.

ŞOK ADAY BEKLEYİŞİ (Akşam). Erdoğan öyle bir karar alacağız ki, farklılığımız herkesi şaşırtacak, Türk siyasetini şok edeceğiz, deyince gözler sürpriz adaylara çevrildi.

ÇANKAYA SENARYOLARI (Vatan). Erdoğan’ın şok karar alacağız herkes şaşıracak açıklaması üzerine Ankara kulislerinde spekülasyon niteliğinde senaryolar dolaşmaya başladı.

Yorum : Nedense içimde bu şaşırtıcı kararın aslında en bilinen en klasik adayın açıklanması olacağı gibi bir his var. Zaten hani yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik diye bir tabir vardır. Artık çok az bir zaman kaldı. O kadar daha sabredelim gitsin.

MESAJ YERİNE ULAŞTI ( Cumhuriyet). Sezer mitingin, Büyükanıt da köşkle ilgili açıklamalarının yansımalarını değerlendirdi.

ANLAMAYAN AKILSIZDIR (Tercüman). Orgeneral Büyükanıt Cumhurbaşkanı TSK’nın da başkomutanı. Laiklik de sözde değil, ösde olmalıdır sözü için Halk mesajı algıladı. Algılamayanın aklından şüphe ederim, dedi.

Yorum : Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, verdikleri mesajın yerine ulaştığı görüşündeler. O zaman mesele yok. Ancak fıkranın sonunda gülen olmayınca onu daha anlaşılır şekilde anlatmaya kalkmak bazen espriyi tatsız hale getirebilir diye düşünüyorum.

FEHRİYE KAFEDE (Güneş). İnterpol’ün güya dünyanın her yerinde aradığı Fehriye Almanya’da elini kolunu sallayarak dolaşıyor.

FEHRİYE SEFADA (Tercüman). Almanya’da olduğu 21 Mart’ta Tercüman tarafından duyurulan Fehriye Erdal Aachen kentinin en büyük meydanı Markplatz’da bir kafeteryada görüntülendi.

Yorum : Özdemir Sabancı’nı katili Fehriye’nin Belçika’daki yargılanmasında, hüküm giydiği gün kaçmasında görülen anormalliklere şimdi bir yenisi daha eklenmiş görülüyor: Almanya’da dolaşıyor olması… Avrupalı dostlarımızın yaptıklarına akıl ermiyor bazen…

ÇATI DYP’DE BAŞKAN AĞAR (Hürriyet). DYP lideri Ağar, Anavatan’la görüşmeleri değerlendirdi. Genel başkanlık ve ana çatı konusunda bir çelişki yok, dedi.

Yorum : ANAP’la DYP arasında partilerin kuruluş amacı açısından 180 derecelik bir fark vardı. Özal’la Demirel arasındaki fark neyse partiler arasındaki fark da oydu.

Ancak Özal’dan sonra yönetime gelenler bu misyonu bırakın uygulamayı, anlamadılar bile. Ve nihayet Anavatan partisi DYP çizgisinde sıradan bir parti haline geldi. Birleşmesi gereken iki parti değil, kaprisleri uğruna farklı yerde yer alan siyasetçilerdir. Sonuç olarak Türkiye’nin siyasi hayatında çok önemli bir yeri olan ANAP bu şekilde tamamen tarihe karışmış olacaktır.

ÇANKAYA’DAN BASIN’A SALVO (Sabah). Yedi yıldır medyaya mesafeli duran Cumhurbaşkanı Sezer dün, Türk Basın’ı kötü, Türkiye’yi kötü bir yere götürüyor, dedi.

Yorum : Cumhurbaşkanı Sezer Basın’la ilgili bu görüşünü keşke böyle giderayak bir suçlama şeklinde değil de, görev yaptığı zamanlarda sonucu değiştirmeye ve kötülüğü iyiliğe çevirmeye yarayacak şekilde yapmış olsaydı, çok daha faydalı olabilir ve geride bir iz bırakabilirdi. Bu davranış hiçbir şeyin değişmesine sebep olmayacaktır.

İKİ FARKLI SEZER (Vakit) Hükümet tarafından gönderilen bürokrat atamalarında özel hayatları kapıcılardan soruşturacak kadar titiz davranan başarılı bürokratların sırf eşleri başörtülü diye atamalarını yapmayan Sezer, aynı aileden 3 terör suçlusunu birden affetti ve onlar da tekrar dağa çıkarak devlete kurşun sıktılar.

Yorum : Eğrisiyle doğrusuyla yedi yıllık bir süre geride kaldı ve Sezer Türkiye’nin onuncu cumhurbaşkanı olarak tarihteki yerini aldı. Onu en iyi tarih anlatacak.

EVLAT ACISI (Takvim). Ali Dinçer son dileğim kızımın düğününü görmek diyordu, göremedi. Suna’sı doyamadığı babacığının tabutuna sarıldı ama acısını dindiremedi.

Yorum : Küçük bir çocuğun babasından arkasından gözyaşı dökmesi kadar vor ve acı veren olay azdır. Biraz geç yaşta baba olmanın acı sonuçlarından biri belki de bu… (Bu arada manşet, sanki haberde verilen bilgiyi tam ifade etmiyor gibi… Evlat acısı daha çok ana babanın evladı için duyduğu acıya denir).

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..