Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mart '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

20 NSN

20 NSN
 

http://bluecello.deviantart.com/art/maybe-life-is-a-game-124774393?q=boost%3Apopular%20maybe&qo=2


Belki bugün izinli olmamın da etkisiyle evden hiç çıkmayıp dinlendiğim, kendimi dinlediğim sakin ve huzurlu bir gün geçirmişimdir hatta mutlu olmuşumdur bu dinginlik sebebiyle. Belki de yağmurun sıklıkla yüzünü gösterdiği karanlık ve kasvetli bu bahar günü, içimi de kendi gibi yapmıştır; öylesine oturmuşumdur evde, pencereden kendi mutsuzluğunun yansımasını seyreden biri gibi...

Belki havaya inat erkenden kalkmışımdır, güzel bir kahvaltı, biraz televizyon seyri, bir dostun doğumgünü telaşesi, birkaç sıcacık telefon mesajı, bir dergi için hazırlanan kısa bir kampanya haberi, birkaç karalamaca ve birkaçının henüz düşüncede kalan kelimeye dökülmemiş hali, güne yayılmış çeşitli zaman dilimlerinde kitap okuma keyfi, misafir ağırlama ve akşam yemeği, denk gelinen güzel bir filmdir bu günün özeti. Belki de zamanın bile seni bırakıp gittiğini, öylesine durup kaldığını düşündüğün bir hareketsizlik, bir belirsizlik, bir yalnızlık, sadece ve sadece bir boşluk hali....

Belki düş kurmuşumdur gündüz vakti, cumartesi günü gerçekleşecek bir karşılaşmaya dair olasılıklar üzerine düşünüp, umut etmişimdir her şeye rağmen. Belki de içimi yoklayıp da hiçbir şey bulamamışımdır ne şimdiye ne de geleceğe dair; düşünecek bile olsam kendi ellerimle öldürmüşümdür bütün iyi dilekleri...

Belki sen gelmişsindir zaman zaman aklıma; merak etmişimdir nerede, nasıl ve ne yapıyor olduğunu, senden bir ses duymak ya da bir söz iletmek istemişimdir benden sana. Belki de hiç yokmuşsun gibi; aklımdan bile geçip gitmemişsindir, hiçbir şey olmamıştır senden yana, adın bile geçmemiştir içimden...

Belki neyin ne olduğunu, nerede başlayıp nereye, nasıl varacağını bilecek, görecek kadar akıllıyımdır aslında ben. Belki de sadece yüreğinin izinden giden, her şeyi göze almış, kendinden başka kimseye zararı olmayan kendi halinde bir deli...

Belki bütün bunlar bir türlü uyanamadığım, hatta uyanmak istemediğim bir düştür, uzun, yorucu ama bir o kadar da keyifli. Belki de nedenini, nasılını sorgulamadan her şeyiyle çoktan kabul ettiğim, içinde yer aldığım, kaçıp kurtulmayı düşünmediğim gerçeğin ta kendisi...

Belki ben yokum aslında, hiç olmadım, hiçbir şey istemedim senden, yaşamıyorum bile hatta. Belki de yaşamak, yaşatmak ne demek, az gelir, tanımsız kalır bu duruma; onca ağırlığına rağmen tek bir yürekte taşıyorumdur, yaşıyorumdur iki kişilik bir sevgiyi...

Belki sen yoksundur, neden olmasın, tamamen bir hayal ürünü, bir düşsündür, yoktan var edilmişsindir mesela, olmadık bir ana eklenmişsindir. Belki de hiç olmadığın kadar varsındır da aklımda, yüreğimde beni bırak sen bile bilmiyorsundur yerini, bendeki seni...

Belki şu anda kelimelerinin gözlerimi yormaya, aklımı bulandırmaya başladığı kitabımı bir kenara bırakmış, yatağımın içinde uykunun beni sarıp sarmalamasını beklemekteyim kendi kendime konuşarak. Belki de çoktan uykunun sıcaklığına girmiş, uyandığımda çoğunu hatırlamayacağım düşlerin peşinde oradan oraya gezinmekteyim sadece kendimle yarışarak...

Belki bu satırlar aslında hiç yazılmadı benim tarafımdan; akıldan geçirilmiş olsa da hiçbir kelimeye bürünmedi, dile hiç dökülmedi. Belki de her şey en başından beri yazılıp çiziliyor da ta yürekten, ama senin tarafından hiç okunmadı, hiçbir zaman bilinmedi.

NİSAN MEKTUPLARI 10'

 
Toplam blog
: 246
: 980
Kayıt tarihi
: 27.01.07
 
 

30’ lu yaşların ağırlığında geçiyor artık yaşam ama teğet geçerek, ama kurcalayıp didikleyerek...İst..