Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Temmuz '09

 
Kategori
Siyaset
 

2001 krizi ve sonrasında Türkiye ekonomisi

2001 krizi IMF nin işi ucuza getimek istemesi yüzünden oldu.

2001 krizinin cari islemler açigiyla uzaktan yakindan bir iliskinin olmadigini bugün geriye baktigimizda çok net olarak görebiliyoruz. 3 yil sonra, bütün ögrendigimiz yeni seylerle birlikte, artik çok farkli düsünüyorum. 2001'i dogru anlamamiz gerekiyor. Aksi takdirde birtakim fobilere takilip kalacagiz. Önce sunu görmeliyiz: Biz o dönemde akintiya kürek çekiyorduk. 2000'e gelindiginde kur çipasinin dünyada popüleritesini ve güvenirliligini tamamen yitirdigini göremiyorduk. IMF'in merkez bankalarini doldur bosalt politikasindan geri dönülmez bir sekilde vazgeçtigini kavrayamamistik. Ama disardakiler biliyorlardi. Bugünden farkli olarak, en basindan beri yabancilarin TL'ye 'dogrudan' hiç yatirim yapmadiklarini hatirlayiniz.

Ayrica çok büyük bir yanilgimiz daha vardi. Eger disariya bir kaçis olursa yüksek faizle buna engel olabilecegimize inaniyorduk. Simdi biliyoruz ki yükselen faiz 'sicak parayi' geri döndürmek bir yana tamamen kurutur.
Niye IMF bizi göz göre göre bu yola soktu ? Eger isteselerdi bizim ne dedigimize bakmayip zorla serbest kura geçirtebilirlerdi pekala. Bugün için bir tahminde bulunmak çok zor degil: Serbest kura geçisi UCUZA getirmeye çalistilar. Serbest kura geçis, geçici bir dönem de olsa faizleri daha da çilgin seviyelere yükselterek finansman ihtiyacini misli misli artiracakti. Halbuki diger taraftan yalnizca 3-5 milyar dolarlik kredi açarak isin içinden pekala siyrilabilirlerdi.

Kirilsak kirilsak nereden kirilabiliriz sorusunun yalniza tek bir cevap var: Devletin borçlarini yüksek faizle ve kisa vadelerle çevirmek zorunda kaldigimizda. Vadelerin kisaligi, en ufak olumsuzlugun bile faizlere hizla sirayet etmesine yol açarak bizi borçlar ödenecek mi ödenmeyecek mi noktasina getirecek. Portföy yatirimlari, faizleri indirip vadeleri uzatarak hazinenin karsi karsi kaldigimiz riskleri artirmiyor tersine AZALTIYOR. Söyle düsünün: Portföy yatirimlari hiç olmasaydi faiz harcamalarinin bütçe içindeki yekünü çok daha fazla olurdu. Ekononomi daha zayif seyreder, vergi gelirleri bugünlerle karsilastirilmayacak oranlarda düsük çikardi. Yapacagimiz tasarruflar ne boyutta olursa olsun borç stogunun GSMH'ya oraninin artisina engel olamazdik. Bu pozisyondayken en ufak bir sallantida halimiz ne olurdu dersiniz ? Söyle bir geçmisi tarayin: Seçimler, Irak savasi, Kibris pazarliklari, 8.5'un gelip gelmemesi, FED'in faiz artirimi hikayesi, AB ile olan dalgali seyir vs.. Bunlarin tek bir tanesinin etkisi bile Türkiye ekonomisini yerle bir etmeye yeterdi artardi bile. Bugün hükümet çok sinirlida olsa AB'ye kafa tutabiliyor, Kibris'ta hala pazarlik yapabilecek pozisyonu koruyor, popülizme kaynak ayirabiliyorsa bunu yalnizca 'SICAK PARA'nin ülkeye olan güvenine borçlu, baskasina degil.

Kisaca 'sicak para'yla daha çok ama çok uzun seneler birlikte yasayacagiz. Birbirimizi anlamayi ögrenmeliyiz.

Ayrıca hatırlayın ki 2001 krizinde Amerikalılar, Kemal Derviş'i ülkemize göndererek Türkiye devletindeki alacaklarını almaya, daha ılımlı davranalım kontrol etmeye göndermişti. Şimdi merak ediliyor ABD bizdeki parasını nasıl alacak. Kelin merhemi olsa kendi kafasına sürer misali.. Şimdi aklıma sevgili adnan hocamın anlattığı bi hikaye aklıma geldi. Şu ünlü iki yahudi abrahamla salamanı bilirsiniz.

Hikayeye göre salamanın abrahama borcu vardır ve borcunun vadesi gelmiş borcunu ödeyemeyecek durumdadır. Sabaha kadar uyuyamaz dönüp dolaşır evin içinde. Karısı der ki ne dönüp duruyosun yeter artık yat der. Nasıl uyuyayım? Ben bu borcu nasıl ödeyeceğim? Düşünmeden ödeyemiyorum der Salaman. Karısı camı açar ve
- abraham abraham
- efendim
- salamanın sana borcu vardı ya
- eeee
- o parayı unut sana borcunu veremeyecek der ve kapatır pencereyi. Kocasına döner ve artık o düşünsün hadi yat uyu der.
Bizim de Amerikaya uyguladığımız ekonomik politika bundan farksız gözükmüyor. Ancak bunların sağı solu belli olmaz. Dikkatli olmak lazım..

 
Toplam blog
: 24
: 1041
Kayıt tarihi
: 10.07.09
 
 

Birçok hayalin kahramanı bu yoldan geçerken, hepimiz aslında tek bir ideale koşuyorduk... ..