- Kategori
- Türkiye Ekonomisi
2003-2014 arasında hanehalkının borç yükü 46 kat artarken, geliri kaç kat arttı?
Ekonomide yaratılan mucize hala devam ediyor..!
Mucize devam ederken, halkın durumunu pek aldıran da yok!
Birileri refah içinde yüzüp, milyon avroları sıfırlarken, birileri borç içinde yüzüyor…
Kimin borç içinde yüzdüğünü, kimin milyon Avrolar içinde yüzdüğünü, paraları sıfırlamak için yeni yeni konaklar alındığını yeniden anlatmaya gerek var mı?
Gelin sizleri de ilgilendiren bir konu hakkında bir gerçeği paylaşalım.
Hanehalkı borçlarının 2003 ile 2010 yılları arasında katlanarak arttığına dikkat çeken bir rapor yayınlandı.
Peki, bu raporu kim yayınladı?
Dünya Bankası!
Raporda şöyle diyor: Faiz düşüşü nedeniyle vatandaşın borç yükünün 2003 yılından bu yana olağanüstü arttığını belirterek, şirketlere göre tüketiciden daha fazla kâr elde eden bankaların da vatandaşı bankaya çektiğini açıklıyor.
Dünya Bankası, söz konusu tespitleri, “Yüksek Büyümenin Sürdürülebilirliği: Yurt İçi Tasarrufların Rolü Türkiye Ekonomik Raporu”nda yaptı.
Raporda, hanehalkı yükümlülüklerinin 2003 ile 2010 yılları arasındaki dönemde 8 milyar liradan 135,2 milyar liraya ‘fırladığı’ belirtilirken, bu rakamın 2014’te daha da yükseldiği Merkez Bankası Finansal İstikrar Raporu’na yansıdı.
Dünya Bankası’nın da raporunda baz aldığı Merkez Bankası raporuna göre, hanehalklarının toplam yükümlülükleri mart 2014 itibariyle 371 milyar liraya ulaştı. Böylece hanehalkı yükümlülükleri 2003 yılındaki 8 milyar liralık seviyeden 46 kat artarak 2014’te 371 milyar liraya ulaştı.
Yükümlülüklerin varlıklara oranı da 2003’teki yüzde 9,5 oranından yüzde 51’e çıktı.
Merkez’in raporuna göre, halen vatandaşın 730 milyar lira varlıklarına karşılık 371 milyar lira borcu bulunuyor.
Dünya Bankası'nın raporunda, “Borçlardaki hızlı artışın en büyük nedeni popülerliği artan tüketici kredileri ve kredi kartları olmuştur. Faiz oranındaki genel düşüş, artan gelir ve Türkiye’nin genç nüfus yapısı tüketici borçlanmasındaki hızlı artışın temel itici güçleri olmuştur” tespiti yapılıyor.
Dünya Bankası, hanehalkı borçluluk oranındaki hızlı artışın yanı sıra Türkiye’nin tasarruf açığına da dikkat çekerken, gelişmiş ülkelerde vatandaşı tasarrufa yönelten programları öneriliyor.
Türkiye’nin daha önce başlattığı Çalışanları Tasarrufa Teşvik Hesabı’na (ÇTTH) tasarım ve uygulama sorunları nedeniyle son vermek zorunda kaldığı hatırlatılan raporda, OECD ülkelerinde uygulanan ‘vergiden muaf tasarruf hesapları’nın Türkiye’ye de örnek olabileceği belirtiliyor.
Bankaların tüketicilere verdikleri kredilerden, şirketlere verilen kredilere göre daha fazla kâr elde ettikleri belirtilen raporda, bu kâr marjı nedeniyle bankaların tüketicileri şubelere çekmek için büyük çaba harcadıkları belirtiliyor.
Bu rapor hakkında söz söyleyecek bir ekonomist çıkabilir mi?
Bu arada yandaş ekonomistler bile bu gerçeği kabulleniyorlar.
Peki, halkın borç yükü son 11 yılda 46 kat artarken, geliri kaç kat arttı?
“Borç yiğidin kamçısıdır” diyen eski bir Türk Büyüğü, bu günkü borç yükü karşısında acaba ne diyor?
Halkımız sürekli olarak geleceğini tüketirken, birileri geleceğine yönelik yatırımları ard arda sırlıyor!