Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ağustos '07

 
Kategori
Eğitim
 

2007 ÖSS sonuçları, kırılan hayaller ve verilecek hesaplar...

2007 ÖSS sonuçları, kırılan hayaller ve verilecek hesaplar...
 

İlkokul yıllarına dayanıyordu, Ayşe”nin doktorluk hayali… Bütün mahalleli bilirdi çalışkanlığını. Lise eğitiminin son iki yılında aynı zamanda dershaneye de gitmişti. Nihayet ÖSS”ye girmiş ve oldukça yüksek bir puan almıştı. Kısa sürede bütün mahalleli öğrenmişti Ayşe”nin yüksek puan aldığını ve gurur duyuyorlardı mahallelerinin zeki kızıyla, en az anne-babası kadar… Ayşe sıralamıştı tıp fakültelerini tercihlerinde… Tercihlerini teslim ettiğinde daha bir çoğaldı rüyalarında kendisini doktor olarak gördüğü geceler… Sadece geceler mi, kaç kez annesinin sesiyle koptu hayal aleminden ve kaç kez seslendi kardeşine “Gel bakalım canım, neyin varmış” diye doktor edasıyla, hayal ile gerçek arasında geçişler yaşarken…

Büyük bir heyecanla girdi TC numarasını… Çok değil, “Gönder” butonuna bastıktan kısa bir süre sonra sapsarı oluverdi yüzü. Sanki kaynar sular döküldü başından aşağı. Fırtınalı gecelerin şimşeğini hatırlattı, başına anında giren sert bir ağrı… Hiç aklına gelmezdi, yaz ortası soğuk teriyle üşüyeceği… Ayşe, ancak üç gün sonra çıkabildi evden dışarı. O da ekmek almak için zorunlu olarak… Bakkal Ahmet amca ilk defa hazan vurmuş gördü, tebessümle aşına olduğu cıvıl cıvıl yüzü… “Hayırdır kızım hasta mısın? Yoksa sınav mı?” deyiverdi, gayri ihtiyari… Çok denediği ama tutamadığı iki dolgun yaş damlayıverdi, iki gözünden Ayşe”nin… Sonra soluğu evde alıverdi, bir ekmekle değil ama bin bir hıçkırıkla döndü eve…

Ali, lisede aldı, avukat olma kararını… Çocukluğundan beri haksızlıklara tahammül edemez, birileri korumalı derdi haksızlıklara uğrayanları… Arkadaşları çok severdi, Ali”nin “Kalacaksa bütün hesaplar öteye, yaşanmaz olur dünya…” sözünü… Türkiye”nin son zamanlarda yaşadığı süreç, daha bir hırslandırmıştı Ali”yi… Haksızlıkları, hukuksuzlukları görünce, sabredemiyor bir an önce gelmesini istiyordu avukat olacağı günlerin… Bir avukat oluverse bütün Türkiye”yi değiştirebileceğini sanıyordu, şimdilik… Savcı olarak görüyordu kendini rüyalarında, tercihlerini verdi vereli… Her rüyada bir çetenin peşine takılıyor, aydınlatıyordu kör düğüm olmuş davaları… Gündüzleri ise kendi kendine savunuyordu, çevresinde ve tv”de tanık olduğu haksızlığa uğramışları…

Anne-babası da en az O”nun kadar heyecanlıydı. Hepsi bilgisayarın başına toplanmıştı. Birkaç kez denemesine rağmen ilgili sayfaya giremiyordu Ali… Her denemesinde heyecanı katlanıyor, kalp çarpıntısı artıyordu… Nihayet girebildi TC numarasını ve “Gönder” butonuna bastı… Bir anda kesiliverdi bütün sesler, ilk defa bilgisayarın fan sesini fark ediverdi herkes… Şimdi yüzlerdeki heyecan yerini hayal kırıklığana ve hüzne bırakmıştı… Büyük bir güçlükle “Puanlar çok artmış olmalı” diyebildi ağlamaklı sesiyle… Bu O”nun son savunmasıydı…

Evet, yukarıdaki iki senaryo da tamamen hayal ürünü… Peki yaşanmadı mı sanıyorsunuz bu ve benzeri manzaralar… Hazana dönmedi mi gençlerin yüzü, ömürlerinin baharlarında… Yıkılmadı mı özene bezene inşa edilmiş umut dünyaları… Kimse kapamadı mı kendisini eve… Şaşırmadı mı anne-babalar ne diyeceklerini çocuklarına… Çaresiz kalmadı mı, çare olanlar ve teselli aramadı mı teselli verenler… Öyleyse neden kırık dökük hayallerle doldu mail kutularım ve blog sayfam… Her geçen yıl yeni adımlar yeni stratejiler belirliyor ÖSYM, ÖSS sisteminde… Bırakın adayları uzmanlar dahi zorlanıyor değişiklikleri takipte ve anlamlandırmada… Her yıl kör ebe oynatılıyor gençler… Gecelerle boğuşturuluyor, güneşin en tepede olduğu yaz günlerinde… Bir ay sonrasının karanlığında hapsediliyor, 10-20 yıl sonrasını hayal etmesini beklediğimiz gençler… Ufka yönelmelerini bekliyoruz, birkaç ay sonrasını görebilmeyi esirgediğimiz gençlerimizden…

Görülen o ki, neredeyse yama yapacak yeri kalmamış ÖSS sisteminin. Kırk yamalı bohçayı geçerken sistem, her bir yama yeni bir delik açıveriyor… Bir yıl doldurulamıyor kontenjanlar, öteki yıl uzaya çıkıyor puanlar… Elbette ki olacak bunlar, fakat önlerini görmeli değil mi adaylar!... Madem ki, düğümlerinizi çözmekten yoksun elinizdeki, oturun adam gibi yeniden geliştirin sisteminizi…

Elbette elemelerin olduğu sınav sistemlerinde arzuladıkları sonuca ulaşamayanlar ve hayal kırıklıkları olacak… Daha bir hazırlıklı olmaz mı, önünü görebilse adaylar… Ve bir mi, on metreden düşmek, bin metreden düşmekle…

Peki sadece hüzün ve hayal kırıklığı mı yaşanılan?! Sizce öfke de yok mu derinden… Ve sadece hayatlar mı küsülen…

Kırılan hayallerin, yıkılan umutların, yaşanılan şok ve depresyonların, küsülen hayatların, hazan vurmuş yüzlerin, soluveren güllerin, öfkeyle boğulan sevginin, sisteme ve sistemdekilere beslenen kinin, devlete ve kurumlarına karşı kaybolan güvenin hesabını kim verecek?!...

____________________
Daha fazlası için www.sinancagiran.com

 
Toplam blog
: 157
: 12370
Kayıt tarihi
: 22.08.06
 
 

1996-2000 Ondokuz Mayıs Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü, Psikolojik Danış..