Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ağustos '17

 
Kategori
Aile
 

20.08.2017- Yazmaya Yeniden Dönüş

Uzun uzun yazıp anlatmak için güzel bir gün bence

Yazmaya tam 1 ay önceden başlamak…

 Bazı şeylerin daha içten nasıl anlatılabilirdi diye her gün yazdığımı bin kere okumak…

Cümlelerde kendini daha iyi ifade edebilmek için sürekli yeni yeni kelimeler eklemek ...

Tüm bunları yazarken dilek dilemek. Dileğinin kabul olması için bol bol dua etmek…

Bunları yazarken kendin olabilmek herkesin içinde kendinden birşeyler bulmasını sağlamak…

En güzeli yazmaya yeniden başlayıp kendimi anlatmak…

Amacım affettirmek değil, bir şekilde suskunluğumu bozmak…

Bazen her şeyi unutup sadece canının istediğini yapmak istersin. İstediğin gibi davranmak, istediğin gibi konuşmak çevrende sadece istediğin kişileri bulundurmak…

Kimseye hesap verme derdi olmadan devam etmek…

Ya da görmek istemediğin birilerinin olduğu bir ortama girme zorunluluğun olmadan yaşamak..

Asosyal değil ama hayatı istediğin modda dolu dolu yaşamak…

Sevdiklerin azalmadan, senden çalınmadan devam etmek...

Duygularını istediğin gibi ifade edebilmek...

Bir an düşün birileri ne der acaba  demeden hareket etmek istemez miydin?

İsterdin dimi…

Bende isterdim...

Yapamaz mısın yaparsın yaparız…

Bir anda niye yapmıyım hayat benim değil mi dersin?

Sonra yine eski düşünceler ile birlikte hiç bişey diyemez hiçbir şey yapamaz hale gelirsin…

Bazen de bende yaparım kimse kimsenin umrunda değil herkesi ben mi kurtarıcam dersin sinirlenirsin

Ama işte orda da Vicdan girer devreye …

Belki de bu fikirde olanların çoğunun ortak özelliği kimseyi kırmamak herkesin mutluluğunu istemek

Birilerinin yüzünde gülümseme nedeni olabilmek. Saygılı kişiliğini kazanmak, bunların hepsini yaparken kendi hayatı geçip giderken bile mutlu olmak…

Bunları yaparken kendi hayatını, kendi düzenini, kendi geleceğini yok sayıp çok sevdiğin insanı, insanları kırmak…

Bunu hak etmediğini düşünmek ama karşı taraftan bakınca ona da hak vermek …

Mutlu etki mutlu ol ilkesini yaşamının merkezine koymak merkezin çevresine büyük duası eklemek, insanların yaptığın iyilikler karşısında gözlerinin içinin gülümsediğini görebilmek…

Belki de tüm keşkelerini “sevdiklerini mutlu ettiğinde, huzurlu olduğunda ,merhametin sıcaklığını hissetiğinde, vicdanım rahat diyebilmekle”  iyikiye dönüştürmek…

Bu kadar iyiliği düşünürken böyle mutlu olurken bir yanın eksik kalması var birde.

İşte orası ne anlatılabiliyor, ne de yazıya dökülebiliyor.

Hani bir laf vardır ya; Söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil..

Anlatsam şu an bir tesiri yok. Kırınca, kırılınca ya da kendini değiştirmeye cesaret edemeyince, 1 adım daha atamayınca istediğin kadar konuş kendini tam ifade edemeyince yaşadığını yada insanların mutluluğunu yaşattırdığını ya da öyle yaptım böyle yaptım demeyi sonuca bağlamayınca, hissettiklerini kelimeye dökemeyince bunların hepsinin bir neden olduğunu ama geçerli bir neden olduğunu anlatamayınca tesiri yok söylediklerimin…

Ama susmak, sessiz kalmak belki de yapabildiğim en basit gözüken ama gece olduğunda  içinde kendinle kavga ettiğin, başını yastığa koyduğunda keşkelere boğulduğun, dualara ve hayallere sarıldığın ama her zaman bir umuda tutunduğum o an... İşte o anı  kaydetseler inan 4 elle sarılırdık geleceğimize.

Saçma geliyor dimi şuan bunları okumak ne anlatmak istediğimi anlamaya çalışmak...

Acaba bana mı diyor diye düşünüyorsun ve bana inkar etsen de çok kızıyorsun...

En büyük sorun peki ama neden oluyor değil mi?

İşte o zaman okumayı burda bırak...

Ama aklın diğer satırlarda ne anlatıcak ne dicek diye bekliyorsun..

Okumaya devam ediyorsun...

Kendini de" Bakalım daha ne saçmalıcak merak ediyorum" diyerek  avutucak ve okumaya devam ediceksin..

Yazı sonunda mutlu mu huzursuz mu olacağını düşünerek devam ediceksin. Bende o hatayı yaptım.

Bunun ilerisi ne olucak acaba mutlu olucak mıyım yada mutlu edicek miyim diye düşünmekten yanımdan geçen zamanı ve insanları göremedim...

Anlatmak, yazmak güzel.

Konuşucak birini bulamadığında bu sayfalar tutuyor insanın elinden.

"Merak etme ben yazdığın bir kelime ile anlıyorum seni... Sadece bir cümle için düşündüğün dakikaları, aynı şeyi yazıp kaç kere sildiğini biliyorum. Yazı yazarken bile nasıl sessiz kaldığını biliyorum." diyerek dost oluyor aslında bu sayfalar.

Yazdıklarımı bir okusan hissetiklerimi bir bilsen yada ne biliyim herşeyin o kadar kolay olmadığını bir anlasan yada kısaca benim baktığım moddan hayata baksan belki anlarsın...

Yazmadığım zamanları çok iyi bilirsin...

Ya da yazımla yanında olduğum zamanları...

Ya da ihtiyacım olduğun zamanlar da yazdığın zamanları...

Hepsi bende kayıtlı; hiç birini unutmam...

Hepsi yeri geldi hafta hafta yeri geldi gün gün yeri geldi saat saat kayıt altına alındı.

Biliyor muydun?

Cevabın Hayırsa burda bırak okumayı...

Bırakamıyorsun çünkü ne olabilir ki diye merak ediyorsun.

Nasıl olsa tavsiyemi tutmucaksın...

O zaman okumaya devam et...

Bakma böyle durduğuma bakma böyle davrandığıma çevremden bir kişiye sor nasıl biri bu diye ?

İlk söyleyeceklerinden biri; " Birini bir kere gördüğünde severse canına can katar görmese, konuşmasa da, yazmasa da sevgisi  artarak devam eder. "

"Birini bir kere gördüğünde sevmezse bir daha öldürsen yine sevmez" derler emin ol.

Siz hala hangi kategoride olduğuzu bu kadar yazmamdan sonra bulamadıysanız neyse birşey demicem...

Çelişkide kalıp canızı sıkmanızı istemem tabiki 1 .kategori..

Benim anlatmaya çalıştıklarım çok fazla okuyacağınız meçhul, unuttuysan çok normal, herkesin hayatı kendine...

Hayatın ümitsizliğine karşı durup aklımdasın deyin...

Tüm kırgınlıklarınıza rağmen hayat koşullarınıza rağmen kalbimdesin deyin dedirtin.

Ve hayatınızda sizin için birşeyler isteyen duamdasın diyen insanlar biriktirin...

Ve çok sevin...

Ailenizi, çevrenizi,dostlarınızı,insanları yada herhangi bir eşyanızı, kitaplarınızı...

Kıymet bilin sevdiklerinizin, sevenlerinizin...

Ve sımsıkı sarılın sizi bırakmayanlara annenize, babanıza,ablanıza, en zor anınızda varlığını hissetiğinize...

Ve düşünün olabilir miyim diye?

Ve anlamadan kızmayın, kırmayın, vazgeçmeyin..

Okumaya devam ettiğinize göre umarım kazanmışsınızdır....

Yaşa, sev, gül...

Şimdi ve ileriki yıllarda hiç biri eksik kalmasın hayatında...

Günün özeti İyi ki döndüm...

 
Toplam blog
: 6
: 102
Kayıt tarihi
: 23.12.13
 
 

08.03.1993 İstanbul Futbol ve kitap meraklısı... ..