2009 da geçecek, son hızla!

İşte koca bir yılın daha sonuna geldik…

Günlerde, haftalarda, aylarda bir telaş, bir telaş…

Küresel ekonomik krizin hepimizi sarıp sarmaladığı, işsiz ve mutsuzların çoğaldığı, yaşamın her alanında kirliliğin had safhada olduğu koca bir yılı daha hızla tükettik…

Ve maalesef Ortadoğu’da bitmeyen hesaplaşmalar sonucunda, yine yüzlerce günahsız insanın katledildiği kanlı savaş görüntüleri eşliğinde dayandı 2009 yılı kapımıza...
Üzgünüm ama görünen o ki; istemesekte, yeni yıl tatsızlıklarla geliyor...
…
20 li yaşlardayken, arkadaşlarla hesap yapardık; ''2000 yılında 42 yaşında olacağım, sen 40, o 50 yaşında, diğeri 55... '' Şamata yapar, karikatürize ederdik birbirimizi :)
Öyle gençtik ki hepimiz, önümüzde öyle upuzun bir yol vardı ki...
Ve gençliğimizi yaşarken ‘’O yılların, o yaşların çoook uzakta!'' olduğu yanılgısını hiç fark edemedik :)
…
O zamanlar, sık sık konuştuğumuzu anımsıyorum:
Neler neler sığdıracaktık o süreçteki hayatımıza... Mutlu beraberlikler, harika ve sağlıklı çocuklar.
Eee…bir ev, bir araba hiç değilse… Kariyeri atlamamak lazım! :)
‘’Hiç bitmesin’’ dediğimiz dostluklarımız vardı, arkadaşlıklarımız...
Ölümsüz olduğuna inandığımız aşklarımız vardı kimimizin ve eksik kalmış sevda öykülerimiz; okunmasını beklediğimiz...
Kimimiz yıllarca, inatla ve sabırla ‘’Beyaz Atlı Prens (Prenses)inin gelmesini bekledi durdu...
Bilmediğimiz şehirleri, uzak ülkeleri gezmeyi düşlerdik; düşümüzden çekinerek…
Derinlerinde yüzmeyi hayal ettiğimiz türkuaz denizler vardı uçsuz bucaksız ve de muhteşem karlı dağlar süslerdi rüyalarımızı…
…
Şimdi ise 2000 Yılının üstünden bir 8 yıl daha geçmiş…
Dünya’da, Türkiye’de ne kadar çok şey değişmiş…
Gençliğimizin şehirleri, mahalleleri, evleri, yaşam tarzımız değişmiş.
Bir tarafımız alafranga, çoğu tarafımız alaturka yaşayarak, kimliğimizi, en çokta insan yanımızı koruyarak sürdürmeye çalıştığımız, engebelerle dolu, zor hayatlarımız değişmiş…
Ve hayal ettiğimiz pek çok şey gerçekleş(me)miş…
Çocuklar büyümüş, yetişkinler yaşlanmış, yaşlılar çoktan göçüp gitmiş…
Köprülerin altından geçen suyun haddi hesabı kalmamış,
Beklentilerimiz değişmiş, biz değişmişiz…
Kâh gülerek, kâh ağlayarak ZAMANI harca (ma) mışız hovardaca…
Ve mutlu olmak için AZ, mutsuz olmak için ne ÇOK zaman bulmuşuz…
Hayal kırıklıklarımız olmuş bol bol. Üzülmüş, incinmişiz, suçlunun kader olduğuna inanıp isyan etmişiz kimi zaman… Halbuki, yılların ardından bakınca anlıyorum ki; o güzelim gençlik hayallerimiz ne kadar insani, ne kadar masum, ne kadar mütevazıymiş…
Emek verilirse eğer, gönülden istenirse hele pek çoğu gerçekleşebilecek türdenmiş... Bilememişiz!
...
Farkında mısınız siz de?! Yaşam, bir nehir gibi geri dönmeksizin akmakta... Hızla...
Ve, bu yıl da diğer yıllar gibi geçecek, gidecek hızla... Anlayamayacağız...

Öyleyse... Haydi! Hayatın tüm çirkinliklerine karşın;
Acıyla baş edebileceğimiz,
Hayallerimizi tüketmeyeceğimiz,
Umutlarımızı daima taze tutacağımız,
Gönlümüzden sevgiyi,
Dilimizden aşk şarkılarını eksiltmeyeceğimiz

YENİ BİR YILA, 2009 a...

Hep birlikte, sağlık ve güzellikle...