Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Aralık '09

 
Kategori
Güncel
 

2010’ da acılar içinde kıvranın…

2010’ da acılar içinde kıvranın…
 

Allahım, neden bizi böyle basit sorunlarla oyalıyorsun?

Biz, ne zaman sıkı sorunlarla boğuşacağız?

Biz de senin kulun değil miyiz, bizim neyimiz eksik?

Öyle sağlık sorunları, geçim sıkıntısı, işsizlik, yoksulluk, ayrılık, ölüm, kalım sorunları gibi basit sorunlar değil,

Adamakıllı sorunlar, bizi ne zaman rahatsız edecek?

İsyan etmiyoruz ama biraz da bizim gerçek sorunlarımız olsa artık,

Biz de çaresiz kalsak, geceleri uykumuz kaçsa…

***

Örneğin,

6.5 metrelik bir tekne aldıktan sonra,

"Ya , 6.5 metrelik tekne dalga boyunu kurtarmazsa" diye pişman olsak?

Kendimizi zar, zor ikna ettiğimiz bir anda da "Güvertesi tik ağacından olan o modeli almadığımız için" çok üzülsek,

Fiber tekne ile ağaç tekne arasında bir türlü karar veremesek, uykularımız kaçsa…

***

Hadi bunları hallettik, balığa çıktık diyelim …

Saatlerce beklesek balık gelmese, sonunda yanımıza yanlış yem ya da iğne aldığımızı fark etsek,

Kendimize kızsak…

***

Diyelim güzel bir konu bulduk fotoğrafını çekeceğiz,

Son anda "Şöyle bir ışıkta, şöyle bir kompozisyonda bu fotoğraf ne de güzel olurdu" diye düşünsek ve o anda fotoğrafı çekmekten vazgeçsek,

Sonra da beklenen ışığa bir türlü rast gelemesek, bu arada konu da değişse, ışık da gitse iyice sinir olsak, kendimizi yesek…

"16 mm.lik lens deformasyona neden olur mu? 28 mm.lik lens mi kullansak" diye çıldırsak, işin tekniğiyle güzelliği arasında bocalasak…

***

Beyaz atlı prensi beklerken, bir de siyah ve kahverengi atlı prens de çıksa karşımıza,

Bir türlü karar veremesek.

Geceler boyu uykusuz kalsak…

***

Ya da yıllarca beklediğimiz sarışınla birlikte, bir de esmer çıksa karşımıza,

Ne yapacağımızı kara kara düşünsek…

***

İş başvurusu yaptığımız yerlerden aynı anda olumlu yanıt alsak,

Karar veremeyip ne yapacağımızı sormadığımız akraba, eş, dost kalmasa…

Çaresizlikten için, için yansak…

***

Bir Akdeniz akşamında Louis ARMSTRONG dinlerken,

Birdenbire Kızıl Ordu Korosu’nu yıllardır dinlemediğimiz aklımıza gelse,

Hemen o an, Kızıl Ordu'yu dinlemek istesek ama Louis’i dinlemekten de vazgeçemesek…

İki arada bir derede kalsak.

Olmaz mı Allahım?

2010‘da biraz da bu tür acılar içinde kıvransak…

***

Mübarek yeni yılınızı en içten dileklerimle kutlar, sağlık ve mutluluklar dilerim…

 
Toplam blog
: 34
: 5544
Kayıt tarihi
: 06.05.09
 
 

..