Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Aralık '11

 
Kategori
Güncel
 

2011'in Erciş'ine, yıkıntılar arasındaki o bir çift gözle bakmak

2011'in Erciş'ine, yıkıntılar arasındaki o bir çift gözle bakmak
 

Yunus sizlere bir şey soruyormu


2011 yılını geride bıraktık.

-Ho!.. Ho!.. Ho!.. Noel Baba geyikli kızağına doldurduğu hediyelerle geldi.

Bebelere hediyeler getirdi. Ho!.. Ho!.. Ho!..

Peki, yıkıntılar arasından, yüz, göz, saç, baş, kirpiklere kadar toz içinde, simsiyah, sorguyla bakan, bir çift gözün sahibine ne getirdi?

Acı getirdi!

Keder getirdi!

Unutulmuşluk, terkedilmişlik, yoksulluk getirdi!

Eğer o sorgulayan gözler sizinde içinize kazındıysa, sizde kendinizi sorguluyormusunuz, bir kez daha?

Ben empati yaparak, siyah gözlerin merceğinden bakıyorum, dünyaya, özelliklede ülkemize.

İnsanları görüyorum acımı yüreğinde duyan, insanları görüyorum yardım için çırpınan, üzerindekini bile vermeğe çalışan insanları görüyorum.

Bakın Ercişle ilgisi dahi olmayan, belkide Ercişi hiç görmemiş bir Edirneli ozanın benim için ağıtı:

YIKINTILAR ARASINDA BİR ÇİFT GÖZ

Onyedi ekim ikibinonbir.

Simsiyah bir çift göz,

Yıkıntılar arasında.

Uzun kirpikler,

Kirpiklerin ucunda İki damla göz yaşı.

Göz bebeklerinde korku,

Umut,

Endişe,

Ve yaşama arzusu.

Doğduğum ev Kerpiçten,

Kerpiç yığını şimdi.

Yabancı değil bana O gözler,

Bacım veya kardeşim,

Belkide ben.

Ne fark eder?

Dua kesilmiş bekleyenler,

Yürek, yürek keder,

Eller semaya açılmış,

Mucize bekler.

Erciş yerle bir,

Ercişin kaderi beter.

Nihal Yalınkılıç

Yine aynı mercekten bakıyorum ülkemin yöneticilerine;

Eli ayağına karışmış, ne yaptığını bilmez halde, sokak kanunlarına, yağmaya, kargaşaya teslim olmuş durumda. Bir yana bırakmış beni, postu nasıl korurum, makama nasıl zarar gelmez, onun kaygısı içinde.

Siyasetçi dersen cesedimden kaç oy çıkar onun hesabında.

Medya ya gelince, benim değil siyasetçinin gözüne bakarak haber üretiyor.

Ben sizin gözünüze baka, baka, yavaş, yavaş ölüyorum. Benim hesabımı sorun diyorum!

Ama, hiç zannetmiyorum!

Değerli dostlar, gerçektende, Erciş depremi hepimizi, her kesi ibretlik bir sınavdan geçirdi. Medyada yer aldığı gibi, asıl sınıfta kalan da Başbakanından, muhtarına kadar yönetim olmuştur. Bu konuda en kötü sınavı da Erciş Kaymakamlığı vermiştir.

Bunun nedenlerini araştırırken bir anımı anlatırsam konu daha iyi anlaşılır.

Kıbrıs çıkarması sırasında Muğla- Yatağan Kaymakamlığına yeni başlamıştım. Bizden, sivil savunma planlarının uygulamaya konulması istendi. Yazı İşleri Müdüründen Planları getirmesini istedim.

Biraz sonra gözlerim faltaşı gibi açılmış olarak, Yazı İşleri Müdürünün eski, tozlu onlarca klasörü masanın üzerine yığdığını gördüm.

“Bunlar ne?” dediğimde, “Sivil savunma plan ve ekleri” demezmi?

Neyse uzatmayayım. Biz 3-4 memurla başladık klasörleri açıp, incelemeğe. Aman Allahım neler yokki; 1948 yılından kalan planlar, sonradan yapılan değişiklikler, yeniden yapılan planlar, ekleri hepsi biribirine karışmış durumda. Hangisi uygulamada, hangisi kalkmış, belli değil. Baktık ki bunu ayırt etmeye kalksak savaş bitecek, en iyisi kitapçığa göre yeni bir plan hazırlayalım dedik ve öyle de yaptık.

Şuna kendim gibi eminimki; Erciş Kaymakamının elinde de böyle uygulanabilir bir plan mevcut değildi. Bir takım kaygılar, durumdan vazife çıkarmaya çalışan politikacılarda işin içine girince, ortaya böylesine fiyasko çıkıyor işte. Bu cümleden olarak ta;

Yine aynı Kıbrıs çıkarması sırasında, gece saat 0200, Vali arıyor : “Ege semalarında Yunan uçakları görülmüş gerekli önlemleri alın” diyor. O saatte herkes uykuda, zaten karartma. Halkı uyandırıp başka yere nakletmeye kalksam, sığınak yok,paniğe, kargaşaya yol açmaktan başka şey yapmamış olacağım. Beklemeğe karar verdim.

Aynı haber Bodrum Kaymakamına da gitmiş. Kaymakam Belediye Hoperlöründen anonslar yaptırarak halkı ve turistleri dağlara çıkartmış. Bir süre sonra, Bodrum Kaymakamı hakkında, halkı paniye uğrattı diye soruşturma açıldı.

İşte genç Erciş Kaymakamı bu hazırlıksızlık, plansızlık içinde ve baskılar altında depreme yakalandı.

Ha... bitti değil mi sorunlar?

Hayır bitmedi, sadece unutulmaya başladı ve bir süre sonrada unutulacak.

Ne zamana kadar?

Birdahaki depreme kadar.

Ercişli, beni genç bir kaymakamla yönetemezsiniz, bakın depremle birlikte görevlendirilen Valiler bile işin içinden çıkamıyor, gelim bizi Vilayet yapın diyor. Hala onuda duyan yok.

Erciş Kaymakamı her şeyi bir yana bırakıp, depremde yaşadıkları olumsuzlukları yazıp, kitap haline getirse çok daha büyük iyilik yapmış olur bu ülkeye.

İşimiz Allaha kalıyor. Deprem vermesin diye, el açıp yalvarmaktan başka yapacağımız şeyde olmuyor. O da diyorki; size akıl, fikir verdim. Beleşçiliği bırakında, birazda verdiğim o çok kıymetli şeyi çalıştırın.

Yinede Allahtan aynı dileklerde bulunarak, tüm Ercişli hemşerilerimin yeni yılını kutluyor, hiç olmazsa yeni yılın iyilikler getirmesini diliyorum.

Nihat Öner

 
Toplam blog
: 7
: 105
Kayıt tarihi
: 30.11.09
 
 

Doğum yeri: Erciş-Van Doğum Tarihi:15.03.1943 Öğrenimi: S.B.F. Mesleği: Emekli Vali Y..