Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Aralık '10

 
Kategori
Sivil Toplum
 

2011 Yılına Girerken Kırsal Örgütlenme

2011 Yılına Girerken Kırsal Örgütlenme
 

Gerçekte adına bugünkü anlamda örgütlenme demesek de, insanoğlunun sorunlarının çözümünde ortak hareket etmesi konusundaki tarihsel geçmişi bir ölçüde örgütlenmenin başlangıcıdır. Uzun bir tarihsel geçmişin sonrasında 2010 yılından 2011 yılına girerken de bu toplumsal gerçek değişmemiştir. İnsanların sorunlarının çözümü yine de örgütlenmelerinden ve birlikte hareket etmelerinden geçmektedir.

Kırsal alanda kalkınmanın en temel araçlarından biri bireylerin örgütlenmeleridir. Kırsaldaki yerleşim alanlarında şehir hayatına göre zor olan yaşam koşulları ve üretim zorlukları karşısında ayakta durmak, bireylerin güçlerini birleştirmeleri ile mümkündür. Gelişmiş ülkelerde güçlü örgütsel yapıların ulaştıkları seviyeler ve üyelerine sundukları hizmetler çok gelişmişse de, bu örgütler yine ayni inanç içinde hizmetlerine devam etmektedirler.

Pek tabii başta kooperatifler olmak üzere mesleki örgütler ülkenin ekonomik yönden gelişmesine destek vermekte, gerek üyelerine gerekse kamuya karşı görevlerini başarı ile yerine getirmektedirler. Özetle gelişmiş ülkeler örgütlenmeden vazgeçmemekte, aksine yeni alanlar ve yöntemler yaratmakta ve dünyaya örnek olmaktadırlar. Gelişmiş ülkelerde kullanılan örgütlenme şekilleri ağırlıklı olarak ekonomik örgütler olarak kooperatifler ve üretici şirketleri, mesleki örgütler olarak da odalar, dernekler ve diğer bir örgütlenme şekli olarak vakıflardır.

Hepinizin bildiği gibi bugün özellikle geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde kırsalda üretim imkânlarının ve geçim kaynaklarının sınırlı olması insanların bir arada davranarak üretim güçlerini birleştirmelerini zorunlu kılmaktadır. Bugünkü gelişmiş ülkelerin kalkınmalarının temelinde de bu birliktelikten doğan güç vardır. Kırsal alanda ister mesleki ister ekonomik örgütler, adı ne olursa olsun üretim ve insan kaynağının verimli kullanılmasını ve geliştirilmesini sağlamışlardır. Gelişmiş ülkelerde örgütlenmede nasıl başarı sağlanmış ve neden bu ülkeler başarılı olmuşlardır diye soracak olursanız.

Bu ülkelerde başarıyı sağlayan en temel unsurlar; · Bireylerin örgütlenmeye ihtiyaç duymaları, · Devletin zorlaması ve maddi desteği ile değil, ortak veya üyelerin kendi kaynakları ve iradeleri ile örgütlenmeleri, · Bireylerin birbirlerine ve örgütlerine sahip çıkmaları, · Bireylere verilen temel eğitimin düzeyinin yüksek olması, · Üyelere yönelik eğitim faaliyetlerine önem verilmesi, · Gerek seçilenlerin gerekse atananların hizmet için eğitimine önem verilmesi, · Örgütlerin profesyonel kadrolar oluşturmaları, · Seçilenler ile atananların görev tanımlarının net olarak belirlenmesi, · Görev tanımları çerçevesinde hizmet verilmesi, · Örgütlerin yıllık programları kapsamında ortak ve üyelerine başarı ile hizmet vermeleri, · Örgütlerin şeffaf ve demokratik davranmaları, · Örgütlerin iç denetim ve dış denetime önem verilmesi, · Örgüt yöneticilerinin seçim hedefinden çok hizmet amacıyla yönetime gelmeleri, · Örgütlerin gerektiğinde dünyadaki gelişmeye uygun olarak büyüyebilmeleri, küçülebilmeleri veya faaliyetlerine son vermeleri, · Yöneticiler başta olmak üzere ortak ve üyelerin her şeyi devletten bekleme alışkanlıklarının olmaması, · Yönetici ve üye veya ortakların birlikte çalışma bilincine sahip olmaları, ayrıca diğer devlet veya devlet dışı kurum, kuruluş ve örgütler ile ortak çalışma alışkanlıklarının olması, · Bu ülkelerde kırsal kesim ile ilgili haber yapan ve sektörü izleyen tarım gazetecilerinin ve yazarlarının başarılı çalışmalar yürütmesidir. · Devletin kendi politikaları doğrultusunda örgütlere müdahale etmemesi, · Devletin örgütlere eşit mesafede olması, · Devletin yasal sorunları örgütlerin önerilerini dikkate alarak zamanında çözmesidir.

Bu unsurların büyük bir kısmına ülkemizde uyulduğunu söylememiz güçtür. Bugün ülkemizde gelişmiş ülkelerdeki gibi benzer örgütler bulunsa da siyasi iradenin yönlendirmesine göre şekillenen bir örgütlenme politikası izlenmektedir. Örgütlerin gerek çeşit gerekse resen yapılan kayıtlar ve gayri faal üyelikler nedeniyle sayıları büyük görünseler de, gerçekte gücünü tabandan alamayan, faal üye sayısı düşük olan bir yapıları vardır.

Bu nedenle gelişmiş ülkelerde genel kurula katılan bir üye masraflarını kendi karşılamakta ve hatta organizasyon için ek para ödemektedir. Bizim örgütlerimizde ise delegelere genel kurula katılmaları için para ödenmekte, hatta örgütün gücüne göre hediyeler verilmektedir. Buna rağmen örgütlerde geleceğe güvensizlik hâkimdir. Hele bazı örgütler kadroları olmayan tabela örgütleri olmaya devam etmekte, gelişmeleri yöneticilerin aşırı özverilerine ve maddi katkılarına bağlı devam etmektedir.

2010 yılından 2011 yılına girerken gelişmiş ülkelerin başarısının altında yatan temel unsurları bir düşünecek olursak, Ülkemizde 2010 yılının Kırsal örgütlenme adına iyi geçtiğini düşünmemiz zordur. 2010 yılında kırsal örgütlenmedeki zorluklar devam etmiştir. · Kırsal kesimin mesleki örgütü olarak görülen ziraat odaları daralan mali kaynakları ile yılı geçirmişlerdir. Kaybedilen mali kaynakların alınması için bir yasal düzenleme henüz gündeme gelmiştir.

Bilindiği gibi kurulduğu yıllardan beri ziraat odalarına tarım ürünleri ticareti yapan ticaret borsalarından aktarılan kaynak kesilmiştir. Bu kaynak TOBB’da kalmıştır. · Ayrıca tarımsal kooperatiflerin ticaret sicili için ödediği paralar sanayi ve ticaret kesiminin mesleki örgütü olan TOBB’a aktarılmaya devam edilmiştir. · Kooperatiflerin tek çatı altında toplanmasını sağlayacak tedbirler bir tarafa, parçalanmış bir örgütsel yapı sürdürülmeye devam edilmiştir. · Yeni kurulan ve tabanın gücüne sahip olamayan üretici birlikleri yaşam savaşı vermektedirler. ·

Daha düne kadar devlet tarafından kullanılan ve bir ölçüde yönetilen tarım satış kooperatiflerimiz ise finansal zorluklarla mücadele etmekte, ayakta kalmaya çalışmaktadır. · Kooperatiflerin geleceği için bir kooperatif bankası oluşturulması fikrine hala soğuk bakılmaktadır. Buna karşılık kooperatiflerin ve tarım kesiminin özel bankalara borcu da her geçen gün artmaktadır. · Kooperatiflere devletin kolay müdahalesine imkân verecek yasal düzenlemeler getirilmiştir.

Ülkemizde birçok ülkeye göre uzun bir demokrasi kültürü oluştuğunu söylesek de, yapılan uygulamaların ışığında bu konuda hala uzun bir yolumuzun olduğu görülüyor. Sorunların çözümü için gelişmiş ülkelerdeki yaklaşım doğrultusunda davranmak ve uygulamalar yapmak zorundayız. Dünyada olduğu kadar ülkemizde de örgütsel maliyetler ve teknoloji kullanımı talebi artmaktadır. 21 yüzyıl bilgi toplumunun ön plana çıktığı çağdır. Bilgiye ulaşmanın yolu kadro ve teknolojidir. Bunun da maliyeti yüksektir. Bu nedenle kaynakların verimli ve mantıklı kullanılması gerekmektedir. Desinler diye örgüt kurmak ve yaşatmak başta bireyler için olmak üzere ülke için israftır.

Bu konuda devletin olduğu kadar örgütlerin ve yöneticilerinin de sorumlulukları vardır. Artık yapılan faaliyetler üyeler tarafından çok iyi görülmekte başarı ve başarısızlık çok kolay değerlendirilmekte ve görüntülenmektedir. Geçmişte iki telin arasında kalan haberleşme artık her an görülme imkânı olan görüntülü telefonlarla üyeye ve kamuoyuna ulaşmaktadır. Bu nedenle 2011 yılı bu gerçeğin göz önüne alındığı ve sorumlulukların yerine getirildiği bir olmalıdır.

Kırsal kesimin ekonomik menfaatleri korunmalı ve geliştirilmelidir. Parçalanmaya dayalı bir örgütlenme politikası yerine bütünleşmeye yönelik bir politika izlenmelidir. Aksi halde ekonomik ve siyasi zorluklar ile mücadele ettiğimiz, ülke bütünlüğünün erozyona uğradığı bu süreçte örgütler kadar ülkemizi kötü bir gelecek beklemektedir.

 
Toplam blog
: 416
: 790
Kayıt tarihi
: 19.02.10
 
 

Tarım, Gıda, Ormancılık, Çevre, Örgütlenme ve Proje konularında çalışmalarda bulunmaktayım. Öncel..