2012 yılında yabancılar ülkemizden ne kadar şirket aldılar?

Bir zamanlar milli bir sermayemiz vardı desek yeridir…

Şimdilerde yerli bir sermaye kalmadı…

Üretim alanından gittikçe uzaklaşan Türk toplumu, maalesef tam bir tüketici toplumu olmaya doğru hızla yürüyor. Bunun neticesi olarak da; geleceğini tüketiyor.

Cumhuriyet döneminde özel sektörün zayıflığı nedeniyle devlet tarafından birçok yatırım yapıldı. Bu yatırımlar sayesinde üretim arttı. Osmanlı’nın borçları ödenirken, tarihinin en yüksek kalkınma hızına ulaşıldı.

24 Nisan 1980 kararlarından sonra ortaya bir özelleştirme atıldı. Ortaya atan Rahmetli Turgut Özal’da. 1983 seçimleri öncesi Televizyondaki tartışma programında Rahmetli Özal ile Rahmetli Necdet Calp (O zamanki Halkçı Partinin genel başkanı) Boğaziçi köprüsünün satışı konusunda bir türlü anlaşamamışlar, biri satarım derken öbürü sattırmam diye tutturmuştu.

O günlerden bu günlere geldik ve Cumhuriyetin kazanımlarını “Babalar” gibi bir bir sattık. Satılan kurumların bir kısmı yandaşa, bir kısmı candaşa derken, özelleştirmeden elde edilen 40 milyar dolar civarındaki paranın nereye gittiğini kimse anlayamadı.

Zaten özelleştirme gelirlerinin yüzde 24’lük kesimi hazineye aktarıldı. Geri kalan kısmı ne oldu belli değil. Tıpkı işsizlik ödeneği gibi…

2002’den sonra hızlanan yabancılara mülk satışı ve yabancı yatırımcılara verilen teşvikler, ülkenin yerli sanayini bitirme noktasına getirdi.

Sakın yerli sanayi var mıydı diye sormayın! İyi veya kötü işler yolunda gidiyordu.

Yabancı Sermaye, krizi bahane ederek ve ülkemizin cari açığını bilerek, yerli sanayimizin üzerine çullandı.

Yabancılar son bir yılda neler almış bir bakalım.

2012 yılının ilk altı ayında yabancılar 12 milyar dolara denk gelen bir miktarı Türkiye'deki şirketlerinin tamamını veya bir kısım hisselerini satın almak için ödemişler.

Satışlar sektörlere göre şu şekilde:

- Denizbank Rusya'nın en büyük bankası Sberbank'a 3,54 milyar dolara satıldı. (Gerçi zaten bizim değildi. Zorlu Grubu yabancıya daha önceden satmıştı.)

- Finansbank, Amerikalı sağlık ve hayat sigortası şirketlerinden Cigna ile Finans Emeklilik şirketinin yüzde 51’inin satışı için ortaklık anlaşması imzaladı. Anlaşma ile Cigna, Finans Emeklilik’in yüzde 51 hissesi için 85 milyon Euro ödeyecek.

- Hak Menkul'ün yüzde 95,9 hissesi 20 milyon dolar karşılığında Singapurlu Philip Brokarage firmasına satıldı.

- Mustafa Nevzat İlaç Sanayi’nin yüzde 95.6’lık hissesi, 700 milyon dolar karşılığında ABD’li Amgen'e satıldı.

- Petkim'deki yüzde 10,32'lik son kamu hissesi, 168 milyon 500 bin dolara Azeri devlet petrol şirketi Socar'a satıldı. Böylelikle kimya devi PETKİM'in tamamı özelleştirilmiş oldu.

- 1957'de kurulan Türk hidrolik ve endüstriyel hortum imalatçısı Polimer Kauçuk, Eaton Corporation'a satıldı. Eaton Corporation 150’den fazla ülkede faaliyet gösteren, 2011 yılı cirosu 16 milyar dolar olan ABD’li enerji yönetimi devi. Polimer Kauçuk'da 2 bin kişi istihdam ediliyor ve 2011'de yaklaşık 335 milyon dolarlık bir satış cirosuna ulaşmıştı.

- Türkiye'de Damat ve Tween markaları ile tanınan Orka Group'un azınlık hisseleri New York merkezli yatırım şirketi Investcorp'a satıldı.

- Koton'un yüzde 50’si Turkven’in sahibi olduğu Hollanda merkezli Nemo Apparel BV’ye satıldı. Satış bedelinin yaklaşık 500 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor.

- Dubai merkezli Eastgate Capital Group Silk&Cashmere’in yüzde 45’ini satın aldı.

- ABD merkezli Carlyle Grubu Bahçeşehir Kolejleri’nin yüzde 48’ini aldı.

- Kazancı Ailesi'nin sahip olduğu granit sektörünün en büyüklerinden Graniser'in yüzde 75 hissesi 75 milyon dolar karşılığında İngiliz yatırım fonu Bancroft Private Equity LLP'ye satıldı.

- Japon imalat şirketi Nitto Denko, Türk sanayi tipi yapışkan film üreticisi Bento'yu 100 milyon dolara satın aldı.

- New York merkezli Capital Partners, İDAŞ’a 30 milyon lira ile ortak oldu.

- Türkiye'nin önde gelen spor sitelerinden biri olan mackolik.com, Perform isimli bir İngiliz şirketi tarafından satın alındı. Perform, şirketin yüzde 51'lik hissesi için 40.8 milyon TL nakit ödemede bulundu.

- Türkiye elektronik güvenlik sistemleri sektörünün önde gelen markalarından Pronet, Londra merkezli girişim sermayesi şirketi Cinven'e satıldı. Satış bedelinin 350 milyon euro olduğu tahmin ediliyor.

- Limak, İskenderun Limanı'nın yüzde 20'sini Avrupa Yatırım Bankası ile Fransız ve İtalyanların kamu fonlarının ortak olduğu InfraMed'e devretti.

- TAV Havalimanları Holding'in yüzde 38'i ve halka açık olmayan TAV Yatırım Holding'in yüzde 49'u Fransız Aéroports de Paris Management şirketine 923 milyon dolar karşılığında satıldı.

- Geçen yıl İstanbul Fuar Hizmetleri'nin yüzde 75'ini alan İngiliz Tarsus Group, Life Media Fuarcılık'ın yüzde 70'ini 30 milyon TL'ye aldı.

Bunlar bir yıl içinde olan satışlar!

Görüldüğü gibi yabancı sermaye parayı getirip, yeni bir yatırım yapmıyor. Sadece yerli işbirlikçileri ile hazırı satın alıyor.

Bu da istihdama bir katkı yapmıyor.

Bu satılan şirketlerden ne kadar vergi geliri olduğu bir muamma!

Yeni alanların ne kadar süre ile vergi muafiyetinden yararlandığı ise belli değil.

Tabi bu arada şirketlerin eski sahiplerine ait vergi ve SSK gibi önemli gider kalemlerinin ne olduğunu kimse bilmiyor.

Sonra bu şirketler mutlaka getirisi yüksek, kar garantili şirketlerdir. Yoksa yabancılar böyle ilgi gösterirler miydi?

Yani bu satışlar ilk bakışta yabancı sermaye girişi gibi görünse de, kısa süre sonra götürüsü getirisinden çok olacak bir sermaye girişidir. Belli süre sonra bu şirketler kazançlarının bir kısmını kendi ülkelerine götüreceklerdir.

Netice?

Sıfır!..