Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Eylül '12

 
Kategori
Futbol
 

2014 yolunda umutluyuz

2014 yolunda umutluyuz
 

Bütün konularda olduğu gibi ( siyaset, hukuk,gıda,uluslarası ilişkiler..vs) futbol konusunda da eleştiri yapmak yorum yapmak  çok basit ve sıradan hale geldi. Dün söylenenlerin bugün söylenenlerle ne kadarçok çeliştiğine  bakmadan, benim eleştiri hakkım var diyerek her şeyi sıralamak  toplumsal  karakterimiz  oldu.

Dün oynanan Dünya Kupası Grup Eleme 2. Maçında Estonyayı 3-0  mağlup eden A Milli Futbol takımıımız Finallere gidebilme yolunda  ilk puanlarını aldı. Bir hafta önce deplasmanda Hollanda ile oynanan ve 2-0 kaybedilen maçta mücadeleci ve hırslı bir oyun anlayışı ile klasik heyecanımızı ortaya koymayı başaran takımımımız dün akşam biraz daha fazla baskılı ve coşkulu idi. Bunun birinci nedeni 50 bin seyirci desteğinin  coşkusu ile birlikte takım olma yolunda biraz daha birbirlerine alışmış görünen teknik kadro ve oyuncularımızdı. Maç başlarında hakemin pozitif ayrımcılığı ile belkide bir penaltı kırmızı kart handikapını biz yaşayabilecekken bir kaç dakika sonra bunu Estonya yaşayınca  işimizi dahada kolaylaştı. Hakemin bu konuda bize cömert davrandığını inkar etmemeliyiz.

Abdullah Avcı kaybedilen Hollanda maçından sonra eleştiri aldığı Selçuk İnanı yine yedekte bekletmiş sadece Tunay ve Hamit i dinlendirip yerine Gökhan ve Burak ile maça başlamayı uygun görmüştü. Anlamsız ve gereksiz Selçuk İnan eleştirilerine karşı Avcı, patron benim mesajını verdi.  Takımın oyununu oyun kurgusunu hatalarını eleştirmek normal olsa da şu oyuncuyu niye oynatmadın bunu niye çıkardın gibi söylemler kişilere ne kadar saygısız olduğumuzun göstergesi. Abdullah Avcı da bilgisi ve tecrübesi gereğince sahaya kendi futbol felsefesi doğrultusunda en faydalı hakeden ve yararlı olabilecek bir onbir ile çıkmayı düşünüyor olmalı.

Bu eleştiri bir ameliyata girecek olan doktora bistürini aldın mı, makasın varmı yada  asistanın neden bu kişi gibi soruları sormaya benziyor. Soru sormayı bırakın o doktorun asistanını bile ondan daha iyi bizim bileceğimizi ve seçeceğimizi  iddia edebiliyoruz. Sonuçta da bunu eleştiri hakkımız olarak görüyoruz. Elbette ikisi farklı şeyler. Biri kişisel olabilirken diğeri toplumsal ve herkesi ilgilendiren bir konu. Bunu kabul ediyoruz ama  ilk başta bu görevi o kişiye teslim ettiğimize göre eleştirilerimnizi sadece bir maçlık değil genel olarak daha geniş açıdan bakarak yapabilmeliyiz.

Oyun  kırımız karta kadar oldukça hızlı ve bol pozisyonlu oynandı. Estonyanın  girdiği gol pozisyonları daha net olmasına rağmen bunlardan faydalanamadılar.  Türkiye de özellikle Burak ın  yetersiz teknik kapasi nedeniyle ilk yarıyı en az iki farklı galip bitirme şansından yoksun kaldı. Ancak eksik tekniğini şimdilik süratiyle kapatmaya çalışan Burak girdiği 3 posizyondan birini gol yapabilme şans ve becerisinde sahip. Umut kendisini oldukça fazla geliştirmiş.  Bu gerçekten Umut verici. Dış etkenlerle uğraşmadan sadece oyununu oynamaya çalışırken ne denli başarılı olabileceğini gösteriyor. 2014 yolunda en formda ve en fazla katkı veren oyuncu konumunda.  Orta sahada eksik kalan rakibin boş alan bırakmasıyla adeta at koşturan millilerimiz bol bol yan pastılar. Ancak ne zaman hızlı ve dikine oynamak akıllarına geldi ki Emrenin güzel golü geldi. Oysa bunu  yapabilecek oyunu  dikine hızlı ve araya oynayabilecek oyuncularımız fazlasıyla mevcutken Umut ve Burak gibi hızlı oyuncularla gol penaltı yada kırmızı kart avantajı sağlayacak oyuncularımız  mevcutken bunu çok az yapabildik. Bu  çalışma sık sık yapılmalı diye düşünüyorum Sadece Ardanın ayağında daha az top tutarak daha verimli olması gerekiyor. Yeteneklerini daha iyi kulanabilir. Katkı ve verimli olmak topla çok oynamak anlamına gelmiyor. Emre tecrübesi  ve enerjisi ile oldukça verimli idi. Nuri Şahin ile kıyaslandığında Nuri daha yumuşak ve sessiz oyuncu gibi. Oysa orta sahada top kapmak pres yapmak ve hızlı agresif oynamak daha etkili olabiliyor. Nuri her zaman bu takımda olmalı. Klaitesi ve yeteneği tartışılmaz. Ancak takıma breysel katkısı çok daha az gibi. Mehmet Topal da top kazanma ve kullanma açısından verimli idi. Ancak defans oyuncularımızın topu oyuna sokmadaki yeteneksizlikleri her zaman sorun olacağa benziyor. Çünkü top almaya gelen orta saha oyuncularının presle karşılaşıp top kaybı yapmaları durumunda kalemiz bir çok gol pozisyonu görüyor. Bunu Estonya değerlendirmemiş olabilir.  Ama şans her zaman bize bu kadar yakın olmayacaktır. Grup maçlarında özellikle Ekim ayındaki Romanya maçı bizim için önemlidir. Bu anlamda Estonyanın evinde Macaristan ile oynayacak olması da bizim fikstür avantajımızdır. Ancak Romanya maçından 3 puan ile ayrılmak koşulu ile. Estonya da kendi evinde ilk puanlarını almak isteyecektir. Bir anlamda son şansları.  Türkiyenin Romanya ve Macaristan maçlarında toplam 4 maçta en az 8 puan alması finaller için şart görünmekte. Andorra ya karşı  diğer takımların puan kaybı yaşayacağı düşünülemez.

25 yaş ortalamasına sahip mili takımımızda Tunay ın henüz ilk onbirin değişmez oyuncusu olacağı izlenimizi edinmedik. Ancak teknik heyetin bir bildiği olmalıki iki maçta da uzunca bir süre görev aldı. Ancak bundan sonraki hazırlık ve eleme maçlarında aday kadroda olmayacaksa bunu eleşriririz.  Bu oyuncuların her zaman formda olmasa dab milli takım kampında ve kadrosunda olmaları gerekir. Geçmiş yıllarda bir maç sonra yıldız diye lanse edilen bir çok oyuncunun  iki üç maç üst üste oynatıldıktan sonra bir daha aday kadroya çağrılmadığını biliyoruz. Genel olarak kadro her zaman elbette form ve maç trafiğine göre değişebilir. Ancak omurga ve alt yapı bozulmamalı.

Emre Belözoğlu'nun  dün akşamki performansı gerçekten görülmeye değerdi.  Yazımın başında değindiğim eleştiri ve yorumların çelişkili olmasını Emre konusunda da yaşıyoruz. Bu oyuncunun Fenerbahçeden gönderilmesiyle yerinin dolmadığını söyleyenler yine aynı oyuncunun milli takımda hizmetinin dolduğunu ve yaşlandığını  yazan  futbol yazarları var. Ancak 35 yaşındaki Alex için hala Fenerbahçe'de oynamalı , neden ilk onbirde oynatılmıyor diye eleştirenler  2014 Dünya Kupası Finallerinde ancak 34 yaşına girecek Emre için yaşı ve milli takım miadını doldurdu yorumlarını yapıyorlar. Belkide bu  yorumlarda oyuncunun  takıma katkısından çok  hissi nedenler  önde geliyor olmalı. Oysa milli takımdaki oyuncuların hepsi aynı değere ve amaca koşuyorlar. Klüp formaları değil ayyıldızlı forma altında mücadede ederlerken daha yapıcı daha birleştirici ve eşit gözle bakabilmeliyiz. Çünkü hepsi ayyıldız için mücadele ediyor.  Sosyal medyada  yorumcunun keşke Emre gol atmasaydı da kazanmasaydık diyebilecek kadar  anti atik yorum yapmasını nasıl izah edeceğiz.

Bölünmüşlüğümüz  ayrımcılığımız her konuda ne kadar ileri gitmiş durumda.

 
Toplam blog
: 96
: 648
Kayıt tarihi
: 12.08.08
 
 

Karadenizliyim. İzmir' de yaşıyorum.  Dünyanın tek bir ülke  olduğuna inanarak  bütün insanların ..