2015’in seçim trendi Aleviler ve Cemevleri

Seçimler yaklaşıyor, partiler seçim hazırlığına başladı, hedef farklı kitlelerin oyunu alarak oy oranlarını,  dolayısıyla meclisteki sandalye sayılarını arttırmak.

Siyasiler için oy almak, meclise girmek ve iktidar olmak adına her yol mubah! Bunun içinde ellerinden geleni ardına koymuyorlar.

Seçim zamanı gelince halk akıllarına geliyor, din akıllarına geliyor, milliyetçilik akıllarına geliyor, yoksulluk akıllarına geliyor,

İşçi oluyorlar, emekli oluyorlar, çiftçi oluyorlar, işsiz oluyorlar, engelli oluyorlar.

Alevi oluyorlar, Kürt oluyorlar, dindar oluyorlar vb. aklınıza ne gelirse oluyor da oluyorlar.

Gittikleri her bölgede yörenin şivesiyle, bölgedeki halkın anadili ile konuşmaya çalışmak suretiyle yöre halkına yakın ve şirin görünmeye çalışıyorlar.

İktidar getirilirseler bütün sorunları çözüyorlar, hepsi Halktan ve Hak’tan yana oluyor. Taki, seçim günü oyları alana kadar. 

Birde son yıllarda yeni bir adet türedi “oy veren bizden oy vermeyenler öteki”, dahası da var da mesele anlaşılmıştır.

Ama ne yazık ki, her şey olan bu siyasiler bir tek dürüst olmayı başaramıyorlar.

Yıllardır her seçim dönemi öncesi anayasa ve kanunlar da değişiklikler gündeme geldiğinde Türkiye’de Alevi, Kürt ve Engelli vatandaşlarımız hatırlanır onların sorunları kaşınır. Hemen her parti bu topluluk temsilcilerini ziyaret eder. Sorunları çözme konusunda yardım sözü verilir.  Seçimlerde temsilen aday istenir, destek istenir. Sanki bir topluluğun, bir sivil kuruluşun temsilcileri o grup ve kurumun tamamının oylarını o siyasi partiye yönlendirecek gibi bir düşünce hâkimdir. Hatta seçim öncesi bir araya gelip basın açıklaması yaparak          “ Filan topluluk, veya kuruluş seçimlerde Falan partiyi destekleme kararı aldı” gibisinden spekülasyon açıklamalar yapılır.

Şimdi yine bir seçim dönemine giriyoruz. Sözde Kürt sorunu denilen sorun iktidar tarafından  “Çözüm süreci” adı verilen bir proje ile çözülmeye çalışılıyor. Bunun için iktidar partisi bu sorunu biz çözeriz, çözüyoruz derken. Muhalefette kendilerine göre biz daha iyi çözeriz sözlerinde bulunuyor. Bu şimdilik bu mesele ikinci planda kalıyor.

Öncelik yine seçim dönemlerinin her zaman olduğu gibi en gözde ve potansiyel sorunu “ALEVİ AÇILIMI” ve “ALEVİLERİN HAKLARI” 

AKP, 13 yıllık iktidarı döneminde “ALEVİ” yurttaşlarımızın seslerine seçim dönemleri dışında tıkadığı kulaklarını yaklaşan seçimler dolayısıyla yeniden açtı ve “Cemevleri”’nin ibadethane statüsüne alınması konusunda harekete geçti.  

Bu seçimlerde tek başına anayasayı değiştirecek çoğunluğa ulaşmayı hedefleyen İktidar partisi AKP, “İktidar için Papaz cübbesi giyerim” diyen bir zihniyetin devamını olma vasfıyla bu konun tek çözüm merci olarak kendilerini görüyorlar.  Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır AKP il kongresinde AKP Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kürtçe birkaç söz ederek “Güzel Kürtçemizi vakit bulsam öğrenmek istiyorum”. Demişti. Yakında bir Cem evinde “SEMAH” yaparsa buna da şaşırmamak gerekir. 

Muhalefet kanadında ise CHP “Cemevleri”’nin ibadethane statüsüne alınması hakkında;

Grup Başkanvekili Eyüp Birgün tarafından 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 14-6 ve 15. maddesinin 5. fıkrasının son cümlesi uyarınca “Cemevleri” nin ibadet yeri sayılması ve diğer ibadethanelere tanınan haklardan ayrımcılık yapılmadan yararlandırılması için.  “Cemevleri” nin “İbadethane”olarak değerlendirilerek yasanın tanıdığı hak ve hizmetlerinden yararlandırılması hususunda.  Meclis Hukuk Komisyonu'nda görüşülmek üzere TBMM başkanlığına önerge verildi.

Ayrıca öteden beri CHP’nin “ALEVİ” yurttaşlarımıza, “ALEVİ” yurttaşlarımızın da önemli bir çoğunluğunun CHP’ye sıcak baktığı bilinen bir husustur.

Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ın “Özgürlükçü sosyal demokrasinin gereğini yapıyoruz.” Diyerek Belediye’nin Ocak ayı meclis oturumunda ilçedeki “Cemevleri”nin ibadethane statüsüne kavuşmasıyla ilgili sunulan önergesi oy birliğiyle kabul edildikten sonra Ülke genelinde İzmir Konak, Bodrum, İstanbul Kadıköy ve Adana Çukurova Belediyeleri olmak üzere bazı CHP’li belediyelerde emsal kararı aldılar. 

Diğer muhalefet partisi olan MHP’de “ALEVİ” meselesine siyasetende olsa sahip çıkıyor. Geçmişte yanlış anlamalar ve aradaki soğuklukları giderme çabasını sürdürürken mevcut “ALEVİ” milletvekillerine yenilerini ekleme gayretinde.

Her zaman ve her yerde üzerine basarak belirttiğim şu sözümle yazımı sonlandırmak istiyorum. “Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde yaşayan, bu ülkeye vatandaşlık bağı ile bağlı her birey, renk, ırk, kültür, dil, din ve mezhep farkı gözetmeksizin bu ülkenin eşit şartlarda vatandaşı ve paylaşımcısıdır. Aynı zamanda bu ülke’nin varlığı, birliği,  bağımsızlığı ve istiklaline sahip çıkmak zorundadır.”

İbrahim Halil SİPAHİ

08.02.2015/adana