Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Şubat '10

 
Kategori
Spor
 

2016 Avrupa Futbol Şampiyonası'nın değeri

2016 Avrupa Futbol Şampiyonası'nın değeri
 

28 Ağustos 2010 tarihinde başlayıp, 12 Eylül günü oynanacak final maçı ile tamamlanacak FIBA Dünya Şampiyonası devam ederken böylesi organizasyonların bir ülke için ne kadar önemli olduğunu çok yakından izleyeceğiz. Muhtemelen turnuva sırasında ve sonrasında basketbol ülkemizdeki en önemli sportif aktivite olmakla kalmayacak bir çok çocuk bu sporu yapmak için ailelerine baskı yapacak, halen devam edenler için de büyük bir motivasyon aracı olacaktır.

O günlerin gelmesini büyük bir sabırsızlıkla bekliyorum.

Önceki gün Futbol Federasyonunun UEFA’ya 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası için yaptığı başvuru da böylesi bir heyecan dalgasının ilk halkasıydı.

Geçtiğimiz ay federasyonun şehir ve stadyum seçimleriyle ilgili olarak yapılan kamuoyu bilgilendirilmesi üzerine giriş özelliği taşıyan bir değerlendirmemiz olmuştu. Bu yazıda Şükrü Saraçoğlu’nun kriterlerini masaya yatırmış ancak sonunda da her nerede yapılacak ya da oynanacak olursa olsun bunun öneminin olmadığı yeter ki turnuvanın ülkemize kazandırılmasının büyük bir başarı olacağını söylemiş ve bağlamıştık.

Şimdi proje daha elle tutulur bir şekilde önümüzde duruyor.

Rakiplerimizin Fransa ve İtalya olduğu göz önünde bulundurulursa, Avrupa insanı için her ülkenin de artık bir cazibe merkezi olmaktan çok uzak, her an bilindik, neredeyse her gün yaşanılan bir yer haline gelmiş olduğu düşünülürse ülkemizi gizemi ve bilinmezliği ile bu turnuvanın en önemli çekim merkezi haline getirecektir.

Federasyonun elini güçlendiren bir diğer konu kuşkusuz hükümetin turnuva için ayırdığı ekonomik destektir. 920 milyon Euro’luk paket rakiplerinin bütçeleri ile kıyaslandığında yine önemli bir avantaja dönüşüyor.

Gelelim turnuvanın düzenleneceği ya da ev sahipliği yapacak şehirlerimize…

İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kayseri, Konya, Eskişehir, Antalya birçok yönden zaten turist çeken şehirlerimizdendir. Ayrıca turnuvanın oynanacağı yıla kadar büyük bir ihtimalle bu şehirlerin isimleriyle anılan futbol takımlarının bir kısmını Avrupa’da kupalarda oynamaya başlayacaktır. Bu anlamda Bursa, Kayseri ve Antalya’nın büyük bir potansiyel taşıdığı bir gerçektir.

Turnuvanın bir başka etkisi bu şehirlerin ekonomilerine yapacak katkıdır.

Halen inşaatı devam eden Türk Telekom Arena ve geçen sene hizmete giren Kayseri Kadir Has Stadyumu’nu saymazsak diğer altı şehrimizdeki stadyumlar ya yenilecek ya da yeni inşaatlar yapılacak. Bir anlamda hükümetin fon olarak gösterdiği bütçenin bir kısmı ekonominin içine dahil olacaktır.

Futbolun ülkemizde ne kadar çok sevildiğini söylemeye gerek yok sanırım. Ancak bu sevginin şeklini ve şiddetini bir türlü ayarlamayı beceremiyoruz. 24 takımın taraftarı ile birlikte bu sekiz şehrimizde karnaval havası şeklinde yaratacağı atmosferin etkileri kalıcı olacaktır.

Kuşkusuz bu havası ve modern stadyumları ile birlikte hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır Türkiye’de. O çok konuştuğumuz marka değeri kavramının içini maddi olarak dolduran bir projeden söz ediyoruz.

Turnuvanın yapıldığı şehirlerde çok büyük bir turizm ekonomisi oluşacaktır. İnsanlar topluluk halinde eğlendikleri yerleri hayatları boyunca unutmazlar. Hele güzel anılarla dolu bir futbol şöleni ile birleştiğinde bu insanların zaman içinde logaritmik bir şekilde turizm elçilerine dönüşmeleri de bir potansiyeldir.

Türkiye'nin yükselen vizyonu da bu turnuva ile birleştiğinde çok büyük bir etki yaratacaktır ki bunun karşılıklı bir ilişkiye de dönüşeceğini düşünüyorum.

UEFA kendisi ve 2016 için Türkiye'den daha iyi bir vizyon bulumaz ya da yaratamaz. Bu cümlenin altını daha sonra doldurmak üzere burada bırakıyorum.

Ayrıca bu turnuva ülkemize yıllardır beklediğimiz bir Avrupa Şampiyonluğunu da getirebilir. Bu da bir başka yazının konusu olsun.

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..