Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Eylül '17

 
Kategori
Seçim
 

2019 Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Seçimleri Sonrasında Türkiye'nin Yönetim Kadrosu Değişir mi?...

2019 Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Seçimleri Sonrasında Türkiye'nin Yönetim Kadrosu Değişir mi?...
 

Dereyi geçerken at değiştirilmez...Türkiye'nin Yönetim Kadrosu da değişmemeli...


YANİ CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN YERİNE BİR BAŞKASI; AKP HÜKÜMETİ YERİNE DE BİR BAŞKA HÜKÜMET GELİR Mİ?

 

2019 seçimlerine daha iki yıldan fazla bir zaman var...Bu nedenle, bu kadar uzun bir zamanda "kim öle kim kala" deyişinin pek fazla ötesine geçecek bir öngörü ileri sürmek kolay değildir...

Ama, 2014 Cumhurbaşkanı seçimlerinde günümüze kadar gerçekleştirilen seçim ve referandum sonuçlarına bakınca, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP'nin, kazanım olarak diğer partilerin önünde olduğu bir gerçektir..

Bu duruma bakarak, ilk anda, 2019 seçimlerinde(yerel seçimleri bloğumun kapsamına sokmuyorum) de, Türkiye'nin yönetim kadrosunun kola kolay değişemeyeceği düşünülebilir...

*

SİYASİ PARTİLERİN DURUMU: ŞU ANDA, HİÇBİR PARTİ YERİNE OTURMUŞ VAZİYETTE DEĞİLDİR...

Önce, şunu belirtmem gerekiyor ki, günümüzden 2018'e ve 2018'den de 2019 seçimlerine kadarki, zaman bölümleri biraz farklı olacaktır...

Yani demek istiyorum ki, şu anda AKP dahil, ne CHP ne de diğer partiler yerine oturmuş değildir... Örneğin, MHP'den kopan Meral Akşener'in grubu, henüz kesin bir karar vermemiştir...Yeni bir parti mi kuracak; yoksa başka bir partiye mi yamanacak?...Zaten, henüz bir parti adı bile belirlemiş değiller; belirili bir programlarının olduğunu da sanmıyorum...

Bu nedenle 2018 yılının, 2019 yılına bir hazırlık dönemi olacağını düşünüyorum...Aynı şey, Cumhurbaşkanlığı seçimi için de söylenebilir...

*

Bana göre Saadet Partisi de, sütre gerisinde gizlenmiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "metal yorgunluğu" ve "bize hesap adamı değil, karar adamı lazım" gibi söylemleri ile, AKP'nin küskünlerini avlamaya çalışmaktadır...

Bu arada, Saadet Partisi, Meral Akşener'i ve grubunu da yakından izlemektedir...Okuduğum bir ankette, Meral Akşener'in, daha adı bile konmamış  partisinin, 2019 seçimlerinde, % 13-20 arasında oy alacağı belirtilmiş ve "Saadet Partisini yanına alan seçimi kazanır"(1) demiştir.

Başka bir araştırma kuruluşu da, Saadet Partisi'nin, 2018'e kadar barajı aşacak duruma geleceğini ve 2019 seçimlerinde "kilit parti" olacağını yazmaktadır(2).

Bu nasıl olabilir?...Herhalde, "AKP'nin metal yorgunluğu olanlar" + "Akşener Grubu" + "Saadet Partisi" birlikteliği ya da "mutabakatı" ile...

7 Haziran 2015 seçimlerinde ancak % 2.06 oy alabilen; aynı yılın 1 Kasım seçimlerinde ise, "yok" olan, Saadet Partisi'nin bu aşamaya gelebilmesi, "olmayacak bir hayal" gibi...

Zaman henüz erkendir. Bu bakımdan ortada dolaşan anketlere de fazla itibar etmemek gerekir. Çünkü, bunların çoğu, belli bir siyasi parti yararına "algı yaratmaktan" ileri gitmeyen belirlemelerdir...

*

CHP ise, dalgalı bir denizde yalpalayarak yoluna devam eden bir balıkçı gemisi gibi, çaparisini(x) denize salmış, iğnelerine takılan balıkları cinsine bakmadan gemisine çekmektedir...

Şu andaki tek düşüncesi, Erdoğan karşısına çıkaracağı bir Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesidir...

AKP'nin ve MHP'nin böyle bir sorunu olduğunu düşünmüyorum; onların adayı bellidir...Ama, CHP, bu konuda o kadar rahat değildir...Ortalıkta bazı isimler dolaşıyor; ama, bu konuda titiz davranması gerekir. Bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçiminde yaptığı hatayı tekrarlamamalıdır...

"Erdoğan gitsin de kim gelirse gelsin" şeklindeki, siyaset ahlakında pek yer bulmayan bu düşünceyi artık bir kenara bırakmalıdır... 

Kılıçdaroğlu'nun son zamanlarda sık sık tekrarladığı, "görevlendirmede liyakat aranmalıdır" sözünün arkasında durmalı ve "Türkiye insanının hiç tanımadığı bir kişiyi" aday olarak ortaya çıkarmamalıdır...

*

HDP için fazla söylenecek bir şey yok; Meclis'te yapılan "tezkere" tartışmalarındaki tavrını gördük. Ancak şu söylenebilir, "Eğer Milli Mücadele'yi yürüten 1921 Anayasası, Cumhuriyet kurulduğunda değiştirilmeseydi ya da 1924 Anayasası, 1921 Anayasası esas alınarak hazırlansaydı ve Lozan'da Musul Vilayeti  Misak-ı Milli hudutları içine alınsaydı bugün Türkiye'de, kimilerine göre "Kürt Surunu", kimilerine göre "PKK Sorunu" olmazdı...

Bu nedenle, HDP için ancak şu söylenebilir: "Geçti Bor'un pazarı sür eşeği Niğde'ye"...

*

AKP'ye gelince...

Bana göre, AKP de, şu anda diğer partiler kadar rahatsızdır...Eğer 2018'e kadar toparlanamazsa işi oldukça zor olacak gibime geliyor...

Şu anda, AKP de, "siyasi metal yorgunluğu" ve "hesap adamı, karar adamı" gibi yaklaşımlarla, bir "yenileşeme" ve "bayrak değişimi" süreci yaşamaktadır...Bu kolay olmamaktadır; "küskün" ya da "kırgın" partililer konusu, rahatsızlık ve can sıkıcı bir hal alabilmektedir...

Bunlardan, bana göre bazılarının, "eski AKP'ye dönme" gibi bir eğilim içine girmeleri ya da bunun hesabını yapmaları, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kızdırmış olmalı ki, "bize hesap adamı değil; hasbi adam lazım" demiştir...

Eğer bunlar, AKP'den başka partiye yönelirlerse, partilerine büyük haksızlık etmiş olurlar...Çünkü, şu anda siyaseten eleştirdikleri AKP'nin, --kendilerine göre-- "olumsuz" bu hale gelmesinde onların da katkısı vardır...Bu durumda, kendilerini de inkar etmiş olurlar...

Bu durum, onları, Erdoğan'ı dışarıdan değiştirmeye çalışan Erdoğan muhalifleri ile aynı kefeye koyar... 

2018 yılı ortalarına kadar AKP'nin, bu "zafiyet" gibi görünen ya da algılanan bu durumdan kurtulacağını, partinin oturacağını ve eski bütünsel konumuna kavuşacağı düşünülebilir...

*

Cumhurbaşkanı seçimlerine geçmeden önce, partilerin, 7 Haziran ve 1 Kasım  Milletvekili Seçimlerinin sonuçlarına bir bakalım...Belki, 2019 seçimleri sonuçları için bize bir fikir verebilir...

- 7 Haziran seçimleri : AKP: %  40.87... CHP: % 24.95...  MHP: %16.29... HDP: % 13.12... Saadet Partisi: %2.06... Diğer: % 2.71

- 1 Kasım seçimleri : AKP; %49.49(+4)... CHP; % 25.31(+0.5)... MHP: % 11.90(-5)... HDP: % 10.76(-3)... Diğer: % 2.54

Çizelgede görüldüğü gibi, birinci seçimden 5 ay sonra yapılan ikinci seçimde, MHP ve HDP'nin toplam % 8 oranındaki oyları, "+" olarak AKP'ye eklenmiştir...

*

16 NİSAN 2017, "Anayasa Değişikliği Referandumu" ve 2019 "CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ"...

2014 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde...

Recep Tayyip Erdoğan, % 51.79 oy almıştı...Bu oyların çoğunluğu, Erdoğan'ın şahsına ve AKP'ye verilen oylardı...

Ekmeleddin İhsanoğlu'nuna verilen % 38.44 oyun ise, ortalama % 25'i CHP'nin, kendi taban oyları, gerisi  de Kılıçdaroğlu'nun  gazına gelerek "Çatı Adayı" birlikteliğine kurban edilmiş MHP'nin oylarıdır...

İlave olarak da, "Erdoğan olmasın da, kim olursa olsun" diyen ve göreve getirilmede Kılıçdaroğlu'nun son zamanlarda sık sık dile getirdiği "liyakat" düşüncesinin aksine hareket eden karasızların--yoksa "renksizlerin" mi demeliyim?-- oylarıdır...

 

16 Nisan 2017 yılında yapılan "Anayasa Değişikliği Referandumu"...

EVET : % 51.41

HAYIR: % 48.59

Bu referandum oylamasında verilen % 51.41 "EVET" oylarının tamamı, yine 2014 Cumhurbaşkanı seçiminde de olduğu gibi, tamamı Erdoğan'ın kişiliğine ve AKP'ye aittir...

Burada kimse yanılmasın, %48.59 HAYIR oylarını CHP ve Kılıçdaroğlu hanesine yazmasın...Bu oyların nereden geldiğin CHP'nin yaptığı "Adalet Yürüyüşü"nde ortaya çıkmıştır...Kılıçdaroğlu da, bu "HAYIR" oylarınının kendisine ait olduğunu sanarak 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, sakın "aday" falan olmasın...Sonuç hüsran olur...

 *

SONUÇ...

Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile dönüşü olmayan bir yola girmiştir...Ok yaydan çıkmıştır ve yayından çıkan ok, hedefine ulaşıncaya kadar gidecektir...

Bir Cumhurbaşkanlığı seçimi, 5 ay arayla yapılan iki Milletvekili seçimi ve bir "anaysa değişikliği referandumu" göstermiştir ki, önümüzdeki --en azından iki yıllık-- süreç içinde Türkiye'nin yönetim kadrosu değişmeyecektir; yani, Cumhurbaşkanı yerine bir başkası ve AKP Hükümeti yerine de bir başka hükümet yönetime gelmeyecektir...

Önümüzde uzun bir zaman var; "kim öle, kim kala" denebilir...Ama, bu bizlerin, ileriye yönelik düşüncelerimizi ya da öngörülerimizi engelleyemez...

Öyle değil mi?

Son olarak şunu da söylemeliyim ki; "2018-2019 dönemi, sadece Türkiye için değil; büyük maliyetlerine katlandığımız yakın coğrafyamız için de belirleyici gelişmelere kapı aralayacaktır"(4).

Bunu da unutmayalım...

 

cdenizkent

 

 --------------------  :

(1) İNTERNET HABER; 27 Eylül 2017

(2) T 24> Gündem, 27 Nisan 2017

(x) Çapari: İğneleri ucuna "yem" yerine "tüy" takılan 10-15 ve daha çok iğneli olta.

(3) İNTERNET HABER; 24 Eylül 2017

(4) Sabah Gazetesi, "Türkiye'yi bekleyen riskler ve fırsatlar", 31 Ağustos 2017

 

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..