Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Aralık '19

 
Kategori
Güncel
 

2020'de Adıyaman İçin Beklentiler

Hep Adıyaman barış kenti, huzur kenti, sükûn kentidir diyoruz.

Doğrudur, barışın, huzurun, kardeşliğin lider ili sayılabilecek bir konuma sahibiz. Terörün bugüne kadar bulaşmadığı ender illerden biriyiz. Tarihi, turizmi, kültürel zenginlikleri, benzersiz doğa güzellikleriyle ve coğrafyasıyla, hiçbir ilin sahip olamayacağı bir zenginliğe sahibiz.“Güneydoğunun en sakin, en rahat olan kenti Adıyaman, aynı oranda tanınıyor mu?” derseniz; işte o bir muamma! Hiç kimse aynı oranda tanındığını söyleyemez. Belki, bizler de buna çanak tutanlardanız. Belki bu çorbaya atılan bizim de tuzumuz vardır. Sadece Adıyaman’a yolu düşenler, hasbelkader burada görev yapanlar, ancak bu ilin gerçekten söylendiği hal üzere, iyi ve olumlu yönlerinden bahsetmektedir.

Adıyaman için söylenen farklı bir söylem daha vardır. Adıyaman’a gelen kamu görevlileri ağlayarak gelirler, ancak giderlerken de aynı oranda ağlayarak ayrılırlar.

Toplumsal huzur ve barış ortamında görev yapanlar, “bu şehir güzel, insanları güzel, her şeye layık, ancak bu kent ve insanları, yatırımlardan katma değer bakımından yeterince faydalanmıyor!” diye sitemlerde bulunurlar.

Hani haksız da değiller. Bu kadar sayısız yeraltı ve yerüstü zenginliklerine sahip olan bir ilin, çevre şehirlerin gölgesinde kaldığı yetmezmiş gibi, şehrin atanmış, seçilmiş, sivil toplum örgütleri, üzerine düşenleri bihakkın yerine getirmediklerinden olsa gerek, bir türlü kabuğunu kırmamıştır.

Bu kentin faydalanması gereken sayısız yatırımlara ihtiyacı var.

Başta eğitimde, büyük bir atağa geçmemiz gerekiyor. Tarihi ve kültürel turizmde, yeterince kendimizi ifade edemiyoruz. İnanç turizminde, mevcut yerlerimizi inananlar için birer cazibe merkezi haline getiremiyoruz. Ekonomisi tarıma dayalı olması nedeniyle, tarım ve ziraat kenti olarak lanse edilse de, ziraat, tarım ve sulama bakımından henüz istenilen seviye de değildir. Ekonomik olarak bağımlısı olduğu tütüne kota getirilmesi, yasaklanması neticesinde; alternatif ürünlere yönelemediğinden,  bir bocalama devresi yaşamaktadır.

Alternatif tarım ürünlerindeki bilinçsizlik, verimli tarım çeşitlerinde bilinç eksikliği, sulama için gerekli pompaj istasyonlarının yetersizliği, sulama-enerji maliyetlerini yükselten elektrik faturalarındaki dengesizliği, çiftçiyi kendi kaderiyle baş başa bırakmıştır. Kullanılabilir enerji kaynaklarının yetersiz oluşu, bu maliyetlerin daha da artmasına sebep olmaktadır.

Tarımdan ümidini kesen kent insanı, sanayiye ve tekstile yönelmeye çalışsa da gerek kalifiye eleman sıkıntısı ya da ucuz iş gücü nedeniyle işçi bulma güçlüğü, gerek teşvik yasasındaki sıkıntılar nedeniyle yatırımcıyı kente çekememek, üretilen mamullerin il dışına çıkartılmasına yarayacak demiryolunun ve duble yolların olmaması veya yetersiz olması, rekabet gücümüzü sekteye uğratmaktadır.

Madenlerimizin, özellikle mermer ocaklarımızdan çıkarılan kaliteli mermerlerin pazarlanması noktasında, daha çok yol kat etmemiz gerektiğinden, hep hanemize eksi katma değer olarak kaydedilmektedir.

Her tarafımız suyla çevrilidir. Sulama konusunda bu kaynakların ne kadarından faydalanabiliyoruz? Ziraatta sulu tarıma, ne zaman tam anlamıyla geçiş yapabiliriz? Sulamada kullanılan enerji maliyetleri ne zaman rayına oturacak?

Dünyanın sekizinci harikası olarak kabul edilen bir Nemrut Dağı’mız var, sürekli Malatya’yla husumet halindeyiz, bir türlü sahiplenemiyoruz.

Gökyüzündeki yıldız kıvamında, Hz. Safvan bin Muattal gibi bir sahabeye sahibiz; ama henüz kendimizi ifade edememiş, tanıtamamış ve inananların cazibe merkezi haline getirememişiz.

Yıllarca çıkmaz sokak olduğumuzu söylemiş, sitemler ve şikâyetler etmişiz, Nissibi köprüsünün gerekliliğinden dem vurmuşuz. Bugün Adıyaman’ın Doğu’sunu ve Batı’sını birbirine bağlayan bu köprü tamamlanmıştır. Şimdi, gerçekten söylendiği kadar faydası olmuş mudur? Transit geçişlerin olduğu bu köprünün, Adıyaman’a ne gibi artıları ve eksileri olabileceğini göreceğiz.

Son zamanlarda, geçimlerini kıyılmış tütüncülükle sağlayan, sayıları binlerle ifade edilecek ailelerin olduğu bir kente, hangi düzenlemeler ve nasıl yapılacaktır?

İşsizliğin hat safhada olduğu, sanayiciye göre işçi bulunamadığı, işçilere göre de harcanan emeğe karşı verilen ücretin yetersiz olduğu tartışmaları içerisinde, işçi-işveren ilişkileri nasıl bir düzenlemeyle uyuşturulacaktır?

Her zaman mevcut yönetimlere üst seviyede bir destek verildiği kentimizde, son dönem de gerek milletvekilliği genel seçimlerinde olsun, gerekse yerel yönetimlerde, ülke ortalamasının çok üstünde bir destekle seçilen belediye başkanından beklentileri çok yükseklerdedir. Mevcut başkanın halkın beklentilerine yerine getirmede ne kadar etkili olacağı çok büyük bir önem arz etmektedir.

İlçelerimizden hepsinin mevcut konumlarına göre, yapılması gereken, güneş enerjisi, yel değirmenleri, boşa akan sulardan göletler ve barajların ne kadarının sonuçlanacağı, yamaç paraşütü çalışmalarının ne kadar etkinleştirileceği büyük bir önem arz etmektedir.

Tütüne alternatif olarak sunulan nar, hurma, badem üretiminde Pazar paylarının nasıl artırılacağı çiftçileri kara kara düşündürüyor.

Sahip olduğumuz, Nemrut gibi, Perre antik kenti gibi, Karakuş, Cendere, Arsemia, Kâhta Kale’si, Çelikhan Çat Barajı’ndaki emsalsiz yüzen adacıkları, Atatürk Barajı’ndaki su ve dağcılık, avcılık sporları, tarih ve kültür turizmini nasıl ve ne kadar geliştirecek ve tanıtacaktır? Kısır döngüler içerisinde kıvranmadan kendisini nasıl ifade edebilecek, nasıl çalışmalar içerisine girilecek? Evet, Adıyaman’ın her konuda anlatılmaya çalışıldığı tanıtım günleri yapılmaktadır. “Yeterli mi peki!” derseniz, kesinlikle hayır!

Eğitim, sanayi, kültürel, ekonomik, tarım, ulaşım ve sosyal anlamda yapılanlar var. Herkesin sorunların çözümünde samimi olması gerekir.

2020 yılı Adıyaman için, beklentilerin yüksek olduğu bir yıl olacak. 2020 yılında, ne yapılacaksa yapılmalıdır. Barış ve huzur kenti olmamız vesilesiyle, evet uysalız; ama bu bizim de “birçok yatırıma ve ciddi çalışmalara ihtiyacımız yoktur” anlamına gelmiyor, gelmemesi gerekir

Başta ırgatlık, şehir trafiği ve işsizlik olmak üzere, sorunlarımız çok. Bu sorunların çözülmesi aşamasında, bu kentte yaşayan herkesin, elini taşın altına koyması gerekiyor. Herkes, üzerine düşeni yapması gerekiyor.

Irgatlık yaftasını yemiş Adıyamanlılar olarak, huzurun, barışın, kardeşliğin kenti olabiliriz, ama biraz da karnımız doysa, hayat standardımız yükselse, daha da iyi olacaktır. İşte bu yüzden 2020’de Adıyaman adına beklentilerimiz hep taze olacak, hep yüksek kalacaktır.

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com

 

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..