Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ekim '19

 
Kategori
Eğitim
 

2023 Eğitim Vizyonuna Dair

2023 Eğitim Vizyonu Doğrultusunda Önemli Sistemsel Değişiklikler

            Milli Eğitim Bakanlığı vizyonunu “hayata hazır, sağlıklı ve mutlu bireyler yetiştiren bir eğitim sistemi” olarak deklare etmiş misyonunu ise “düşünme, anlama, araştırma ve sorun çözme yetkinliği gelişmiş; bilgi toplumunun gerektirdiği bilgi ve becerilerle donanmış; öz güveni, sorumluluk bilinci yüksek; girişimci, yaratıcı, yenilikçi ve mutlu bireylerin yetişmesine ortam ve imkân sağlamak” olarak kısaca özetleyebiliriz. Bu bilgilerden yola çıkarak, Milli Eğitim Bakanlığı 21. Yüzyıl Becerileri olarak adlandırılan beceri gruplarının kazanımı ve idamesini temel hedefine koymuştur. 21. Yüzyıl Becerileri; P21 Platformu başta olmak üzere Tony Wagner, OECD uzmanları ve Eğitim bilimciler tarafından öne sürülmüş, geliştirilmiş ve kavramlaştırılmıştır.

            Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu 2023 Eğitim Vizyonu adlı belgede birtakım sistemsel değişiklikler, düzenlemeler ve iyileştirmeler öne sürülmüştür. Eğitim ve Felsefe arasında daha güçlü bir bağ kurulup modern anlamda ve mantıksal doğrular ışığında bir program belirlenmiştir. Şüphesiz, eğitim çok yönlü bir kavram olduğu için bu belirlenen program aşamalara ayrılmıştır. Bu aşamaların bazıları köklü ve sistemsel değişikliklere neden olacak bazıları yalnızca iyileştirme fazında kalacak bazıları ise beklenen dönütün alınamadığı taktirde iptal edilecektir.

Doğru işleyen bir sistemi ele alacak olursak, üç ana başlıkta inceleyebilir.
    Planlama ve Programlama
    Uygulama
    Değerlendirme ve Yönlendirme

Bu üç ana başlığı eğitim sisteminin ana arterleri olarak değerlendirirsek, 2023 Eğitim Vizyonu çerçevesinde bu üç ana başlıkta yapılacak olan değişimleri ve bu değişimlerin ne kadar etkili olacağını bireysel olarak inceledim.

1- Planlama ve Programlama
      Müfredatlarda ve uygulamalarda değişikliğe gidileceği bilgisi 2023 Eğitim Vizyonu belgesinde ileri sürülmüş. Kazanılan becerilerin içselleşmesinde her türlü öğrenme içeriğinin; ilgili, ilişkili, geçirgen, analitik ve birbirini tamamlayıcı olarak tasarlanacağı ve hayata geçirileceği ifade edilmiştir. Buradan yola çıkarak müfredatın; çocukların ilgi, yetenek ve mizaçları doğrultusunda esnek, modüler ve uygulamalı olarak iyileştirileceğini anlayabiliyoruz. Bu noktada değişen bir müfredat bütünlüğü sağlayacaktır. Geçmiş yıllarda yapılan hatalardan ders alınmışsa, program, içerik, metotlar ve kazanımlar bu doğrultuda ilerlerse, doğru öğrenme sağlanmış olacaktır.

      Etik, ahlak, farkındalık, çok kültürlülük gibi kavramlar eğitim programlarında içeriği besleyen kaynaklar olarak son zamanlarda karşımıza çıkmaya başlamıştır. İçerikler ve uygulama metotları belirlenirken modern bir harman oluşturulmuş; dijitalleşme, medya okuryazarlığı, analitik düşünme ve problem çözme gibi kavramlar da eğitim öğretim programlarına dahil edilmiştir. Bu harman öğrencilerin yetenek ve isteklerine hitap ederken 21. Yüzyıl becerilerinin edinimine de önayak olmaktadır. Bu doğrultuda hazırlanan plan ve programlara yönelik ise yeni uygulama alanları getiriliyor ve mozaikte bütünlük sağlanmış oluyor.

2- Uygulamalar ve Uygulayıcılar       
      İlkokuldan başlanarak tüm öğretim kademelerinde, çocukların sahip oldukları yetenek kümeleriyle ilişkilendirilmiş becerilerin uygulama düzeyinde kazandırılabilmesi için okullarda “Tasarım-Beceri Atölyeleri” kurulacağı ifade edilmiştir. Bu atölyelerdeki etkinlikler bilim, sanat, spor ve kültür odaklı yapılandırılacak olan bu atölyelerdebilmekten çok tasarlamanın, yapmanın, üretmenin ön plana çıkacağı ve çocuğun kendisini, meslekleri, çevresini tanımasına yardımcı olacağı belirtilmiştir. Bu atölyelerin kazanımları ise şöyle belirtilmiştir: Bu atölyeler yeniçağın gerektirdiği problem çözme, eleştirel düşünme, üretkenlik, takım çalışması ve çoklu okuryazarlık becerilerinin kazandırılması için somut mekânlar olarak düzenlenecektirÇocuklar soru çözme, konu anlatımı gibi bir eğitim anlayışından üretimi, yapmayı, etkileşimi, derinleşmeyi öne çıkaran bir müfredat anlayışına yönelecektir.

      21. Yüzyıl Becerilerinin neredeyse tamamına hitap eden bu atölyeler, klasik eğitim mantığının ve alışılagelmiş okul ortamının çok üzerinde. 2019-2020 döneminde pilot olarak başlatılan bu uygulama eğer başarıyla tüm coğrafyaya yayılırsa öğrencilerin gelişimi için atılmış en büyük adımlardan biri olacaktır. Yaparak yaşayarak öğrenme, hayat boyu öğrenme, öğrenciye görelilik, tecrübe ve uygulama odaklı eğitim gibi kavramları içinde barındıran bu adım, başarıya ulaştığı taktirde sistemin omurgasını temelden değiştirecek ve yeni dalgaya sebep olacak. Bu atölyelerin muvaffakiyeti için öğretmenler ve idarecilere nitelikli eğitimler verilmeli. Süreç çok iyi takip edilmeli ve müfredatlar bu yönde oluşturulmalı.

      Uygulayıcı olarak tanımladığımız grup öğretmenler ve idarecilerdir. Eğitim sisteminde büyük bir değişikliğe neden olacak bir diğer nokta, Bakan Selçuk’un değindiği meslek yasasıdır. Çıkacak olan meslek yasasına göre, öğretmen ve idarecilerin kariyer basamakları ile ilgili düzenlemeler yapılırken “ehliyet” kavramı üzerinden düzenlemeler yapılacağı ifade edildi. Öğretmenliğe ehliyet kavramı eğer bir turnusol görevi görebilirse sistemden çürük elmalar çıkarılacak, hızlı bir gelişme sağlanacak, yapılan planlar ve uygulama arasında tutarlılık ve uyum oranı artacaktır. Bu durum oldukça önemli çünkü Milli Eğitim Bakanlığı’nın plan ve programlarını uygulamaya dökmek için sahip olduğu yegane araç öğretmenlerdir. Eğer bir plandan beklenen sonucu alamıyorsanız, bu plan sorgulanabilir, gözden geçirilebilir. Ancak bu planı uygulayamıyorsanız sorun uygulamadan sorumlu araçlardadır. Bu hususta Milli Eğitim Bakanlığı’nın misyonunu daha doğru ve tutarlı bir şekilde aktarabilmesi için meslek yasası ve ehliyet kavramı oldukça önemlidir.

3- Değerlendirme ve Yönlendirme
      Milli Eğitim Bakanlığı bu konuda 2023 Eğitim Vizyonu belgesinde net hedefler koymuştur. Bu hedefleri şöyle sıralayabiliriz.

    Eğitim sistemindeki tüm sınavlar; amacı içeriği, soru tiplerine bağlı yapısı ve sağlayacağı yarar bağlamında yeniden düzenlenecektir.
    Akademik başarının ölçülmesinde kullanılan ölçütler ve değerlendirme biçimleri çeşitlendirilecektir.
    Belirlenecek sınıf düzeylerinde herhangi bir notlandırma olmaksızın sistemin/alınan kararların işleyişini öğrencilerin akademik çıktıları üzerinden görebilmek amacıyla Öğrenci Başarı İzleme Araştırması yapılacaktır.
    Erken çocukluk eğitiminden başlayarak üst öğrenim kademelerinde de devam edecek şekilde çocukların tüm gelişim alanlarının izlenmesi, değerlendirilmesi ve iyileştirilmesine yönelik e-portfolyo çocuğa ait verilerin korunması esasıyla oluşturulacaktır. Tüm çocuklarımızın sosyal, sportif ve kültürel etkinlikleri e-portfolyo içerisinde derlenecektir.
    Kariyer Rehberliği sistemi yapılandırılacak ve tüm öğretim kademeleri düzeyinde çocukların kendini tanıyarak (mizaç, yetenek, ilgi, değerler, kişilik ve aile) kariyer profili oluşturması, iş-meslek tanıma yollarını, kaynaklarını öğrenmesi ve kariyer gelişim dosyasının öğrenci e-portfolyosuyla ilişkilendirilmesi sağlanacaktır.

      Yukarıdaki değişimler plan, program ve uygulamaları destekler nitelikte tasarlanmış olup aynı zamanda büyük bir değişimin de habercisi niteliğindedir. Büyük ve merkezi sınavların yanı sıra, öğrencilerin beceri ve yeteneklerini belirleyen ve ölçen değerlendirme sistemleri kurulacak. Mesleki yönlendirmede başarı sağlanacak ve hayata hazırlama anlamında öğrencinin kendini keşfetmesi sağlanacak. Bu bağlamda öğrencinin istek ve taleplerine yönelik eğitim imkanı sağlanacak.

      Ortaokuldan sonra zorunlu olarak liseye başlayan öğrencilerde sınıfta kalma korkusu olmadığı için hiçbir derste uzmanlaşmadan mezun oluyorlar. Bakan Selçuk’un “Bir çocuk küçük küçük çukurlar kazmak yerine, kuyu kazması gerekir. Kuyu kazmasa hayatta da kökleri zayıf kalır." sözü 12 yıl zorunlu eğitimi değiştirmeye yönelik bir fikrin olduğunu destekliyor. Bu bağlamda 8-9 yıllık bir zorunlu eğitim verildikten sonra, öğrencilerin portfolyolarına, akademik ve sosyal becerilerine göre uzmanlığa yönlendirilmesi çok daha doğru olacak ve bu adım çok köklü değişiklere yol açacak gibi duruyor. Finlandiya’da, İngiltere’de ve Norveç’te benzer uygulamalar mevcut. 8-9 yıllık zorunlu eğitim sürecinden sonra öğrenciler istediği alanda çalışabiliyor, bu konuda destekleniyor ve devlet tarafından yönlendiriliyor. Belki de Tasarım-Beceri Atölyeleri böyle bir amaca da hizmet edecek ve bu da bir adım olacak.

 
Toplam blog
: 3
: 153
Kayıt tarihi
: 23.10.19
 
 

  Lisans: İstanbul Üniverisitesi İngilizce Öğretmenliği Lisans: İstanbul Üniversite..