Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Haziran '06

 
Kategori
Sinema
 

2046

2046
 

Bir filmin, anlama kaygısı güdülmeden, sadece duyular aracılığı ile de anlaşılabileceğini düşünüyorum. (Burada, eninde sonunda duyularımızı da anlamlandırmaya çalıştığımıza inanarak "anlaşılabilir" kelimesini kullanıyorum).

Nedense "ilginç" diye nitelendirilen filmler, hep bir anlama / anlayamama kaygısıyla izleniyor. Bir filmin ilginç diye nitelendirilmesi için ise o filmde, ne konuştuğuna asla anlam getirilemeyecek tuhaf insanların olduğunun ya da kurgu yoluyla kafa karıştırılacağının adeta peşinen kabul edilmesi gerekiyor. Bu tarz filmleri anlayıp anlayamamak bir ölüm kalım meselesi haline bile gelebiliyor bazen insanlar arasında.

İzlenmek için ilginç olma kaygısıyla yapılan filmler elbette ki mevcut. (son dönem korku filmlerinin çoğunda görüldüğü gibi). Maalesef gayet samimi olarak yapılan filmler de bu şekilde değerlendirildiklerinde ortaya yanlış okumalar çıkabiliyor. 2046 da bu filmlerden biri galiba.

"2046", Çin'li Yönetmen Kar Wai Wong'un 2004'te çektiği ve 2002 yapımı"In the Mood for Love" (Aşk Zamanı) adlı filmin devamı niteliğinde, aşkın değişik boyutlarını zamanla ilgili olarak felsefi açıdan ele alan bir film. Her ne kadar dram öğeleri ağırlık bassa da, filmdeki bilimkurgu öğelerin filmi şekillendirdiği söylenebilir.

Filmin anlatıcısı ve baş karakteri Chow (Tony Leung Chiu Wai) bir yazardır. Chow, gelecek hakkında bir kitap yazmakta olduğunu düşünürken aslında yazdıkları geçmişle alakalıdır.Filmde, sadece bir kişi dışında gidenlerin geri dön(e)mediği,belirli aralıklarlabir trenin kalktığı 2046 diye bir yer vardır. Buraya gidenler kaybolan anılarını yeniden bulamaya çalışmaktadırlar.

Chow, kitabını yazarken kendi hayatını da ortaya koyar aslında: geçmiş ve gelecek arasında kalmış bir kişidir Chow. Yaşadığı ve yaşayacağını düşündüğü ilişkilerin gölgesinde şimdiki duygularını ıskalayan biridir. Filmdekitren sahnelerinde Chow'un duygu ve düşünce dünyasına girerek onunla birlikte aşk üzerine düşünmemizi sağlaması, filmin en güzel yönlerinden birisi. Parçalı anlatımı ile de, aynı zamandaizleyiciyi sürekli tetikte tutmayı başarıyor.

"2046"nın bu noktada anlama kaygısı bir yana bırakılıp, duyular aracılığı ile daha iyi anlaşılacak bir film olduğunusanıyorum. Bunu akıp giden bir müziğe benzetebiliriz. Nasıl ki notalar kendi başlarına sadece birer müzik değerinden ibaretse ve ancak tek tek birleşerek bir ezgi meydana getiriyorsa, bu filmde de filmden kopuk gibi görünen bu sahneler ile diğer sahneler arasında görünmez bir bağ var adeta. Bu bağ ise ancakfilmi anlamaya çalışmadan duyularımızın sesine kulak vererek hissedebilir.

 
Toplam blog
: 3
: 1342
Kayıt tarihi
: 08.06.06
 
 

Sinemaya İngilizce bölümünde okuduğum lise yıllarında ilgi duymaya başladım, daha sonra ODTÜ ya..