2050'den sonra göremeyeceklerimiz

Uzun zamandır bu işin üzerinde kafa yoran uzmanlar; düşünmüşler, kaşınmışlar, yazıp-çizip, hesap-kitap eyleyip, matematiksel sonuçların sağlamasını dokuz kazığa bağlayıp, zaman zaman da kaybedecekleri alışkanlıkların ardından ağlayıp, ince eleyip-sık dokuyup ve de lütfedip, şu çizelgeyi zat-ı âlime postalamışlar… Ben de zarf içindeki “2050 Sonrası Öngörüleri Listesi”ni okuyunca, çok yakında “Posta” işinin de tarihe karışacağını öğrenip, zarfı hemen koleksiyonuma koydum. İleride, torunlarımın torunlarına bir ‘tarihi eser’ daha bırakmış olacağım böylece, ne güzel değil mi?

Neyse, biz konumuza dönelim yine…

Efendim; 2010 yılından başlayarak, 2050’ye kadarki zaman sürecinde, hangi alışkanlıkları bırakacağımız; hangi devletlerin ve ünlülerimizin, hangi araç ve gereçlerin modası geçip, tedavülden kalkacağını; tarih sırasına göre şöyle listelemişler:

2010 - 2020 arasında: Dial-up internet erişimi, fax makinesi, insan kaybolması, emeklilik, “Gay Barlar”, bilgisayar faresi, telif hakları, bez mendil, ayna ve tarak…

2020 – 2030 arasında: Postacılık, bloglar, imlâ kuralları, Maldivler, hafta sonu tatilleri, Paris Hilton, masaüstü bilgisayar, FM ve AM Radyolar, öğle yemeği, parasız yol, içsel samimiyet ve cilt kırışıklıkları…

2030 – 2040 arasında: Çocuk yaşı yasaları, anahtar, realite TV, bozuk para, ucuz seyahat ve iletişim, Bangladeş, orta sınıf (orta direk), petrol, spam, Aborjinler, Microsoft, petrolle çalışan araçlar, sevgi ve aşk bağımlılığı, buzullar, doğal yolla çocuk yapmalar, sükûnet, “özür dilerim efendim” lâfı, Avrupa Birliği (AB), cüzdan, kâğıt para, sağırlık…

2040 – 2050 arasında: Karbon emisyonu, bedavacılık, “hesaplar benden” lâfı, kravat, kâhinlik ve falcılık meslekleri, Google, körlük…

2050’den sonra: Estetik ameliyatının her türü, kanser, fiziksel acılar, çirkinlik, ölüm, kozmetik süs araç-gereçleri, pahalı ve ağır takılar…

Gördünüz mü dünya insanlarının başına gelecekleri? Ancak, bana gönderilen listede; bana ters gelen ve eksik olan birçok konu var!.. Hani, bunları okuyunca iyice kıllanmayayım diye, özellikle mi yazmadılar, onu da kestiremedim? Ancak, düşünme özürlü olsa da, beynimde şimşekler çaktı ve hemen şunları not defterime kaydettim:

- 2050’den sonra da iftar çadırları, Deniz Feneri, seçim öncesi kömür ve gıda torbaları, belediyelerimizin “Ali Diboları” yine olacak mı?

- Başımızda aynı iktidar yine olacak mı ve seçimlere girerse, “göbeğini kaşıyan” değerli insanlarımızdan, bu sefer “yüzde/kaç” oy alacaklar?

- Değerli büyüğümüz Kemal Abim, yine “Avrupa’da Yılın Maliye Bakanı” seçilecek mi?

- O tarihe kadar, sevgili Ajda Pekkan kaç estetik ameliyatı daha geçirecek, M. Ali Erbil ile Hülya Avşar kaç kişiyle daha evlenecekler?

- Medyum Memiş ile Medyum Keto; muhafazakâr eşcinsel Cemil İpek ile erkek aşığı, Bülent Hanımla eski eşi Armağan barışacak mı; yoksa, yine stüdyolar karışacak mı?

- İMF, World Bank, Kemal Derviş, enflasyon ve Nataşalar yine geri gelecek mi?

- Sayın Demirel 12. Cumhurbaşkanı, sayın Baykal ilk defa Başbakan olacak mı ve yine Önder Sav ‘Genel Sekreter’ ve İ. Melih Gökçek de, Ankara Belediye Başkanı olarak kalacaklar mı?

- Sol’daki müzmin turlar bitip de, nihai birleşme olacak mı? Başbakan Tayyip bey de sözünü tutup, şu dokunulmazlıkları kaldıracak mı?

- Ergenekon Davası tamamına erecek mi, yoksa “Susurluk”a mı dönecek?

- ABD İran’a saldıracak mı? Beklenen İstanbul Depremi gerçekleşip de, yeni neslimiz ‘Deprem Uzmanlarının’ tahminlerinden ve kayıkçı kavgalarından kurtulacaklar mı?

- Çine Barajı ve GS stadı yolu bitip, FB de Avrupa Şampiyonu olacak mı..?

Buna benzer ve buraya sığdıramadığım, daha birçok soru havada kalmış!.. Madem uzmansınız, madem kulağımıza kar suyu kaçırdınız, gerisini de anlatmanız gerekmez mi? İnsanlar da bir işi tutarken, bu gelişmelere göre meslek ve malzemeler edinmezler mi? Neyse boşverin; zati şunun şurasında 2050’ye ne kaldı ki? Biz de kendimiz görürüz gelişmeleri…

Sakin KOŞAR. (10.09.2008).