Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mart '12

 
Kategori
Deneme
 

2060 yılında kaç yaşında olacaksınız?

2060 yılında kaç yaşında olacaksınız?
 

Güncel haberleri gazetelerden okuyup, televizyonlardan izlediğimiz zaman bildiğimiz bütün olumlu düşünmeye dair ne varsa yerle bir olabiliyor. Bu durumda bir taraftan tartışmasız ‘realite’ karşımızda dimdik tüm çirkinlikleriyle dururken diğer taraftan elimizden su gibi akan ‘zaman’ arasına sıkışıp kaldığımız durumlar yaşıyoruz. Kendi doğrularını kabul ettirmeye çalışanlar, buna direnç gösterenler ve ortalıkta yaşanan kargaşa…

***

Hayatta, insanın başına her şey gelebilir. En şaşalı hayatı bırakıp, bir ekmeğe muhtaç olabilirsiniz. Tesadüfen bir yerden geçerken gelen bir tehlikenin tam da ortasında bulup kendinizi hayatınızın akışı yerle bir olabilir. Bir hastalığın pençesinde gün sayabilirsiniz. Bir çukura düşüp bir tarafınız sakat olarak ömrünüzün kalan kısmını bununla yaşamaya alıştırabilirsiniz ve daha aklınıza gelebilecek benim söylemeye bile dilimin varmadığı her türlü talihsizliklerle baş ediyor olabilirsiniz.

Yeter… Durun ve lütfen bir dakikalığına gözlerinizi kapatıp kendinizi sessizliğe bırakın. Hiçbir şey düşünmeden öylece kendinizi, yani içinizde yaşayan o güzelim bedeni hissetmeye çalışın. Yüce yaratan bu dünyayı pisliklerle donatılması için, birbirini yiyen insancıklar için, kalleşlikler için mi yarattı? Bu muhteşem bedenin içinde atan kalbi hissedin. Ona teşekkür edin. Bedeninizin her bir parçasını duyumsayın onun oradaki görevini, anlamını düşünün ona hak ettiği değeri verin.

Korkularımızla bir ömrü geçirmek istemiyorum diyorsanız o zaman inanç kalıplarınızı değiştirmek gerekiyor. Küçükken hep bir şeylerden uzaklaştırılıp bir şeylerden düşeriz, aldatılırız, insanlara güven olmaz, zenginler şöyledir, fakirler böyledir… Daha bir sürü inanç kalıpları ile donatılmışız. Eğer hayatı show haberlerin penceresinden yaşarsak her an inanın başıma ne gelecek diye öylece elimizi kolumuzu bağlar, kendimizi hayattan soyutlarız. Peki, kim üretecek? Kim yaratıcı olacak? Kim ilerleyecek? Bizler kendimizi bir hapishanenin parmaklıkları ardında sürekli tecavüze uğrayacağız diye bekliyoruz. Tabi bu tecavüz anlaşılan anlamda değil her türlü saldırıdan söz ediyorum burada.

Korkularınızı bedeneninizin neresinde hissediyor/duyuyorsanız oradan söküp atın. Şimdi…

***

Her şeyi yenebilirmiş insan bunu herkes biliyor aslında ve bununda tek bir sırrı var. Enerji desem ne dersiniz? Karşılıklı gidip gelen olumlu düşünce ve duygular bu güne ekilen sevgi ve güven tohumları sizi en kötü anınızda yeniden hayata bağlayabilir. Umutla, baktığınız zaman geleceğe hem de tasasız, dertsiz en spontan en samimi ruh hallerinizle, sevgiyle donatırsanız hayatınızı zincirleme olarak güzellikler gelir yaşantınıza.
***

Geçen gün bir arkadaşım, yaptığımız bir projeden söz ederken dedi ki; 2060 yılında bu proje çok yol kat etmiş olacak. Durduk ve ikimizi de bir gülme aldı. Biz 2060 yılında kaç yaşında olacaktık. Siz kaç yaşında olacaksınız?

Allah aşkına neyi paylaşamıyoruz? Nedir bu saldırılar? Nasıl bir gelecek bırakmayı düşünüyoruz çocuklarımıza? Kimin/kimlerin hangi direktiflerini uygulamaya çalışıyoruz?

Hiç mi Mevlana’yı bilmez bu insanlar? Yunus’un şiirlerinden feyz almazlar mı?

En büyük sır; gerçek, katıksız sevgiden geçer ve o öyle bir ilaçtır ki, benim diyen hastalıkları geldiği gibi gönderir kör kuyulara atar. Korkuları sallar yerinden ve korku titrer sevginin önünde diz çökerek…

29/03/2012

e-mail:belginturan@gmail.com

 

 
Toplam blog
: 439
: 512
Kayıt tarihi
: 04.02.09
 
 

Lisansını Anadolu Üniversitesi/ İşletme Bölümü ve Anadolu Üniversitesi/ Sosyoloji Bölümlerinde “O..