Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Aralık '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

21 Aralık 2012 Bu gün kıyamet!(değil dedi Mayalar, ama duyan kim?)

21 Aralık 2012 Bu gün kıyamet!(değil dedi Mayalar, ama duyan kim?)
 

Kıyamete uyanan var mı? Hepimiz bekliyoruz! Bazen ‘’acaba biz kıyameti mi istiyoruz?’’ diyorum. Deli gibi, çıldırmışçasına çırpındık durduk. Ne oldu? Mesih beklentisi olanlar ile İsa severler birleşti, araya uzaylıları da katıp kaotik düşüncelere sürüklediler bizi. Senaryo, senaryo üstüne yazıldı, çizildi, kulaktan dudağa öyle bir yayıldı ki ilk anlatan bile anlatılandan korktu. Büyüdü, büyüdü ve bum!

Ne patladı? Umarım mısır patlatmışızdır! Geçtiğimiz Mayıs aynıda birileri bir çığırtkan çıkardı ortaya ve dedi ki; Mayaların söz ettiği sona 7000 yıl var! Peki! duyan kim? Kör, sağır ama geveze bir eda ile çığırtkanlığımızı kendimiz yaptık. Oysa mayıs ayında gazeteler, dergiler yazdı da biz boş boş baktık durduk. 2012 başlarına doğru eski bir Maya yerleşimi olan Xultun'da ,21 aralıktan sonra da devam eden bir takvim bulunmuştu. Ama anlaşılan dünyanın sonu kadar ilgi çekmedi, satır aralarında sıkışıp  kaldı..Anlaşılan insanlar kıyamete inanmak istiyor .Gerçekten bir kıyamet istiyor..

Kıyamet senaryoları insanlık tarihi kadar eskidir. Adına ‘’Binyılcılık’’ denilen Kıyamet çığırtkanlığı hiç de küçümsenecek olgular değildir. Medyanın Maya kehanetlerine verdiği önem daha çok reyting kaygılıdır.  Ama buna benzer kaotik durumlar her zaman yaşandı ve yaşanmaya da devam edecek. İnsanoğlu daha zengin, daha adaletli, daha sağlıklı kısaca huzurlu bir gelecek beklerken tam tersine adaletsiz, baskıcı, fakirliğin, açlığın kol gezdiği düzenler içerisinde yaşamaya devam edince de bir Mesih beklemeye başladılar. İnsanlar ıslah olsun diye de bir Nuh Peygamber ve Tufan hikayesi beklediler gene.

Gelin biraz bu konu ile ilgili öğrendiklerimi paylaşayım.Maya uygarlığına ait Xultun harabelerinde çalışan Arkeologlar bilinen en eski Maya takvimini bulduklarını açıkladılar. Guatemala'daki kazı bölgesinde Mayalara ait duvar resimleri de ilk defa bulundu. Science dergisinde yayınlanan rapora göre bulunan takvim M.S.9. yüzyıla ait. Bu takvimi şimdiye kadar bulunanların en eskisi yapıyor.

Maya takvimleri 2012'de dünyanın sonunun geleceğini söyledikleri iddiaları nedeniyle bu sene birçok tartışmaya konu olmuştu. Bir anda hepimiz Maya Uygarlığı hakkında bilgi sahibi olduk. İnşallah darısı Aztek ve İnkalara nasip olur. Kuşkusuz diğer bir yanda da, medyanın da katkısı ile konuyu kendi çıkarlarınayönelik kullanan ancakeğitim düzeyleri çok şüpheli ancak bir o kadar kurnaz kişilerin de bu beklentilerin üzerine giderek kendilerine bir pazar yarattıklarını bile görüyoruz. Dikkat ederseniz bu kişiler aydınlanmadan, evrensel sevgiden söz ederlerken, aslında yarattıkları korku ve endişenin farkında bile değiller. Maya uygarlığı milattan önce 2000 yılından 15. yüzyıla kadar orta Amerika'da hüküm sürdü. Daha sonra Amerika'ya gelen İspanyollar Mayaları kolonize etti. Maya uygarlığına ait birçok eser hala gün ışığına çıkartılmayı bekliyor. Xultun harabeleri ilk olarak 1912'de keşfedildi. 1920'lerde ve 70'lerde yapılan araştırmalar harabelerin büyük oranda orjinal hallerinde korunduklarını gösterdi. Arkeologlar 30 kilometre karelik alanda 35 metrelik bir piramit ve binlerce farklı yapı buldu. 2005 yılında New Hempshire Üniversitesi'nden William Saturno burada bilinen en eski Maya duvar resimlerini keşfetti. 2010 yılında ise Dr Saturno'nun öğrencilerinden biri gün ışığına çıkarılan takvimi keşfetti. Şu anda Boston Üniversitesi'nde çalışan Dr Saturno bulguların sadece 1 metre derinlikte olduklarını ancak çok iyi bir şekilde korunduklarını söyledi.

Araştırma National Geographic tarafından finanse edildi. Dergi ayrıca keşfedilen yeraltı odacığının yüksek çözünürlüklü fotoğraflarından oluşan bir galeri hazırladı. Buluntuların yer aldığı yeraltı odacığı 2 metre kare genişliğinde ve tavan yüksekliği 3 metreyi bulmaktadır. Odanın geçmişte bir toplantı ve yazı odası olarak kullanıldığı düşünülüyor. Odada kralı ve rahipleri betimleyen figürler de bulundu. Odada bulunan eserlerden en ilgi çekici olanı tartışmasız olarak iyi bir biçimde korunmuş olan Maya takvimi. Dikkat! Bakın ne diyorlar? Keşfedilen takvim bugünden 7 bin yıl sonrasına kadar devam ediyor. Kıyamet ertelendi. Biz öldükten sonra nasipse! Ancak bireysel gücümüzü, yaratıcılığımızı kullanmadığımız ölçüde bu tür senaryoların bir kuklası haline geliriz.

Mayalar tarihleri oldukça komplike bir sistemle yazıyorlardı. Baz-18 ve Baz-20'lik sistemler kullanan Mayalar'ın hesaplarına göre dünya 2012'de yok olmayacak. Aksine bugünden 7 bin yıl sonra her şey aşağı yukarı şu an olduğu gibi devam ediyor olacak. Dr Saturno ''Mayalar dünyanın bugünden sonra en az 7 bin yıl daha varlığını sürdüreceğini düşünüyormuş'' dedi. Tabi bizim doğayı kirletme hızımızın farkına varamadıkları için böyle düşünmekte de haklılar. Oysa biz, Ozonu deldik, çevreyi pislettik, hayvanları kürkü, eti, süsümüz, güzelliğimiz için yok ettik. Nereden bilsin Mayalar!

Saturno ''Sürekli bir son arayıp duruyoruz, Mayalar ise herşeyin devam edeceğini aynı kalacağını kanıtlamaya çalışıyorlardı. Bizim düşünce yapımız onlardan tamamen farklı'' dedi. Guatemala’nın kuzeybatısında yağmur ormanlarındaki antik Maya kenti Xultun kalıntılarında arkeologlarkraliyet katiplerinin astronomi kayıtlarını çizdiği kara tahta şeklinde kullandıkları duvarların olduğu 2 metrekarelik küçük bir oda buldu. Duvarlardaki çizimlerMayaların bilinen en eski astronomi takvimini ortaya çıkardı. Amerikan 2009 yapımı "2012" adlı filme de konu olan Maya Takvimi'nden yola çıkılan inanışa göre Aralık ayında dünyanın sonu gelecekti. Hepimiz ilgiyle izledik filmi sanki aynısını yaşayacakmış gibi taktık filmin karelerine. Oysa gerçek bundan çok uzaktı ve biz gene bir başkasının düş dünyasına daldık. Onun yazdıklarını, ekrana aktardıklarını gerçek sandık. Çocuk muyuz ne?  
Bu kıyamet teorilerinden çıkarabileceğimiz sonuç insanlık olarak ne kadar kırılgan, ne kadar savunmasız ve endişeye eğilimli olduğumuzu göstermesidir.

Fakat Science dergisinde yayınlanan yeni keşfe göregeçmişi 9'uncu yüzyılın öncesine dayanan takvim esasında 2012'inin sonrasındaki tarihlere işaret ediyor. ABD'deki Boston Üniversitesi'nden William Saturno Maya takviminin dünyanın sonunu tahmin etmediğini söyleyerek "Antik Mayadünyanın bugünden 7 bin yıl daha devam edeceğini tahmin ediyor. Dünyanın sonu için araştırmalara devam ediyoruz." dedi.  Bulup da ne yapacaksın kardeşim! Tanrı’ya inanıyorsan önünde sonunda olacak işte!

Teksas Üniversitesi’nden arkeolog David Stuart“Maya takvimi milyonlarcamilyarlarca yıl devam edecek. Hatta aklımıza bile getiremeyeceğimiz süreler boyu sürecek” dedi.  Pennsylvania Arkeoloji ve Antropoloji Müzesi Üniversitesi'nin Maya takvimi uzmanlarından Simon Martin son keşfi "Gerçekten mükemmel bir sürpriz" olarak niteledi. Xultun kalıntıları ilk olarak 1912'de keşfedilmişti. Bilim dünyasında büyük heyecan yaratan takvim, antik kalıntılardaki bir duvarın üzerine resmedilmiş olarak bulundu.

Kırmız ve siyah renklere sahip olan hiyerogliflerin yanında, bir Maya kralına ve kendisine eşlik eden esrarengiz yardımcılarına ait renkli bir duvar çizimi yer alıyor. Çizimin, M.S 800 yılına işaret ettiği ve kral ile dönemin gök bilimcileri ile matematikçilerinin yer aldığı bir toplantıyı tasvir ettiği düşünülüyor. Elde edilen en önemli bilgi ise duvarın üzerine çizilen takvimin, 21 Aralık 2012’de sona eren Haab takvimi ile aynı olmaması. Araştırma ekibinde yer alan ve kalıntılardaki oymaları deşifre etmek için çalışan Teksas Üniversitesi’nden arkeolog David Stuart, “Maya takvimi milyonlarca, milyarlarca, oktilyonlarca yıl devam edecek… Hatta, aklımıza bile getiremeyeceğimiz süreler boyu devam edecek” dedi. İyi demek ki kurtulduk! Kıyameti, okuyup, yazmaktan, içkinin yanına meze, kahvenin yanına pasta, çayın yanına kek yapmaktan kur-tul-duk! Varsın gerisini sonrakiler düşünsün, kafa patlatsın. Ya da benim yaptığım gibi ‘’Teslimiyetçi’’ olsun!

Ortaya çıkarılan yeni takvim, içerdiği istifli çizgiler ve noktalarla oldukça karmaşık bir görünüme sahip. Çizgi ve noktalar, çeşitli rakamları temsil ederken, altı aylık dönemlerde Ay döngülerini kaydetmek için kullanmış.

Ancak çizimleri inceleyen matematikçilerin dikkatini çeken ilk bulgular bu çizgi ve noktalar değildi. Guatemala’nın kuzeydoğusunda kalan Xultun’da 2010’dan bu yana araştırmalar yapan Boston Üniversitesi’nden arkeolog William Saturno, şehrin haritasını çıkarmak için çalıştığı günlerde, öğrencileriyle birlikte hırsızlar tarafından açılmış bir hendek fark etti. Burada, antik boya izlerine rastladılar.

Saturno, bu hafta Science dergisinde yayımlanan araştırmaları hakkında basına yaptığı açıklamada, “Bulduğumuz izler kesinlikle evdekilere anlatacağım türden bir keşif değildi” dedi. ABD’li arkeolog, Guatemala yağmur ormanlarında boyanın iyi korunamadığını bildiği için, silik kırmızı ve siyah çizgilerin önemli bir bilgi ortaya çıkarmayacağını düşünüyordu. Yine de, hırsızların erişmek istediği odayı ortaya çıkarması gerektiğini düşündü.  Saturno, hırsızların açtığı hendekten girip odanın en sonundaki duvara ulaşmayı başardığında, gördükleri karşısında büyük şaşkınlığa uğradı. Duvarda, tahtında oturan bir Maya kralı, kafasında kırmızı tacı, arkasını kaplayan büyük mavi tüylerle oturuyordu. Esrarengiz bir figür ise kafasını kralın arkasından uzatıyor. Kralın bulunduğu duvarın bitişiğindeki diğer duvarda, peştamala sarınmış, tüylü başlıklar giyen üç figür daha yer alıyor. Figürlerden bir tanesinin altında, “Büyük Kardeş veya Kıdemli Obisidiyen” yazıyor. Bu gizemli unvanı taşıyan figürün yanı sıra, kralın yanında görkemli, turuncu bir elbise giyinmiş, yeşim taşından bilezikleriyle krala uzanan bir kişi daha var. Hareketi, sanki krala bir şeyler çiziyor veya yazıyormuş izlenimi veriyor. Bu figür, “Genç Kardeş ve Genç Obsidiyen” unvanını taşıyor.


1,8 metre karelik odanın batı ve kuzey duvarlarında yer alan tasvirler, Xultun’da ortaya çıkarılan tek şaşırtıcı keşifler değil. Doğu duvarında, bir dizi küçük, karmaşık hiyeroglif yer alıyor. Yani, Maya’ların keşfedilen en son takvimi.  Takvimin, duvardaki çizimlerin tamamlanmasından sonra duvara eklendiği düşünülüyor. Arkeolog David Stuart, “takvimin, sanki zaman çizelgesini kağıt yığınları arasında aramak yerine duvara, gözünün önüne koymak isteyen bir katip tarafından hazırlanmış gibi durduğunu” belirtti.

Mayalar, Haab takvimini “Baktun” adını verdikleri 394,26 yıllık bölümlere ayırdı. Baktun’lar, dünyanın sonunun 21 Aralık 2012’de sona ereceği düşüncesini oluşturdu. Bu tarihte, 13’üncü Baktun tamamlanırken, Dünya Beşinci Güneş Çağı’ndan, Altıncı Güneş Çağı’nda girecek.  Stuart, “Bu bilgilere dayanarak dünyanın sona ereceğini düşünmek yanlış bir düşünce. Aslına bakılırsa, Maya’lar 13’üncü Baktun’un ardından zamanın sona ermeyeceğini biliyordu. 13’üncü Baktunun sona ermesi, sadece yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyor. Yeni keşfettiğimiz takvimde, Baktun’lardan çok daha geniş zaman birimleri var” dedi.


‘Yeni’ Maya takviminde 24 zaman birimi yer alıyor. Stuart, “Çizimlerde sadece beş tanesini görebiliyoruz. Her biri oldukça geniş zaman dilimlerini temsil ediyor” bilgisini verdi.  Zaman birimlerini temsil eden bir sütunda, yaklaşık 17 Baktun’a denk gelen zaman (6700 yıl) belirtiliyor. Bir diğer noktada, duvara “gizli bir numara” yerleştirilmiş. Araştırmacılar, bu belirteçlerin, binlerce yıl öncesine giden daha eski zaman döngülerinde kullanıldığını belirtti. Ayrıca, takvimin Mars ve Venüs gezegenlerinin döngülerini de gösterdiğine dikkat çekildi. Her Ay döngüsü için farklı bir kral tasvirinin kullanıldığı görüldü. Bu da, her döngüye ayrı bir kral/tanrı adandığına işaret ediyor.  Stuart, “Kısaca, bu Maya takvimi sadece 13 Baktun’dan fazlasına işaret ediyor” ifadesini kullandı.
Bilim dünyası, antik “duvar takviminin” keşfini çok büyük bir gelişme olarak kabul ediyor. Bunun nedeni, bilinen ilk antik takvim ve astronomik tablolara ait kayıtlar, 11’inci veya 12’inci yüzyıldan kalma, Dresden Codex kitabından geliyor. Arkeolog Saturno, “duvar takvimi” ve Dresden Codex’in, çok daha eski tarihlere ait ancak yok olan kitaplardan edinilen bilgilerle hazırlanmış olabileceğini düşünüyor.

Stuart, duvar resimleriyle kaplı odanın, Mayalı bilim insanlarının hayatlarına çok farklı bir bakış açısı sunduğunu belirtti. Duvar resimlerinin yer aldığı oda, birçok diğer odanın yer aldığı bir alanda bulunuyor. Bu alan, zamanında çökmüş ve yeniden inşa edilmiş. Duvar resimli odanın ayakta kalmasının sebebi ise Mayalı mühendislerin duvarlarını yıkmak yerine odayı molozla doldurmaları ve üzerine inşa yapmaları.  Stuart ve meslektaşları, duvar resimlerini keşfettikleri yerin, önemli, soylu bir insanın evi olduğuna inanıyor. Duvardaki matematikçiye ait tasvir ise soylular ile bilim insanlarının yakın ilişkisine bir örnek olarak gösteriliyor. Stuart, “Maya toplumundaki konumların birbirine ne kadar yakın olduğunu gösteren harika bir çizim” ifadesini kullandı.

Stuart, Maya krallarının zamanı kaydetmek konusunda özel bir ilgileri olduğunu düşünüyor. Bunun başlıca sebebi, belli zamanlarda geleneksel ritüelleri tekrarlayabilmekti. Ancak, “duvar takvimi” odasındaki kralın isminin kaybolmuş olması, olası ritüeller hakkındaki ipuçlarını kısıtlı bırakıyor.  Antik Maya kenti Xultun, 1915 yılında ortaya çıkarılmış olmasına rağmen, şu ana kadar yapılan keşifler şehrin sadece yüzde 0.1’lik kısmını kapsıyor. Hırsızların 1970’lerde şehre büyük zararlar vermesi, birçok antik bilgi ve eserin de kaybolduğu anlamına geliyor. Buna rağmen, arkeologlar şehrin hala ne kadar sır sakladığı konusunda bir tahminde bulunamıyor.

Saturno, “Xultun’daki araştırmalar, duvar resimli oda gibi Guatemala topraklarındaki Maya kalıntıları hakkında daha önce hiç rastlamadığımız bilgiler kırmız ve siyah renklere sahip olan hiyerogliflerin yanında, bir Maya kralına ve kendisine eşlik eden esrarengiz yardımcılarına ait renkli bir duvar çizimi yer alıyor. Çizimin, M.S 800 yılına işaret ettiği ve kral ile dönemin gök bilimcileri ile matematikçilerinin yer aldığı bir toplantıyı tasvir ettiği düşünülüyor.Elde edilen en önemli bilgi ise duvarın üzerine çizilen takvimin, 21 Aralık 2012’de sona eren Haab takvimi ile aynı olmaması.

Yani gördüğünüz gibi Mayalara inanıp ‘’Kıyamet çığırtkanlığı yapan bizlerin artık tutunacak dalı kalmadı!’’ . Şimdi öğle saatlerinde doğan çocuklara bakmak kaldı. Saat 13:13 de bakalım kimler doğacak? Kimi kurtarıcı! Kimi de batırıcı olacak! Ha bu arada İsa ve uzaylı arkadaşları tezini de unutmayalım!İronik olan şey açık bir şekilde ortada zira kendilerinin bile anlayamadıkları konuları sahte bir peygamberlik aurası içinde toplumun önüne taşırlarken daha fazla kafa karışıklığı ve heyecan yaratarak gündemde kalabiliyorlar. Biraz daha bu konular konuşulur, öbür Kıyamet Senaryosuna kadar da kıyamet unutulur gider. Ben hala Allah’ın Kıyametine inandığım içindir ki bu birilerinin kıyameti ama biz değil onlar yaşıyor demekten kendimi alamayacağım.Uyanıkların oluşturduğu bir pazarın kurbanı olmak yerine, önce kişisel mutluluğumuzu ve yaratıcılığımızı canlandıracak, pozitif ve katılımcı bir tutum içerisinde olabilmeliyiz. Ancak bu şekilde, toplumu kemiren zayıflıkların önüne güçlü bir engel koyabiliriz.

Hayatta Kıyamet yaşamamanız dileği ile…

 
Toplam blog
: 781
: 3899
Kayıt tarihi
: 23.09.12
 
 

16- 06- İstanbul'da doğdum. Tatbiki Güzel Sanatlar Tekstil Ana sanat dalı Moda tasarımı bölümünde..