Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ağustos '09

 
Kategori
Deneme
 

21 gram

21 gram
 

Korkusundaydı yalnızlığım.. Bir gece vakti gelip vurdular susturulmuş gümüş rengi kurşunlarla. Tam yüreğime isabet etti, yığıldı gecenin ortasına.. Sessizliği yarıp geçen uğultusuyla tam yerinden mıhladı dünyayı bilinmeyen sonsuzluğa...

Bir gece vaktiydi, suskunluğun çaresiz kaldığı, yaşamdan arta kalmış anılarla boğuşuyordu zaman.. Acıtıyordu, kanatıyordu avuçlarını, yüz sürüyordu geçmişte kalan kırıklara, liğme liğme edilişine aldırmadan geceyi sabaha çeviriyordu.Gece rengini boyasa da sabaha, şafak vakti tadında hiç bir sabah olmayacaktı artık.. Sızım sızım inliyordu bedenini örtmüş ten diye görünen etleri.. Etleri kemiklerine ters düşer gibi sanki bir savaş başlatmıştı vücudunda, kaybediyordu bedenini de tıpkı bir süre önce bedelsiz verilen ruhu gibi..

Yatıyordu musallah taşında, yıkanıyordu hiç bilmediği biri tarafından defalarca... Tüm ruhu, günahları, bedeni kırklanıyordu adetâ.. Doğru muydu ruhun bedenden çıkınca yirmi bir gram edişi, bütün bir ağırlık bumuydu yani hayat boyunca.. O zaman neden bu beden bu ruhu taşımakta zorlanıyordu her uyanışında..

Berfin (Kardelen) gibi dayanıyorum kara, soğuğa, ayaza, güneşi görürsem eğer bir gün, o gün ben de berfin gibi ölecekmiyim acaba? Bilmiyorum... Ayazında yaşamın, titrek, ürkek ama kavurucu yanıklığıyla geçiyor zaman.. Eksik ve eskitilmiş, kirli ve kirletilmiş, üretmeye çalışırken tüketilmiş.

Parmak aralarında izmarit kokusu, dudaklarımda taze demli bir çay tortusu arkadaşım yine şafaktan kopan bir an..

Yaşanmaya dair tüm özlemleri, vazgeçilmeye dair tüm yaşanmışlıkları besliyor yüreğim.. Yitirdim beyaz kıldığım herşeyi. Beyaz bir sayfa açmak istercesine çırpınıyor kalemim. Yazılanlar, çizilenler, karalananlar nöbet tutuyor benimle her gece üç beş sularında.. Şafak karanlık.. Teskere ne zaman belli değil.. Süngüler çekilmiş, namlular dönük karanlığa.. Gez göz arpacık... hazırım diyor vurmaya vurulmaya.

İlk savaşıp da şehit olamayacak olan benmiyim. Saf tutulamayacak cenazemin başında. Ruhum semaları görürken mertebeye varmadan düşeceğim toprağa.. Bir mezar taşım bile olmayacak benim, ölen ruhuma bir fatiha da okunmayacak. Kimse yakmayacak gökleri yırtan ağıtları ve kimse bilmeyecek içimde kaybolan savaşçıyı..

 
Toplam blog
: 45
: 3226
Kayıt tarihi
: 07.08.08
 
 

Son tualde boyanan renklerin karmaşasındayım.. Biraz mavi, biraz beyaz, biraz siyahların gözde açtığ..