Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mart '17

 
Kategori
Deneme
 

21'inci YY ve Aşk

21'inci YY ve Aşk
 

Alıntıdır...


Sonra şair kırmızı ışıkta durup yan tarafındaki o lüks restorantlara ve kahvehanelere baktı ve dedi ki; Ey 21'inci YY. sen hiç güzel değilsin. Çok modernsin çok sosyalsin ama delikanlı değilsin.

İnsan daha 25'inde ihtiyar hissediyor kendini. Çocukluğum nerede gençliğim nerede! 21'inci YY. hepimizi cebimize, ekranlarımıza, abartılı profil hesaplarımıza sığdırdı. İnsan insanın yüzüne bakacağına artık filitreli fotoğraflarına bakıyor. Sanallık gerçeklikten daha tatlı geliyor. Oysa kültür dersleri alırken bir giriş cümlesi okumuştum. Gerçekler kurgulardan her zaman daha ilgi çekicidir. Yok öyle bir şey dostum! Yalan! Sen bir 20'nci YY insanısın, bizden değilsin. 

 Munchausen Sendromu, Alman edebiyatçılardan Karl von Munchausen'in gençliğinde (18.yy) yakalandığı hastalıktır. Çocukluğunda baskıcı bir ailede büyüyen Munchausen yaşadığı olayları abartarak anlatır. Örneğin bir hikayesinde bir geyiği kiraz çekirdeği ile vurduğunu anlatmıştır. Hikayelerinin yalan olduğu ayan beyan ortadaydı. Munchausen toplumdan ilgi görmek için hastalıklar ve hikayeler de uydurmuştur.

Artık daha ilgi çekici olan şey paylaşılan tabak ve üstüne adının yazıldığı plastik kahve bardakları. 21'inci YY'da aşk da yaşanmıyor. Eskiden yolunu gözler, içip içip ağlardın, çırpınırdın, belki bir sokak kavgasında dağılırdın. Şimdi yapman gereken tek şey bir kontör, facebook'tan çalma çırpma birkaç edebiyat sözü, biraz züppe olduğunu belli etmece, Elmalı Iphone telefonun yanına araba anahtarı bırak. Ulan bir deftere kaleminle dalmadıktan sonra ben ne yapayım senin paranı turanı be adam! Bunu diyen yok. 

İnsan dest-i izdivacını talip olacağı kadına hiç sorar mı kaç parası olduğunu, ne halt yerse ne yapacağını falan. Hem 21'inci YY. insanları biraz gevşek! Şahsen ben sevdiğim kadının adını öyle her yerde telaffuz etmem. Birisi onun adını söylese deli gibi kıskanırım, kavga ederim. Veya benimle çıkar mısın gibi ucuz sorular sormam. Benim olur musun? Senin olabilir miyim? 

21'inci YY. aşıkları Starbucks'a gider, lüks bir arabada yüksek sesli müzik dinler, adamlık yerine kas, hanımefendilik yerine bir tarafı ameliyatla kaldırılmış, indirilmiş vücut sergiler. 21. YY insanı ağzında sigara, biraz da lakırdı eder edepsiz bir ağızla. Kadın varmış, kız varmış, çocuk varmış dinlemez söver biraz ağız dolusu. 

21'inci YY. insanı burnundan kıl aldırmaz, kimseye güvenmez, kimseyi sevmez, temkinli davranır, insanları tanırken kafasında 40 tilkiyle kumar oynar. Her hareketi menfaatine göredir. 21'inci YY. insanı ilk kavgada ayrılır, adliyenin yolunu tutar. Zaten sanal bir dünyada filitrelerle, WhatsApp mesajıyla birbirine kur yapmanın sonu, gerçekleri görünce caymaktır. Kurgular gerçeklerden daha ilgi çekicidir ama insan her zaman ilgiye göre değil gerçeklere göre hareket eder. 

Ey 21'inci YY. insanı etrafın sarıldı teslim ol. Gittiğin yol yol değil! Bırak bu facebook güncellemelerini gel roman oku, şiir oku, Mevlana'yı profil foton yapmayı bırak. Mesnevi'yi oku. Bu zevksiz, sanal ve renksiz dünyadan kurtulabilirsin. Teslim ol ve edebiyatın şefkatli kollarına gel. Eğer teslim olursan sana tiyatro izlettirip Neşet Ertaş dinleteceğiz. Elindekileri masaya bırak ve yavaşça dışarı çık! 

Emre ERDEN 

 

 
Toplam blog
: 203
: 322
Kayıt tarihi
: 16.11.13
 
 

1991 İskenderun doğumlu. EMU Mütercim Tercümanlık, Amasya Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği mezun..