21.Yüzyıl Yazıları / Küçük Ülkenin Büyük Meydan Okuyuşu: İsrail

Şimdiye kadar ele aldığımız ülkeler arasında 8 milyon nüfusuyla pek önemsiz gibi görünse de “İsrail hiçbir zaman görünen İsrail değildir” söyleminden hareketle 21.Yüzyılda özellikle Orta Doğu’nun kaderini çizen ülkelerden biri olacaktır.

Sultan Abdülhamid’in şiddetle karşı çıkmasına rağmen “Vaat edilmiş topraklarına” bol paralı satın almalarla giriş yapan Yahudiler, katliam ve savaşlarla örülmüş bir süreç sonucunda Filistinlileri topraklarından atıp İsrail’i kurdular. Nihai hedef hâlâ Nil’den Fırat’a kadar olsa da bilim ve teknolojinin sihirli gücünü çabuk keşfedip geliştirerek, ileri teknoloji üretebilen bir toplum inşa ettiler. Bütün dünyaya teknoloji ihraç eden teknopark şirketlerinden, çölün ortasında göz kamaştıran tarım havzalarına ve ultra modern kentlere varıncaya kadar İsrail’i çok geniş Arap coğrafyasının ortasında diri tutan asıl güç budur. O kadar ki, tek bir İsrail şirketinin Ar-Ge harcaması kimi Arap devletlerinden bile fazladır. ABD ve Çin’den sonra NASDAQ borsasında en çok şirketi olan ülkedir. 2015 yılında yüksek teknoloji ihracatı 12 milyar doların üzerindeydi.

      İsrail İHA teknolojisinin önde gelen ülkelerinden

İsrail bu sonuca devletin bilim ve teknoloji odaklı stratejisi ve sorumluluk alanı yaklaşımı son derece etkili olmuştur. Bu sayede kurulan ekosistemde yetenek geliştirme “Magnet” programı, yüksek teknoloji girişimleri için “Yozma” risk garantisi programı ve Tel-Aviv’de kümelenmiş bu ekosistem yapısının dünya çapındaki ekosistemlerle entegre edilmesiyle kurulan tüm şirketlerin global pazarı hedefleyerek işe başlaması temin edilmiştir.

Bu yüzdendir ki küçük nüfusuna rağmen dev bir sanayi ve teknoloji gücü geliştirerek, önce bölgesinde varolmayı, sonra da “Megalo İdeaları” gereği Nil’den Fırat’a kadar olan topraklara ve hatta son savaş “Armageddon’la” bütün dünyaya hakim olmaya çalışacaklardır.