Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Temmuz '18

 
Kategori
Çalışma Yaşamı
 

21nci Yüzyılda Liderlik (3)

21nci Yüzyılda Liderlik (3)
 

BEN'den BİZ'e geçmedikçe Dünya cennet olamaz insana


2nci bölümün devamı...

Evet, haklısınız. Klasik bir lider tipinden bahsetmiyorum. Batı liderlik modellerinin hizmetkar lider adını verdikleri lider tipinin bile ötesinde bir liderden bahsediyorum. KENDİNİ BİLEN LİDER. Hizmet ediyor ancak bunu bilinçsizce sadece korku, endişe veyahut öğrenilmiş davranış kalıplarından dolayı yapıyor olabilirsiniz hala. Öz bilinci ve hakikat bilgisiyle donanarak tam farkındalıkla yaşayan liderler ancak yukarıdaki kriterleri sağlayabilir.

“Bu bir insandan daha fazlası değil mi?” diye sorarsanız, size cevabım tarihin tozlu sayfaları arasında yüzlerce ve binlerce yıl öncesinden bugüne bile hala ışık tutan kadim bilgelere bakmanızı istirham ederim.

Mevlana Celaleddin Rumi, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli, Lao Tzu, Konfüçyus, Marcus Aurelius, Mahatma Gandhi, Krişna, Madam Theresa, Hypathia, Sokrates, Platon, Aristo, Xenon, Hallac-ı Mansur, Halil Cibran, Shakespear, Jean Jacques Rousseau vb gibi aydınlanmış kabul edilen birçok tarihi karaktere bakınca şunu demeden edemiyorum… birisi yaptı ise herkes yapabilir.

2500 yıl önce her ne kadar Spartalı Khilon tarafından söylense de felsefeyi gökten yere, insana indirdiği söylenen Sokrates’e atfedilen Antik Yunan’danki Delphi Mabedi girişinde yazan KENDİNİ BİL sözünü hatırlayalım…

Ne demiş Yunus Emre…

İlim ilim bilmektir

İlim kendini bilmektir

Sen kendini bilmezsen

Ya bu nice okumaktır

 

Kendini bilmek nasıl olur peki?

Binlerce yıldır nice cevaplar verilen, üstatların ve bilgelerin dahi üstünde uzlaşamadıkları bu konuya benim de bir cevabım var naçizane. Tüm bu cevaplar ve yollar arasında ortak bazı temalar var…

Kendini bilmek farkındalıkla başlar. Farkındalık ise insanın bu yaşam tiyatrosu içinde aldığı sahnede maruz kaldığı cemali ce celali şoklar karşısında olaylara sarkacın üstünde kendine ayna tutarak bakabilmesi ile başlar. Bir kere sarkacın döngüsünü ve sizde yarattığı içsel etkileri fark ettiniz mi, yolculuğunuz başlamıştır.

Ancak yolculuk başlarken varış noktası belli değildir. Bu sadece bir arayıştır. Arayış nice hakikat çeşmelerinde kabınız kadar su içtikçe sizde bası uyanışlar ve yeni kapıla açacaktır. Bu kapılar açıldıkça entelektüel kapasiteniz ve imkanlarınız da artacak, artan kapasiteniz ile idrakiniz ve bir süre sonra gönlünüz genişleyecektir.

Yol dışta değil içtedir. Herkesin kendi içinedir. Herkes kendi içindeki harikalar diyarına yelken açar ve kendine emanet edilen Tanrı parçacığını keşfe çıkar. Ruh, Öz, cevher ya da başka isimlerle adlandırılan bu emanetin hazinelerini bulana ne mutlu.

Amacımız yeni çağın liderlerinin kamil insan olması değil elbet. Olsa güzel olurdu ancak bu pek de kolay bir hedef olmasa gerek. Amaç kendini bilme yolculuğuna çıkıp hakikati arayan insanlar olmak ve genişleyen kabı kadar çevresine ışık saçmak. Gönül aynası pürüzsüz ve saf olanlar hakikatin nurunu arayan ya da karanlıkta bekleyenlere daha güçlü yansıtırlar.

Kanaatimce bilen insanın yani Homo Sapiens’in yeryüzündeki 65 bin yıllık evriminin sonuna gelmekteyiz. Ancak henüz insanlık evrimin taşlı yollarının başında. Yeryüzünün halifesi olan insanın daha nice yolu var. Artık kendini bilen insan, Homo Noeticus olma vakti. Zira tek bir dünyamız var, kaynaklarımız kısıtlı, her birimiz Tanrı’nın çocuklarıyız ve hepimiz hayat oyununda rollerimizi bildiğimiz ve öğrendiğimiz kadar oynuyoruz. Artık daha iyi ve mutlu bir dünya için BEN’den BİZ’e geçme vakti.

Bir Şaman öğretisi şöyle der...
Doğada hiçbir şey kendisi için yaşamaz..

Nehirler kendi suyunu içemez..

Ağaçlar kendi meyvelerini yiyemez..

Güneş kendisi için ısıtmaz..

Ay kendisi için parlamaz..

Çiçekler kendileri için kokmaz..

Toprak kendisi için doğurmaz..

Rüzgar kendisi için esmez..

Bulutlar kendi yağmurlarından ıslanmaz..

Doğanın anayasasında ilk madde şudur;
Her şey birbiri için yaşar...
Birbiri için yaşamak, doğanın kanunudur...

Eski çağlardan süre gelen bir anlayıştı bu..

Bütünlüğü anlatırdı.. Özü iki cümleydi.

"Ben biz olduğumuz zaman Ben olurum."
"Ben, ben olduğum için sen, sensin.."

 

Sevgiler,

Kenan

 

https://twitter.com/Naacel

https://www.facebook.com/public/Kenan-Kolday

https://instagram.com/kenan_kolday/

http://naacel.blogspot.co.uk/

http://www.felsefetasi.org/author/kenan-kolday

https://tr.linkedin.com/in/kenankolday

 

RUHUN KOZMİK YOLCULUĞU adlı kitabıma aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz…

http://www.dr.com.tr/Kitap/Ruhun-Kozmik-Yolculugu/Kenan-Kolday/Edebiyat/Roman/Turkiye-Roman/urunno=0001737003001

#ruhunkozmikyolculuğu  #hayydangeliphuyagidiyoruz  #kaldırkendiniaradanortayaçıksınyaradan  #a7kitap  #kitapönerileri 

 

E-kitaplarıma aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz…

KADIN AŞK’TIR, AŞK CAN’DIR 

https://www.publitory.com/e_books/1031-kadin-ask-tir-ask-can-dir

UZLAŞMAZ ZITLIKLARIN BİRLİKTELİĞİ

https://www.publitory.com/e_books/1029-uzlasmaz-zitliklarin-birlikteligi

MUTLULUK NEDİR

https://www.publitory.com/e_books/975-mutluluk-nedir

EN’EL AŞK

https://www.publitory.com/e_books/1004-en-el-ask

 
Toplam blog
: 245
: 1347
Kayıt tarihi
: 29.10.12
 
 

Çocukluğumdan beri kendimden büyük bir şeyleri arayıp durdum. Ve 1999 yılında yaşadığım şoklar il..