Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mart '07

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

22 Mart dünya su günü

22 Mart dünya su günü
 

Milliyet Gazetesi’nin bir sosyal sorumluluk anlayışı var. Birçok önemli konuda kendine has bir duruşu, bir düşüncesi var. Bunlardan biri de, destek olduğu "Suyumuza Sahip Çıkalım Kampanyası". Bu kampanyaya damarlarımdan akacak son damla kana kadar, pardon dünyada kalacak son damla suya kadar destek vermeye hazırım. Tüm dünyanın birlik olması gereken ender konulardan biri sanırım su meselesi. Küresel ısınmayı sadece TV’lerde yeni yeni duyanlar bile tehlikenin farkına varmışken, büyük medya kuruluşlarının bu soruna sık sık yer vermeleri geç de olsa hoşuma gidiyor. Bu yazımı Milliyet Gazetesi’nin Dünya Su günü için özel olarak hazırladığı ek gazeteye bağlı olarak yazıyorum. Genelde alıntılar olacak. Anca bu kampanyaya kişisel çabalarımın yanında bir blog yazarı olarak bu şekilde destek vermemek kendimle çelişme demek olurdu. İşte bizi bekleyen tehlikeler, içler acısı halimiz ve hal şansımız varken yapabileceğimiz şeyler.

Editör Serhat Oğuz’a göre: “Bugün insanlık, çok büyük bir tehditle karşı karşıya. Küresel ısınma, hızlı nüfus artışı ve çarpık sanayileşme, geçmişte çok ciddiye alınmayan çevre sorunlarını günümüzde toplumların gündeminde ilk sıraya taşıdı. Mevsimlerdeki şaşırtıcı değişimlere, doğal kaynakların hızla kirlenmesine tanık olan insanlar, artık günlük yaşamı tehdit eder hale gelen hızlı tükenişe karşı duyarsız değiller. Dünyamızın dörtte üçü su. Ülkemizin üç yanı denizlerle çevrili. Ne var ki; su kaynakları, dünyada da ülkemizde de sadece küresel ısınmanın değil, bilinçsiz tüketimin de etkisiyle hızla azalıyor. Ve hayatımızın can damarını tehdit ediyor."

WWF-Türkiye(Doğal Hayatı Koruma Vakfı), Ocak ayında “Suyumuza Sahip Çıkalım” çağrısıyla kapsamlı bir su kampanyası başlattı. Dünyanın en büyük sorunlarından biri olan su sorunu için hem farkındalık yaratmaya hem de herkesi üretim ve tüketim süreçlerinde değişiklik yapmaya çağırıyor. WWF-Türkiye’nin su kaynaklarını doğru kullanılması için çözüm önerileri şunlar:

Suya Doğru Bakmak: Türkiye’nin içinde bulunduğu kuraklaşma süreci hakkında kamuoyunu bilgilendirmek, su zengini olduğumuz algısının ve tüketim alışkanlıklarının değişmesi gerekiyor.

Ulusal Su Yasası: mevcut yasal ve kurumsal karmaşanın çözülmesi ve düzenlenmesi için kapsamlı ve bugünün geçeklerine uygun Ulusal Su Yasası hazırlanmalı.

Entegre Havza Yöntemi: Ülkemizde 25 su havzasının Entegre Havza Yönetim Planı hazırlanmalı.

Yer Altı Suyu: Kullanımı düzenlenmeli ve etkin bir şekilde kontrol edilmelidir. Yeraltı su kaynakları çevresel ve nükleer etkilerden en az kirlenen su kaynağı olması nedeniyle, azami dikkatle kullanılması gereken kaynaklardır.

Su Tasarrufu: Devlet tarafından teşvik edilmelidir. Özellikle suyun yüzde 75’ini kullanan tarım sektöründe, su tasarrufunu sağlayacak yeni teknolojiler kullanılmalıdır. Salma sulamadan, damla ve yağmurlama sulamaya geçilmesi ve aşırı su tüketen ürünlerin değiştirilmesi teşvik edilmeli, teşvik mekanizmaları yeniden düzenlenmeli.

WWF-Türkiye’nin hazırladığı raporda şu bilgilere ye verilmiş:

1) Kentsel su kullanımında kaçak ve kayıpların oranı yüzde 40’a varıyor. 6litre ile yapacağımız işi 10 litre ile yapıyoruz.

2) Tarımsal sulamanın yüzde 80’i israfa yol açan vahşi sulama yöntemiyle yapılıyor. Oranı siz hesaplayın, kaybı görün.

3) Bir litre atık su sekiz litre tatlı suyu kirletirken, belediyelerin sadece yüzde 8’inde arıtma tesisi var. Organize sanayi bölgelerinde atık suların yüzde 25’i arıtılmıyor.

4) Konya Havzası’nda 50, 000 kuyunun yarısı kaçak. Her sene su seviyesi 1–2 metre düşüyor.

Bir ülkenin su zengini sayılabilmesi için kişi başına düşen yıllık su miktarı en az 8000–10000 metreküp arasında olması gerekiyor. Bugün Türkiye’de bu sayı 1430metreküp. 2030 yılında ise bu sayının 1100 metreküpe düşmesi bekleniyor. 2003 yılında sanayide kullanılan su miktarı 4, 3 milyar metreküp iken, 2025 yılında 22milyar metreküpe çıkacak. TBMM Küresel Isınma Araştırma Komisyonu’na sunulan raporda Türkiye’nin yakın gelecekte karşı karşıya kalacağı ciddi sorunların altı çiziliyor. Rapora göre Türkiye’yi bekleyen senaryo şöyle:

1) 2030’da Türkiye kurak ve sıcak bir iklimin etkisine girecek. Sıcaklıklar kışın 3, yazın 2–3 derece artacak.

2) İstanbul başta olmak üzere büyük kentlerde yazın gece sıcaklıkları yükselecek.

3) 2071–2100 arasında Samsun-Adana hattının batısı 3–4 derece, doğusu 4-5 derece ısınacak.

4) 1901–2000 arasında sıcaklık 2 derece arttı, yağış yüzde 10 azaldı.

Sulak alanlarımız yok oluyor: Türkiye’de son 40 yıl içinde yaklaşık 1milyon 300bin hektar sulak alan, kurutma, doldurma ve su sistemlerine müdahaleler nedeniyle ekolojik ve ekonomik özelliğini yitirdi. Bu, 2, 5 milyon hektar sulak alanı olan ve Türkiye’nin doğal zenginliğinin yarısını kaybettiği anlamına geliyor. Türkiye’deki toplam yeraltı su rezervinin yüzde 40’ına sahip olduğu bilinen Konya Havzası’nda bugün yeraltı suları alarm veriyor.

EVDE TASARRUF KÜÇÜMSENMEYECEK KADAR ÖNEMLİ!

Uzmanlara göre ev ve işyerlerinde yapılacak küçük değişikliklerle büyük tasarruf yapılabilir:

1) Musluk ve sifonlar bakımlı olmalı. Saniyede bir damla su, yılda 3tonluk tüketime eşit.

2) Çamaşır ve bulaşık makinaları tam doldurularak çalıştırılmalı, kısa programlar tercih edilmeli.

3) 150 litre su harcanan banyo yerine 50 litre su harcanan duş tercih edilmeli.

4) Rezervuarların boyutu küçültülmeli.

5) Tıraş, el yıkama, diş fırçalama gibi işler sırasında açık bırakılan musluklardan dakikada yaklaşık 15–20 litre suyu boşa akıyor. Kapalı tutulmalı.

6) İçme suyu dışındaki suları birkaç kez kullanmaya çalışmalıyız. Meyva yıkanan su ile çiçek sulamak gibi.

7) Otomobil ve balkonları hortumla yıkamak yerine, kova ve bez ile silerek yıkamak gerekir.

8) Bahçeyi sulamak için buharlaşmanın az olduğu sabah ya da akşamüstü saatleri seçilmeli.

Ve bazı çarpıcı gerçekler:

1) Her yıl 205milyon insan kirli sulardan bulaşan hastalığa yakalanıyor, 5milyonu ölüyor.

2) Dünya nüfusunun yüzde 20’si (1, 4milyar kişi) yeterli içme suyundan yoksun. 2, 3 milyar kişi ise sağlıklı suya erişemiyor. 2025 yılından itibaren 3milyardan fazla kişi su kıtlığı ile karşı karşıya kalabilir.(Dünya Meteoroloji Örgütü)

3) Gana’da yaşan bir kişinin yıllık su tüketimi Amerika’da yaşayan bir kişinin su tüketiminden 300 kat az.

4) Çad, Nijer ve Mali’de günlük su tüketimi kişi başı 10 litreyi geçmiyor. Bir sifon çekildiğinde akan suya eşit.

5) 3 Asyalı’dan 1i sağlıklı içme suyundan mahrum. Ulaşılabilir tatlı su miktarı, toplam su miktarının yüzde 1’inden bile az.

6) Hamburger, patates kızartması ve içecekten oluşan bir öğünün hazırlanması için 5320litre su harcanıyor.

BUNCA YAZIDAN SONRA KANA KANA İÇİLECEK BİR BARDAK SU İYİ GİDER! NE DERSİNİZ? SUYUNUZ BOL OLSUN, DÜNYA SU GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN!

NOT: Bu yazı Milliyet “Dünya Su Günü Özel Eki” temel alınarak yazılmıştır. Emek harcayıp, su gününde böyle bir gazete çıkartanlara teşekkür ediyorum. Blog yazarı olarak bana düşen bu haberi en çok kişiye duyurabilmekti.

Fotoğraf: Radikal Gazetesi (29.12.2004)

 
Toplam blog
: 12
: 1504
Kayıt tarihi
: 26.01.07
 
 

İzmir, 1983 doğumluyum. İstanbulda lisans eğitimimi tamamladıktan sonra İzmir'e döndüm. Hedeflerim d..