Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Şubat '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

22 Şubat Perşembe

22 Şubat Perşembe
 

Bazen şans eseri ucuz kurtuluyoruz felâketlerden… Bazen de acılar yığılıyor üstüste… Kundakta bebeler, gencecik evlatlar, sırım gibi delikanlılar, evlenme çağındaki genç kızlar, mürüvvet görmeyi bekleyen analar, babalar, dedeler, nineler can veriyor bir hiç uğruna…

Kendi ellerimizle mezar kazıyoruz sevdiklerimize de haberimiz olmuyor. İyilik adına kötü sonlarla buluşuyoruz. Kadere sığınıp teselli oluyoruz sonra, unutuyoruz, unutuyoruz…

İstanbul’un Zeytinburnu ilçesinde gece yarısı çöken beş katlı bina faciası, bugünkü gazetelerin ortak manşetiydi. Beklenmeyen kazada ölenlerin sayısı da tahmin edilemeyecek kadar az oldu. Bir fedakâr insan, bir uyanık vatandaş, tehlikeyi sezebilen bir yürek, tez elden ulaşabildiği herkesi uyandırdı ve hakikaten büyük bir facia oldukça ucuz atlatıldı.

ZEYTİNBURNUNDA 2300 BİNA ÇÖKME RİSKİ TAŞIYOR (Zaman)

İŞTE SAĞLAM BİNA (Akşam)

SAĞLAMI BU (Vatan)

17 Ağustos depreminde en çok zarar gören ilçelerden biriydi Zeytinburnu… Bu yüzden birinci derecede riskli bölge seçilerek 2300 binanın yeterince sağlam olmadığı tesbit edildi ve bir şekilde yenilenmesi, tadilat yapılması kararlaştırıldı.

Evvelki gece yıkılan bina bu 2300 binadan biri değildi. Yapılan kontrollerde 100 üzerinden 35 puanın üstüne çıktığı için (37 puan almış) listeye girmemişti. Ama durup dururken kendi kendine yıkıldı. Bu yüzden Akşam gazetesi “İşte sağlam bina” derken Vatan gazetesi de “Sağlamı bu” diye başlık atmıştı.

DENİZ KABUĞU İLE BU KADAR (Milliyet)

Sağlam denilen bina neden çökmüştü? Enkazdan alınan görüntülerde kumun içindeki deniz kabukları öyle yoğun şekilde görülüyordu ki, sanki hiç elekten geçirilmeden olduğu gibi kullanılmıştı. Demek ki malzeme yanlış, eksik, hesapsız kullanılmıştı.

Daha da fecisi, binanın altına düğün salonu yapmak için kolonların kesildiği, çatıya bir kaçak kat yapıldığı gibi iddialar da var. Bunlar şimdiye kadar çok rastlanan ve doğalmış gibi kabul edilen kural dışılıklardan birkaçı sadece…

KAHRAMAN (Posta)

28 HAYAT KURTARDI (Gözcü)

28 HAYAT KURTARDILAR (Sabah)

Alt kattaki kahveci, gece yarısı binadan garip sesler geldiğini duyunca, bütün kapıları çalarak herkesi uyardı ve binadan dışarı çıkmalarını sağladı. Yaptığı gerçekten kahramanca bir şeydi. Pekâla, bana ne diyebilirdi. Kaçıp kendini kurtarmaya çalışabilirdi. Yok canım, koca bina durup dururken niye yıkılsın diye de düşünebilirdi. Ama eceli gelen iki kişinin dışınıda herkesin kurtulması gerekiyormuş ki, kahveci İlhan Karadeniz bu olayın kahramanı oldu.

ORADA KİMSE VAR MI? (Takvim)

Bu soruyu kurtarma çalışmaları yapanların enkazın altındakilerine sorduğunu düşünmüyorsunuz değil mi? Bu soru yetkililere sorulan bir sorudur. Ama bekleyin ki cevap gelsin. Ömrünüz yeterse, yeni bir felâketle yok olmazsanız, belki bir gün cevabı alırsınız: Bir şey mi istemiştiniz?

ACI UYARI (Star)

DEPREMİ HİÇ UNUTMAYIN (Radikal)

İstanbul için bu olay bir uyarı aslında. Depremi hiç unutmayalım diye bir uyarı. Ancak deprem sonrası, İzmit, Adapazarı, Düzce, Bolu ve İstanbul’da kaç tane binanın çatlakları sıvanarak insanların içinde oturmaya devam ettiğini biliyor muyuz? Hayır… Ama tahminimizden çok olduğu kesin.

Bir deprem anında belki hiç çatlamayan binalar yıkılıp çatlak binalarda oturanlar zarar da görmeyebilir. Ama asıl olan bu tesbitlerin gereğinin yerine getirilmesidir.

BU DA UNUTULUR (Hürriyet)

Zaman en iyi ilaçtır derler ya, bizim için de iyi bir uyuşturucu ve unutturucu… Ne yazık ki insan hafızası unutma özürlü olarak yaratılmış. Öyle olmasaydı belki de çıldırırdık.

Güneş gazetesi olayı “Tabut Konut” başlığıyla vermiş ama, tam yerine oturmamış sanki. Hani hiç kimse kurtulmadan evdeki bütün ahali ölmüş olsaydı bu başlık kullanılabilirdi belki de, olayı anlatmaya tam yetmemiş diye düşünüyorum.

*****

Diğer gazetelerdeki diğer olaylara gelince…

HERKESE DOKUNULUR VELİYE DOKUNULMAZ (BirGün)

Birgün gazetesi, Susurluk raporunda ve Hrant Dink cinayetinde adı geçen emekli general Veli Küçük’ün ifadesine bile başvurulmamış olmasını bu şekilde manşete taşımış ve Hukuk devletinde bu tür ayrıcalıkların yaşanmaması gerektiğine dikkati çekmiş.


BEYAZ EŞYADA ELEKTRİK ÇARPACAK (Bugün)

Enerji verimliliği yasası çerçevesinde, Türkiye’de en çok kullanılan C ve D sınıfı elektrikli ev aletleri yerini A sınıfına bırakacak. Bu şekilde elektrik sarfiyatı azalacak. Hem devlet hem vatandaş kâr edecek.

Ancak bunun için evlerde ve işyerlerindeki milyonlarca cihazın yenilenmesi gerekiyor. Üreciler açısından yeni bir ekonomik hareketin başlaması anlamına gelen bu değişim, vatandaşa elbette oldukça pahalıya patlayacak.

Zaten tüketime yönelik yeni teknolojide, insanların eşyalarını temin edip yıllarca yan gelip yatması ve ekonomik açıdan rahat etmesi diye bir olay yok. Her yıl moda akımı gibi, bir öncekinden daha farklı ve marifetli cihazlar piyasaya sürülerek, insanların sürekli evlerine aldıkları eşyaları değiştirmesi amaçlanıyor.

ÖRTBAS ETME TELAŞI (Cumhuriyet)

Dünkü manşetinde CHP milletvekili ve eski büyükelçi Öymen’in ağzından ABD Dışişleri eski bakan yardımcısı Holbrooke'ün Hükümete Irak’taki Kürt liderlerle görüşmesini telkin ettiğini açıklayan Cumhuriyet, bugün aynı konuya devam ederek, hükümetin bu görüşmeyi inkâra ve örtbas etmeye yeltendiğini iddia ediyor.

HİÇBİR ENGEL KALMAYACAK (Türkiye)

Hemen her gün manşetini başbakanın açıklamalarından ve demeçlerinden seçen Türkiye gazetesinde bugün yine Erdoğan’ın, yatırım yapmak isteyenlerin bürokratik engellerle karşılaşmasına ilişkin bir cevabı var.

Erdoğan bu konuda hiçsir engel kalmayacağını söylerken, engelle karşılaşan bana gelsin diyerek, bizzat bu konuyla ilgileneceğini açıkladı.

AÇACAKSIN İŞİN BU (Vakit)

Vakit gazetesi de başbakanın YÖK’le ilgili bir söylemini manşetine taşıdı. YÖK’ün Tıp fakültesi açılmasına karşı bir tavır sergilediğini ima eden başbakan, kendi gücü, iktidarı ve görevi çerçevesinde yapması gereken bir iş için, yine kamuoyu önünde gazete manşetiyle gönderme yapıyor.

Bu tür davranışların bazı vatandaşlara etkisi olsa da, toplayacağı tepkinin çok daha büyük olacağını düşünüyorum.

GENÇLİĞE NE VERDİN Kİ (Milli Gazete)

2002 seçimlerinden bu yana seçme hakkına sahip beş milyona yakın gencin bu seçimde oy kullanacak olması, ve 25 yaşına girenlerin de seçilme hakkına kavuşması, başbakanı heyecanlandıran konulardan biri.

Aslında bütün partilerin bu konuda kendilerine göre umutları, beklentileri var. Milli gazete, bu konuyu çok sık dile getiren başbakana, bu soruyla sanki bir salvo yapmak istemiş.

VEDİA HANIMIN SİKKELİ RANT TARİKATI (Yeni Şafak)

Bugün yine farklı bir manşetle okuyucularının karşısına çıkmış Yeni Şafak… Dünya Kardeşlik Birliği Mevlana Yüce Vakfı adıyla faaliyette bulunan bir kuruluşun marifetleri, eski yöneticilerden birinin ihbarıyla ortaya çıkmış.

Hiçbir hesabın doğru tutulmadığı belirlenen vakfın başkanı, Nutuk’tan ve Mesnevi’den yaptığı alıntıları, Alfa kanalından gelen ilham diye bir kitapta toplayıp buna kutsal bir değer atfetmiş.

Kendi adına para bile bastıran başkan hanım, bastırdığı bu kutsal(!) kitabı üyelerine 75 euro karşılığı satıyormuş.

Ne diyelim ki, becerebiliyorsanız bu ülkede her kesimden kandırılmaya hazır insanlar var. Allah ellerine düşürmesin.

Yarın yeniden birlikte olabilmek umuduyla….

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..