- Kategori
- İş Yaşamı - Kariyer
22 Yıldır Devam Edegelen "Bartın Kitap Fuarından" Sonra
Bartın'ın meşhur "şelale" si
Bir şehrin belli simgeleri vardır. Onlarla anılırlar. Onlarla hatırlanırlar. Biz buna “nev’i şahsına münhasır” deriz. Yani, sahip olduğu özelliklerden ötürü eşi benzeri bulunmayan manasına gelen bir özellik. Kısacası ” özellikler taşıması bakımından, diğerlerinden belirgin ve az rastlanan bir farkla ayrılan.” manasındadır anlayacağınız.
Bartın böyle bir şehir. Her esnaf, akşam simidine abonedir mesela. Onu yemeden içi rahat etmez, işi rast gitmez.
Sokaktan, yepyeni gördükleri insanın künyesini çok merak ederler ve şıpın öğreniverirler.
22.‘si düzenlenen Türkiye’nin en uzun soluklu kitap fuarı çeyrek asra yaklaşık zaman içinde ortaya konurken, gittikçe işin tavsaması karşısında Bartın Belediyesi, işin üzerine üzerine inatla varmakta ve fire vermemektedir. Ve herkes biliyor ki, fuarlar iyidir. Eskise de. Ama fikrin canlı tutulması, ayrıca bir o kadar “haklı bir gurur ve görev vesilesi “ oluyor. (Bu son cümle de teselli ikramiyesi oluyor.)
Bir hafta unutulmayan bir fuar şenliği yaşadık. Daha da bilinçlendik. Gözümüze çarpanları aşağıda sıraladık:
HANGİSİ DAHA ÇOK SİMİT SATIYOR? Bartın’da üç heykel yaptırılıp, ana caddelere serpiştirildi: Simitçi, bakırcı ve ağdacı heykelleri. Gel gelelim gün geçmez ki, heykeller hep kazaya uğruyor. Kiminin terazisi kopup düşüyor, kimin çekici kırılıyor, kiminin bakırı deliniyor. Belediye “Yapmayın etmeyin” dese de nafile.
Bu simitçi de, meslektaşı simitçinin yanında durmuş. Heykeli koruyor mu, yoksa rekabet mi ediyor belli değil. Biz ağzını aradığımızda, “ Beraber kardeş kardeş simit satıyoruz” oldu cevabı.
TEZHİP: Bir sanattır, ustalık gerektirir. Şeniz Sarıkükrer ve İpek Özsoy, aslında birbirini tamamlıyor. Biri öğrenci, diğeri öğretmen. Bartın Kitap Fuarının en güzel köşesinde eserlerini sergilediler. Tezhip ve Minyatür sanatının yaygınlaşmasını çok istiyorlar. Diyorlar ki: “ Bu, eskiden çok bilinen bir sanat değildi. Son yıllarda üniversitelerde geleneksel Türk Sanatları bölümlerinin açılması, konuyu daha belirgin hale getirdi.”
GALLA BAZARI: Her yıl “GALLA Bazarı” güzeli seçeriz. Bu defa da gözümüze ilişen bir güzelin resmini çekip ismini de sorduğumuzda, “İsmimi neyniyon a uşam. Resimdeki benim işte, inkar edecek halimiz yok. İsim, misim de n’oluyomuş. Bas gitsin be inam ” deyince, biz de isimsiz olarak sahibinin sesine uyduk, fotoğrafını koyduk.
BURHAN DEMİRKOL: Bartın’ın saygın iş adamlarından. Helva fabrikası var. Ama dertli. “Evde kimse yok. Gelin bir tarafta, oğul bir tarafta, ben bir tarafta. Ne yaparlar ne ederler anlayamıyorum. İşim bu dükkanların arasında ama, huzurum yok” diyor. Herkese vazife verince, tabii ki, yanında kimse kalmayacak. Burhan Beyin yalnızlığı da bu. İlahi Burhan Bey.
BUNLAR DA ASMA’NIN SOLMAYAN GÜLLERİ:Bartın’ın meşhur bir ASMA Köprüsü vardır. “Nokta Noktam”ın şairinin sevdiği öğrencisin yazdığı şiirde Kocanaz Deresi ile birlikte bu köprü de geçer. İşte burayı yıllarca çalışıp adam eden Güler Işık Güngörü çifti, Bartın’ın meşhur Şelalesinin atmosferine uyarak Asma Çayevinin cephesini, bu çağlayanlara döndürdü. İyi de etti. Cansu Işık, güzelliği ile namlı muhitte. Asma Köprüsü başındaki bu güzelliğin dere kenarı görünümlerinin manzarası da doyumsuz ayrıca.