Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Nisan '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

23 Nisan'da zorla yüzü yıkanan çocuk!

23 Nisan hazırlıkları yapan çocukların çoşkuları bazen tam da 23 Nisan’da birer travmaya döner!

Kimi ezberini unutur, kimi dansın figürünü karıştırır…

Çok normaldir bunlar; aileler ve öğretmenler bu travmayı atlatmaları konusunda yeterlidirler.

“Biliyor musun, aynısı benim de başıma gelmişti…” demek bile yeterli olabilir bazen…

Bir de, hiçbir eksik hareket yapmayan bir çocuğun apar-topar tuvalete götürülüp de yüzünün yıkanması olayı var.

Garibim, kim bilir ne hata işledim diye içi yanmıştır!

Oysa; tek suçu Afrikalı çocuk rolünün kendisine denk düşmesi ve Giresun Valisi’nin, işgüzarlık ederek, “ırkçılık” gerekçesi ile çocukcağızın yüzünü yıkattırmasından mütevellit!

Ayol, olimpiyat amblemindeki halkalaırın renkleri dünya insanlarının renklerinden oluşur!

Vali Bey, bir müdehale edin isterseniz!

Aynı karede farklı ırkların da temsilcileri vardı, ne istediniz Afrikalı çocuktan?

O çocuğun yüzünü yıkattınız da, ırkçılığı temizlettiniz mi allasen?

Bir çocuğun en mutlu olayı hakettiği günde, hazırlandığı günde o yavrucağın yüreğine ve beynine “Irkçılık” tohumu ektiniz!

O çocuk ne anlasın ırkçılıktan, ama onun hatasız yaptığı role müdehale ederek nefretini kazandı ırkçılık; oysa o nefretin adresi sizsiniz, maalesef…

O çocuğa ailesi ve öğretmeni neyi nasıl anlatacak?

Arkadaşları neden diye sormayacak, ille de neler olduğunu anlamaya çalışmayacaklar mı?

Afrikalı çocuklar beyaza mı dönüştü şimdi?

Dünya çocuklarını anlatmak isteyen çocuklara “Irkçılık” tohumu ektiniz ya; ne denir?

O çocuğu tuvalete götürüp de yüzünü yıkayan öğretmeni pek kınayasım var, normal şartlar altında, pek de kınayamıyor, acıyorum!...

Böyle bir hale geldik; kimse arkasında duramaz oldu yaptığı şeyin…

Oysa ne masum, ne doğal: Dünya üzerinde yaşayan sarı, siyah, beyaz, kırmızı ırklar var ve 23 Nisan Dünya Çocukları Günü olarak kutlanıyor!

Bir öğretmen bunu bilmiyor mu?

Bir vali bilemez mi?

Hadi, diyelim, vali bey bilemedi, o çocuğun öğretmeni, ki Afrikalı çocuk görüntüsü için çalışmalarını sürdürdü; gıkını çıkartamadıysa eğer…

“Bu çocuğun ruhu bozulur!” diyemediyse…

Bir çocuk değil, bunun arkadaşları var vali bey, ırkçılığı beyinlerine kazır ve tetikler diyerek uyarmadıysa…

Ya da uyaramadıysa…

******

Bir ilk yaşandı bu 23 Nisan’da: Verilen resepsiyona başbakan eşi ile katıldı!

 "Daha önce farklı şartlar olduğu için uygun değildi ama şimdi uygun şartlar oluştuğu için birlikte geldik" diye yanıt verdi başbakan, “İlk kez eşinizle geliyorsunuz” diye soranlara...

Şimdi değişen şartlar ne oldu?

Hani, daha önceden uygun olmayıp da, şimdi uygun olan?

******

Şartlar nasıl değişti ve uygun hale geldi?

Ayol, her türlü kararlar şırrak diye geçiyor, her türlü zamlara “Eyvallah” deniliyor; Resmi Törenler değişiyor, kutlamalar konusunda kararlar pıt diye değiştiriliyor ve ses çıkartan kişiler “bertaraf” ediliyorken…

Daha “uygun” bir ortam aramak manasız; lakin serde “Bu kadar mı eziğiz; ezik miyiz lan biz?” diyenler de var.

Var, yani…

Seslerini bir 23 Nisan’da dahi çıkaramayan, dokunmayın çocuğa diyebilen öğretmenlerin var olamadığı bir ülkeden söz ediyoruz!

Öğretmene fazla lafım yok!

Kim bilir üç lokma maaş ile kaç çocuğuna bakıyordur…

Söyleyene değil de, söyletene bakmak lazım!

******

Amerika örneği, mesela, söylemiyor da, söyletiyor…

Yapmıyor da, yaptırıyor…

Kendi vatandaşını ezdirmiyor da; ezilecekleri seçiyor!

******

Bir çocuk günlerce provasını yaptığı rolünden dolayı utandırıldı; neymiş efendim, Afrika kara yüz ile mizansen edildi diye!

Afrikalı çocuklar başka nasıl ifade edilirler vali bey?

Asıl “Irkçılık” tohumlarını o çocukların beyilerine siz ektiniz de, sanırım, farkında dahi değilsiniz!

******

Irkçılığı geçelim de, “bir çocuk ve arkadaşları nasıl harcanır?” diye bir konu da açalım, isterseniz?

Hayır, yani, o Afrikalı çocuğu temsil eden vali beyin çocuğu olsaydı, tepkisi ne olurdu?

******

Yeri gelmiş demek ki; her yapan “Yaptım, oldu!” diyor…

“Yaptım, oldu!” diyene de kimse “Ne yaptın da ne oldu?” diye sormuyor, soramıyorsa…

“Yapmadım, ne oldu da içerideyim?” diyenler de derdini anlatamıyorsa…

******

Bizim bilmediğimiz, anlayamadığımız, belki de hala konduramadığımız bir yere gelinmiş ki;

"Daha önce farklı şartlar olduğu için uygun değildi ama şimdi uygun şartlar oluştuğu için birlikte geldik" diye yanıt verdi başbakan, “İlk kez eşinizle geliyorsunuz” diye soranlara...

 

http://twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..