Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Kasım '10

 
Kategori
Öğretmenler Günü
 

24 Kasım: Öğretmenleri Zoraki Anımsama Günü!

24 Kasım: Öğretmenleri Zoraki Anımsama Günü!
 

24 Kasım, size neyi anımsatır?

Böyle bir soruyu duyan, ilkokul öğrencisi heyecanıyla atılır; parmak kaldırır. Söz izni almadan, “Ben, ben...”le soruyu yanıtlar:

Öğretmenler Günü’nü!

Biliyoruz ki, Atatürk Devrimleri içinde Harf Devrimi’nin önemli bir yeri vardır. 1 Kasım 1928 tarihinde, 1353 sayılı yasayla, Arap alfabesi yerine Latin kökenli “Yeni Türk Alfabesi” benimsenir.

Harf Devrimi, Dil Devrimi’nin yolunu açacaktır.

Yeni alfabenin öğretilmesi için bir seferberlik başlatılır. 24 Kasım 1928’de “Millet Mektepleri'” açılır.

Atatürk, Başöğretmen olarak, gittiği yerlerde ders/ler verir.

İşte, 12 Eylül Cuntası’nın başı Kenan Evren’in aklına kim soktuysa, yaptığı işin yüceliğini kanıtlamak için de, Atatürk’le bağlantı kurarak, 24 Kasım’ı “Öğretmenler Günü” ilan eder.

*****

Kenan Evren, öğretmenler için, gün bula bula, 24 Kasım’ı buldu.

24 Kasım, 1981‘den beri “Öğretmenler Günü” olarak kutlanıyor.

Bir yandan öğretmenlere "gün" armağan edilirken öte yandan binlerce öğretmen hasiphaneyi boyladı, sürgün edildi, meslekten atıldı.

24 Kasım, “Öğretmenler Günü” olmadan da benim günümdü. Öğretmen olduğumdan değil, “ben” olduğumdan..

Sesim ulaşmasa da sordum:

“Niye uzattın o ellerini 24 Kasım’ıma?” dedim.

Dedim ama, en olumsuz koşullarda bile görevlerini sürdüren eğitim emekçisi öğretmen arkadaşlarımı saygıyla, sevgiyle andım.

Başkaları da andı öğretmenleri.

Nutuklar atıldı; içeriği boş, konuşanın yüz çizgilerine bakıldığında, alaylı bir edayla. Dostlar, alışverişte görsün misali...

Bir iletişim şirketi, birkaç gündür, gazete sayfalarında öğretmenlere sesleniyor:

“Konuş öğretmenim konuş!”

Öğretmen, neyi konuşacak?

Ülke ve dünya sorunları üzerine kafa mı yoracak?

Eğitim emekçisi olarak hak mı arayacak?

Hayır, telefonda konuşacak. Telefonda ciddi konuları konuşamayacağına göre, “geyik” yapacak!

*****

Bugün 24 Kasım!

Herkes, bugüne “Öğretmenler Günü” diyecek.

Bir ben farklı diyeceğim:

24 Kasım “ben”im günüm; öğretmen olduğum için değil, “ben” olduğum için...

Bu günde, tüm emekli, çalışan eğitim emekçisi öğretmenlere saygılarımı sunarken, Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” adlı şiirini armağan etmek isterim:


"Bana çiçek getirin, dünyanın bütün
çiçeklerini buraya getirin!"
Köy öğretmeni Şefik Sınığ'ın son sözleri.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Bütün çiçekleri getirin buraya,
Öğrencilerimi getirin, getirin buraya,
Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer
Bütün köy çocuklarını getirin buraya.
Son bir ders vereceğim onlara.
Son şarkımı söyleyeceğim.
Getirin, getirin... ve sonra öleceğim.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum.
Kır ve dağ çiçeklerini istiyorum.
Kaderleri bana benzeyen,
Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları.
Geniş ovalarda kaybolur kokuları...
Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri,
Hepinizi hepinizi istiyorum, gelin görün beni,
Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum.
Afyon ovasında açan haşhaş çiçeklerini
Bacımın suladığı fesleğenleri,
Köy çiçeklerinin hepsini, hepsini,
Avluların pembe entarili hatmisini.
Çoban yastığını, peygamber çiçeğini de unutmayın
Aman Isparta güllerini de unutmayın
Hepsini, hepsini bir anda koklamak istiyorum.
Getirin, dünyanın bütün çiçeklerini istiyorum.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum.
Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım,
Ben bir bahçe suluyordum, gönlümden,
Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden,
Ne güller fışkırır çilelerimden,
Kandır, hayattır, emektir, benim güllerim.
Korkmadım, korkmuyorum ölümden,
Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum.
Baharda Polatlı kırlarında açan,
Güz geldi mi Kopdağına göçen,
Yörükler yaylasında Toroslarda eğleşen.
Muş ovasından, Ağrı eteğinden,
Gücenmesin bütün yurt bahçelerinden
Çiçek getirin, çiçek getirin, örtün beni,
Eğin türkülerinin içine gömün beni.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum.
En güzellerini saymadım çiçeklerin.
Çocukları, öğrencilerimi istiyorum.
Yalnız ve çileli hayatımın çiçeklerini,
Köy okullarında açan, gizli ve sessiz,
O bakımsız, ama kokusu eşsiz çiçek.
Kimse bilmeyecek, seni beni kimse bilmeyecek.
Seni beni yalnızlık örtecek, yalnızlık örtecek.


Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum.
Ben mezarsız yaşamayı diliyorum.
Ölmemek istiyorum, yaşamak istiyorum.
Yetiştirdiğim bahçe yarıda kalmasın,
Tarümar olmasın istiyorum, perişan olmasın,
Beni bilse bilse çiçekler bilir, dostlarım,
Niçin yaşadığımı ben onlara söyledim,
Çiçeklerde açar benim gizli arzularım.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum.
Okulun duvarı çöktü altında kaldım.
Ama ben dünya üstündeyim, toprakta,
Yaz kış bir şey söyleyen sonsuz toprakta,
Çile çektim, yalnız kaldım, ama yaşadım,
Yurdumun çiçeklenmesi için daima, yaşadım,
Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bilir.
Şimdi sustum, örtün beni, yatırın buraya.
Dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya.


(Varlık dergisi, Sayı 365, 1 0cak 1951)

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..