24 Kasım nee doluyor insan!

12 Eylül düşüneni düşünür, gençliği düşünür, emeği düşünür, örgütlenmeyi düşünür (!) de öğretmenleri unutur mu? Öğretmenleri de düşünmüş ve onlara 24 Kasım'ı bayram olarak hediye etmiş. 12 Eylül verir de öğretmenler kabul etmez mi? Farkına bile varmadan 24 Kasım'ı bayram günü olarak kabul buyurmuş.

Kanunlar, tüzükler, genelgeler çıkarılıp sağlama alınmış 24 Kasım. Gelenekselleşmiş ülkede bu bayram. Teamüller oluşmuş. Geceler düzenlenmiş çocuk müsamereleri gibi. Sahne almış öğretmenler gecelerde. Yeteneklerini sergilemişler birbirlerine.

Veliler ve çocuklar da benimsemiş 24 Kasım'ı. Günün anlam ve önemine uygun olarak o gün öğretmene en büyük hediye alınacak. Yapmacık sevgi gösterileri sunulacak. Belki de sonra bunun hesabı sorulacak.

Kanun, tüzük, yönetmelik olur da devlet töreni olmaz mı? Sabahtan kalkılır. Gelinlikler (devlet büyüklerinin karşısına temiz ve ütülü elbise, boyalı ayakkabı... ile çıkılır) giyilerek çelenk koyma işi ile güne başlanır. Bir devlet büyüğü bayramı kutlar ve "sağol" sesini duyar. Stajyer öğretmenler o gün alırlar beratlarını. 25 Kasım'dan itibaren başlamıştır öğretmenlikleri yani. Konuşma yapar birisi öğretmenler adına. Kim seçer, nasıl seçer ve önemlisi konuşmasında ne söyler hiç bilinmez.

Emekli veya en yaşlı öğretmenler de unutulmaz resmi törenler de. Onlar da onur konuğu olarak yerlerini alırlar ciddiye alınmışlık edasıyla.

Gerçekten herşey düşünülmüş, dört dörtlük bir bayram. Peki neleri unuttuk bu bayramda?