Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Kasım '20

 
Kategori
Öğretmenler Günü
 

24 Kasım Öğretmenler Günü

24 Kasım Öğretmenler Günü, tüm öğretmenlerimize kutlu olsun.

Başta Baş Öğretmen Atatürk olmak üzere öğretmenlik mesleğini icra ederken şehit düşmüş ve dünyadan ahirete göçmüş öğretmenlerimizi rahmet ve saygı ile anıyorum.

Öğretmenlik mesleğini, öğretmenin toplumdaki yerini ve önemini belirtmek, saygınlığını artırmak için bir takım etkinliklerle kutlanır.

Öğretmenler gününün Türkiye'de 24 Kasım'da kutlanmasının nedeni Bakanlar Kurulu'nun Mustafa Kemal Atatürk’e "Millet Mektepleri Başöğretmenliği" unvanını 11 Kasım 1928'de yaptığı toplantıda vermesi ve bu unvanın, 24 Kasım'da Millet Mektepleri Talimatnamesinin yayımlanması ile resmileşmesidir. Mustafa Kemal Atatürk’ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği 24 Kasım günü, 1981 yılından bu yana Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. Biz bu günü öğretmenler günü olarak kutlarken henüz dünyada böyle bir gün yoktur. Bizde gelenekleştiği, kabul gördüğü bir zamanda 5 Ekim günü, 1966 yılında Paris’te gerçekleşen Öğretmenlerin Statüsü Hükümetler arası Özel Konferansı’nın sona erip UNESCO temsilcileri ile ILO tarafından Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesini oybirliği ile kabul edilişinin yıldönümüdür. Pek çok ülkede 1994’ten beri her yıl 5 Ekim günü UNESCO tavsiyesiyle Öğretmenler Günü olarak kutlanır. 

Öğretmenler Günü, öğretmenlik mesleğini yapan insanları onurlandırmak için çeşitli etkinliklerin düzenlendiği bir kutlama günüdür. Aslında bu onuru zamanında Atatürk öğretmenlere vermiştir.Mustafa Kemal Atatürk’ün milleti için yaptığı devrimlerde en önem verdiği konulardan biri de eğitimdi. Ulu Önder, her fırsatta eğitime verdiği önemi dile getirmiş, öğretmenlerin milletin kurtuluşunda büyük bir role sahip olduğunu vurgulamıştır.

“Öğretmenler; Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır…”

“Öğretmenler cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür, nesiller ister.” ,“Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır. “gibi öğretmenlerle ilgili 15 özlü sözü vardır.

Vekillerin maaşı kaç lira olsun?” diye Atatürk’e sorulduğunda: “Öğretmen maaşını geçmesin” diyerek eğitime ve öğretmene verdiği değeri maddi olarak da nitelemiştir.

“Dünyanın her tarafında öğretmenler, insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır.”  Diyor ulu önder ve öğretmenlerden şöyle bir istekte bulunuyor.“Öğretmenler her fırsattan istifade ederek halka koşmalı, halk ile beraber olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutur bir varlıktan ibaret olmayacağını anlamalıdır.”

Atanın isteğini yerine getiren bir öğretmen olan şu an ebediyete göçmüş Mehmet Şener öğretmenimizi de rahmetle anarak onun yaşamından bir pasaj sunmak isterim. Aksu Öğretmen Okulu’ndan 1947 yılında mezun olur. Kendi nahiyesi, Kaş’a atamasını ister. Nahiyede atıl olan çinko saçlardan soba yapmak için bir makas, bir çekiçle işe koyulur. İlk sobayı nahiye müdürü alır. İkincisini nahiyenin ağası alır, üçüncüyü de alacak olmuşlar, “Bunu da kendi köylüme götüreceğim. Çünkü anlattığım soba hikâyesine inanmıyorlar. Evin ortasında ateş mi yanarmış diyorlar.” demiş.  

Isınmak için ocaklıkta sabaha kadar bir bütün ağacı yakarlarmış. İşte o sobayı götürüp köyde kurmuş. İki parça odunla odanın ısındığını gören köylüler hepsi soba edinmişler. Ve ormanlar yanmaktan kurtulmuş.  İşte aydınlanma budur. Atanın sözünü ettiği öğretmen budur. 

Bir öğrencinin her anlamda iyi yetişmesi yıllar alan bir çabanın ve emeğin sonucudur. Güzel ahlakı, sevgiyi, saygıyı, doğruluğu, iyiliği, barışı ve bütün güzel şeyleri bir öğrencinin davranışlarına yansıtması yıllar süren bir çabanın sonucudur.

Genç öğretmenlerden âcizane her şeyden önce sevmeyi öğretsinler. Sevmek matematik gibi, mühendislik gibi öğretilebilir çünkü. Bizim toplumumuz halen sevmekle sahiplenmeyi karıştırıyor. “Seviyorum,” diyor ve öldürebiliyor.

Öğretmenlik sabır isteyen bir meslek.

Ön yargılı olmamalılar.

Her öğrenciye hatasıyla değil, çocuk gözüyle değil, yetişkin biriymiş gibi davranmaları ve ona değerli olduğunu hissettirmelidir. Değer vermek, sevilmek bir çocuğu olgunlaştıracak en değerli gıdadır. Zaten bir zaman sonra bir meslek sahibi, bir eş,  bir baba, anne olarak karşılaşınca, bunu daha iyi anlıyorsun.

Tüm öğretmen dostlarımı sevgi ve saygıyla selamlıyor, öğretmenler gününü yürekten kutluyorum.

 

 
Toplam blog
: 61
: 699
Kayıt tarihi
: 19.06.09
 
 

Gazi Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Kastamonu Eğitim Yüksekokulu Sınıf Öğrt. bitirdikten sonra A...