Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ocak '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

24 ocak 2007 çarşamba

24 ocak 2007 çarşamba
 

Dün toprağa verilen Hrant Dink'in cenaze töreninden görüntüler vardı bugün gazetelerin ilk sayfalarında... Ve sayfayı kaplayan resme gömülmüş manşetler...

Cumhuriyet gazetesinin dediği gibi, Hrant için gerçekten onun bile aslâ hayal edemeyeceği " Büyük bir uğurlama " yapıldı. Binlerce insan, BirGün gazetesinin " Hrant kardeşliği " diye yorumladığı bu muhteşem korteje katıldı. Bugün gazetesi buna " Kardeşlik yürüyüşü " adını verdi. Sabah gazetesinin tesbitine göre bu, " Teröre lânet " anlamı taşıyordu. Akşam gazetesi, " İşte Türkiye bu " diyordu.

Türkiye bu muydu gerçekten ve bu nasıl bir Türkiye? Bir hiç uğruna kıyılan bir can olmasaydı da böyle bir cenaze töreni de düzenlenmeseydi... Bu duyguyu Takvim gazetesi, "Keşke..." manşetiyle vermiş. Ama ne yazık ki keşke diye bir şey yok.

Eşinin Hrant'a yazdıkları, herkesi derinden etkiledi... Gözcü gazetesinin "Ağlatan mektup" diye nitelediği bu duygu yüklü sözlerden sonra, Posta gazetesinin dediği gibi herkese "Güle güle kardeşim" demek kalmıştı.

Hrant Dink, belki gençlik cahili bir delikanlının düşüncesizce bir eylemine, belki de uluslararası bir terör örgütünün çok boyutlu hilesine kurban gitti. Ama Yeni Şafak gazetesinin dediği gibi, "Toprağından ayrılmadı."

Gözcü gazetesinde Baykal'ın bir demeci vardı: "Cinayet Türkiyeyi bölmedi, bütünleştirdi." Bu tesbit, bu gerçek ve bu oluşum, Hürriyet'te şöyle manşet oldu: "Kurşun ters tepti, Türkiye tek yürek oldu."

Bazan olayların sonucu beklendiği gibi olmayabilir. Nadir de olsa hayatta zaman zaman buna benzer şeylere rastlanır. Cenaze törenine, hepimiz Hrantız, pankartlarıyla katılan onbinlerce insanın oluşturduğu muhteşem manzarayla, Güneş gazetesinin dediği gibi "Diasporayı bile şaşırttık."

Umarım cinayeti planlayanlar, amaçlarının dışında gelişen bir durumla karşılaşarak, pişmanlık duymasalar bile şaşkına dönerler. Türkiye'nin kolay yutulacak bir lokma olmadığını, bu ülkenin insanlarını birbirinden koparamayacaklarını ve bu devleti bölemeyeceklerini anlarlar.

Eğer böyle olabilirse, bu çizgiyi de maalesef Hrant'ın ölümüyle yakalayabilirsek, Milliyet gazetesinin sorduğu soruyu sormak gerek. Bu şartlarda "Sizce Hrant öldü mü?"

Cenaze töreniyle ilgili gelişmelerin yer aldığı gazetedeki manşetler böyleydi işte. Dikkatimi çeken iki küçük ayrıntıya dikkat çekmek istiyorum.

20 Ocak cumartesi günü Posta gazetesinin olayı "Vurulduk" manşetiyle vererek tek kelimeyle müthiş bir anlatımı başardığından söz etmiştim. Bu kez bir vatandaşın yaptığı başka bir muhteşem benzetmeye takıldı aklım: Bir ölü, 70 milyon yaralı... Bundan daha güzel nasıl anlatılabilirdi...

Diğeri ise Rauf Tamer ustanın tesbiti... "Acele edildi..." Evet aynı görüşe katılıyorum ve gerçekten bunun niye yapılmadığını merak ediyorum.

Neydi acele edilen şey? Katil zanlısı kameradan tesbit edildi. İzi de bulundu. Otobüse binmiş Trabzon'a gidiyor. Samsun'da apar topar yakalanıp otobüsten indirildi. Peki neden? Madem zanlıya ulaşıldı. Niye otobüse iki sivil polis bindirilip takip edilmedi. Nereye gidiyor, kime ulaşmaya çalışıyor, kime hesap veriyor, kime bilgi aktarıyor, pekâlâ bunlar çok rahat tesbit edilebilirdi. Emniyet teşkilâtının böyle bir şeyi akıl edememesi düşünülemez. Neden böyle yapılmadı da paldır küldür zanlı yakalanıp işte yakaladık denildi, sonra da kimlerle bağlantısı var diye araştırılmaya çalışıldı... Neyse, daha fazlasına bizim aklımız ermez.

Bir konu daha vardı. Cumhurbaşkanı ve siyasi parti liderleri, cenazeye iştirak etmediler. Etmeleri gerekir miydi, onlar kendilerince bir hesap yapmışlardır elbette... Vatan gazetesi buna dikat çekerek, "Milet burda, siz nerdesiniz" diye manşet attı.

Bugünün manşetlerinde küçük puntolarla yer alabilen ülkemiz için önemli bir haber de Bolu tünelinin açılışıydı. Başbakan Racep Tayyip Erdoğan'ın İtalya başbakanı Prodi'yle birlikte açtığı tünel, Bugün gazetesinde "Direksiyonu AB'ye kırdık"; Türkiye gazetesinde "Rüya gerçek oldu"; Yeni Şafak'ta "İstanbul-Ankara 3,5 saat" başlığıyla yer aldı.

14 yıl önce başlanan Bolu tüneli birçok bakan ve başbakan eskitti. Açılışı Erdoğan'a nasip olan tünelin açılışında başbakan, makam aracının direksiyonuna geçerek, yanına da Prodi'yi alıp tüneli baştanbaşa geçti.

Yarın yeniden buluşabilmek umuduyla...

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..