25 Şubat Pazar

Türk aydını iki yüzlü (Sabah)
301'le ilgili Adalet bakanı Cemil Çiçek sonunda patlamış ve bir gerçeği söyleyivermiş. Birileri bunu farklı yorumlayacaklardır ama, ben Türk aydınını içimizden biri olarak görüyorum ve bu şartlarda böyle olmasını da çok doğal karşılıyorum. (bk. Doğal değil mi?)

GAZETECİ BAŞBAKAN YANAĞI OKŞAR MI? (Vatan)
Değişik bir olay, değişik bir haber. Gazeteci Mehmet Barlas, başbakanı bir çocuk gibi sevip yanaklarını okşayınca, gazetelere haber, Vatan'a da manşet oldu. Ben bu olayda iki insan görüyorum. Biri diğerine göre daha yaşlı. Genç olanın yaptıkları, yaşlının hoşuna gidince, onu takdir etmek ve teşvik etmek istemiş. Duygularını da çekinmeden açıkça ifade etmiş.
Eğer olaya bir gazeteciyle bir siyasetçi diye bakarsak, şu haliyle ortada yine bir ters durum yok. Eğer gazeteci bu yakınlaşmayı kendisi ve gazetesi adına iş takibine dönüştürürse, eğer siyasetçi, bu sevgiye karşılık, kendisinden yana bir gazeteciyi farklı biçimde ödüllendirmeye kalkışırsa, bize söyleyecek bir laf düşer.
Bunlar olmadığı sürece söyleyecek bir şey bulamıyorum. Onlar da insan. İnsan ilişkilerinden bu kadar uzak mı kaldık? Kuşkularımızı artık bırakmaya, düşündüklerimizi yapmaya, içimizden geldiği gibi davranmaya çalışalım ve alışalım, olmaz mı?

TÜRBAN PROTOKOLU (Akşam)
Dünkü Cumhuriyet gazetesinin manşeti bugün farklı biçimde Akşam gazetesinde yer almış. Emine Erdoğan'ın Hollanda kralicesi Beatrix'le görüşmesi için protokolde yapılan değişiklik olayına, cumhurbaşkanının İran Dışişleri bakanıyla görüşmesi sırasında türbanlı tercümanı Çankaya'ya sokmaması, onun yerine erkek tercüman kullanması da ilave edilmiş.

ŞEMDİNLİ ÇETESİNİ YARGI DA GÖRDÜ (BirGün)
Van Ağır Ceza mahkemesi, 39 yıl 10 ay hapse mahkûm edilen Şemdinli bombacısı itirafçı Veysel Ateş hakkındaki kararın gerekçesinde, olayı bir çetenin yaptığını, örgütü kuranların saptanamadığını ve eylemlerin sürebileceğini belirtti.

HAMALLIKTAN İMPARATORLUĞA (Bugün)
Dün, Forbes dergisinin dünyanın en pahalısı seçtiği, Müfit Erbilgin’e ait yalıyı manşete taşıyan Bugün gazetesi, bugün de yalının sahibinin hayat ve iş öyküsünü manşet yapmış.
Öğrencilik yıllarında boş zamanlarını çalışarak, hamallık bile yaparak değerlendiren gizemli zengin, ortada bir gizemin olmadığını, 80 yaşında olmasına rağmen hâlâ çalıştığını söyledi.

ERDOĞAN YARGIYI UMURSAMIYOR (Cumhuriyet)
Başbakan Erdoğan’ın el-Kadı ile ilgili görüşlerinde bir değişiklik olmamasını bu şekilde manşetten vermiş Cumhuriyet gazetesi…

IRAK'A KARIŞMA HAKIMIZ VAR (Türkiye)
IRAK'TA SÖZ HAKKIMIZ VAR (Yeni Şafak)
DİPLOMASİDE KİMSEYE REZERVİMİZ YOK (Zaman)
KARAR MERCİİ HÜKÜMETTİR (Vakit)

Başbakan recep tayip Erdoğan Irak’a mesaj gönderdi. 1926 ve 1946 antlaşmaları gereği, Türkiye’nin Irak’ın geleceği hakkında söz sahibi olduğunu söyleyen başbakan, herkesle görüşülür, kimseye rezervimiz yok dedi.
Milli Güvenlik Kurulu toplantısından sonra oldukça neşeli görülen başbakan, Irak’la ilgili farklı politikalar üretmemiz şart, onları toprak bütünlüğü konusunda, siyasi birlik konusunda ve Kerkük’ün statüsü konusunda ikna etmemiz lazım diye konuştu.
Milli Güvenli Kurulu’nun istişari bir kurum olduğuna dikkat çeken başbakan, MGK teklifte bulunur, nihai kararı verecek olan merci hükümettir dedi.

301 GECEYARISI EKSPRESİ GİBİ (Star)
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, 301’in Türkiye’nin imajına zedelediğini, Gece Yarısı Ekspresi’nden daha çok zarar verdiğini söyledi.

BUNLAR İÇ GARGAŞA ÇIKARMAK İSTİYORLAR (Gözcü)
Bazı DTP mensuplarının PKK’yı destekler mahiyette eylemler yapması, fikirler ileri sürmesi ve davranışlar sergilemesi üzerine, muhalefet parti genel başkanları, Demokratik Toplum Partisi’nin hiç de adına uygun şekilde bütün toplumun partisi görünümünde olmadığını söylediler.
DTP’nin Türkiye’yi bölünme ve parçalanma noktasına getirdiğine işaret eden liderler, hükümeti de buna seyirci kalmakla suçladılar.

ÇİVİSİ ÇIKTI (Güneş)
Öte yandan Trabzon’un Kurtuluşunun 99. yılı dolayısıyla Taksim anıtına çelenk bırakan bir grup, hepimiz cumhuriyetçiyiz, hepimiz Atatürkçüyüz pankartı açtı.
Bunun arkasından meydanı dolduran ve kendisine Halkların Kardeşlik İnisiyatifi adı veren bir başka grup anıtın önünde hepimiz Kürdüz sloganı attı.
Polis iki grup arasında çatışma çıkmaması için önlem aldı.

EN ACI TESADÜF (Posta)
2005 yılında kapkaççılar tarafından öldürülen Tekel müdiresinin çalıştığı bina Adliye, makam odası da Ağır Ceza Mahkemesi oldu.
Sanık hakkında müebbet hapis cezası istenen dava, büyük bir rastlantı sonucu, işte bu odada görüldü.

HANI'NİN IŞIĞI MİMAR HATİCE (Milliyet)
ÖSS’de sıfır çeken ve altı yıldır hiçbir öğrencisini üniversiteye gönderemeyen Hani lisesinden mezun olup şimdi mimar olan bir genç kız var.
Lise birinci sınıftan itibaren ÖSS’ye hazırlanarak Dicle Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’ni kazanan Hatice Bora okulunu bitirip mimar oldu ama diplomasını, trafik kazasında kaybettiği babasına gösteremedi.

SIRASI MI ŞİMDİ (Takvim)
Milli Eğitim Bakanlığı’nın, , bütün okulların tabelası, bayrağı, antetli kağıdı gibi her şeyinin aynı olması için bir çalışma başlatmasına Takvim gazetesi bu şekilde karşı çıkıyor.
Bir şeylerin güzelleşmesi için bir yerden başlamak lazım. Elbette bir önem sırası gözetilmeli ama, bazen işin aslından önce usulünün, yönteminin de değişmesi gerekebilir.

MANASTIR DEĞİL ÜS (Milli Gazete)
Kıbrıs’ın doğusundaki en uç noktasında, Zafer burnunda bulunan bir manastırın Rumlar’a verilmesini Milli Gazete bu şekilde manşet yapmış.
Dinler arası Diyalog toplantısında verilen bu kararı, gazete. başpiskoposun Türkiye aleyhindeki sözleri nedeniyle eleştiriyor.

KREDİ BELKİ KÜÇÜK AMA YARATACAĞI FARK BÜYÜK (Radikal)
Toplum Gönüllüleri Vakfı, yoksulluktan kurtulmak için bir fikri olan vatandaşlara 100 ile 700 lira arasında değişen krediler verecek.
Borcunu 13 ayda geri ödeyenler 1500 lira daha kredi alabilecekler.

SAHTE BÜYÜME (Yeni Asya)
Yüksek faizle cezbedilen sıcak parayla Türkiye’nin ekonomik olarak iyiye gidiyormuş gibi gösterildiğini iddia eden bir grup ekonomist, hükümetin söylediği büyümenin sahte olduğunu iddia etti.

KAMERADAKİ ÇOCUK DOKTORU (Hürriyet)
Günün son manşeti Hürriyet’ten…Bir mağazada tezgahtara cinsel organını gösterdiği iddia edilen kişi çocuk doktoruymuş. Olabilir. Bu haberin toplumumuza nasıl bir fayda sağlayacağını merak ediyorum.

Bugünlük de bu kadar. Yarın yeniden birlikte olabilmek umuduyla…