Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mart '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

26 Mart Pazartesi

26 Mart Pazartesi
 

DÜNYA HAYRAN BİZ OYUYORUZ (Akşam)

Haber : Newsweek dergisi, İstanbul’daki Rüstem Paşa Camii’ni en güzel tarihi cami seçti. Ama 446 yıllık miras, altındaki dükkanların bilinçsiz genişletmeleriyle yakında yıkılabilir.

Amerikan haber dergisi, Kanuni’nin sadrazamı Rüstem Paşa’nın Mimar Sinan’a inşa ettirdiği camiyi öve öve bitiremedi. Ayasofya ve Sultanahmet’ten daha güzel ve huzurlu, mutlaka görün, dedi. Ama dünyanın değerini anladığı cami, içler acısı halde. Tahtakale’de nalburların, hırdavatçıların , baharatçıların ortasında kaderine terkedilmiş.

Muhteşem silüetini dükkanlardan sarkan kürekler, süpürgeler örtüyor. Çalınan paha biçilmez İznik çinilerinin yerine her renk ve desende mermerler yama yapılmış. Daha da vahimi var: Tarihi eserin altındaki dükkanlar caminin zeminin kazıp depo olarak kullanılan bodrumlar inşa ediyorlar, yetkililer ise katliamı sadece seyrediyorlar..

Yorum : Lafa gelince mangalda kül bırakmayız. Tarih bizim için övünülecek en büyük değerdir. Çünkü bugün övünecek bir şeyler yapamıyoruz. Ama tarihi eserlere sahip çıkma konusunda da notumuz sıfır. Hem devlet olarak hem millet olarak.

KADIN OLMAK ZOR (Birgün)

Haber : 11 siyasi parti, 4 üniversite, 300’e yakın sivil toplum örgütünün destek verdiği Türkiye 1. kadın Kurultayı’nda konuşan Ege Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nurselen Toygar, Kadınlarımız zincirler içinde dedi. Her üç kadından birinin şiddet gördüğü ülkemizde eğitimsiz kadınların yüzde 64’ü, eğitimli kadınların ise yüzde 8, 8’i şiddeti normal karşılıyor. Son beş yılda 5 bin 367 kadın töre nedeniyle yaşamını yitirdi. Gizlense de 5 bin intihar var. Beş kadından biri halen okuma yazma bilmiyor. Ankara’da bu oran % 7, 5 iken gecekondu semtlerinde % 15’lerde.

Kadın olmanın zor iş olduğunu söyleyen CHP milletvekili Gaye Erbatur ise, Türkiye’de öğretim elemanlarının % 29’u, öğretmenlerin % 44’ü, hakimlerin % 27’si kadın. Ama bir tane kadın müsteşar yok. Kadınlar bugün çalışıyor, didiniyor ama bir cama çarpıyor. Kamu yönetiminin % 22’si kadın. Ancak yönetici pek yok. Parlamentoda temsil noktasında ise sadece % 4, 4. kadınların sorunlarını çözmek için ayrılan bütçe ise, ülkede yaşayan kadın başına 10 kuruş.

Yorum : Problemlerimizi zaman zaman ortaya çıkarmak, hatta abartarak birilerine karşı kullanmak, bizim alışkanlıklarımızdan biri. Oysa problem çözülürse sorun ortadan kalkar. Canımız çektiğinde onu sakız gibi çiğnemek bir fayda sağlamaz.

Kadınların bütün dünyada özellikle de Türkiye’de ezildiği, horlandığı, ikinci sınıf muameleye tabi tutulduğu doğru. Bunu ortadan kaldıracak çözümleri ciddi olarak almalı ve uygulamaya geçirmeliyiz. Sadece yapılan tespitler sonuca tesir etmiyor.

RUMUN MADEN OYUNU (Bugün)

Haber : Türkiye’nin yer altı zenginliklerine yönelik sinsi planı Bugün ortaya çıkardı. Akdeniz’de petrol arama girişimiyle Ankara’nın büyük tepkisini çeken Rumlar’ın Türkiye’deki yer altı zenginliklerini kapabilmek için kendilerini İngiliz şirketi gibi gösterip İstanbul’da firma kurdukları ortaya çıktı. Türkiye’de maden araması yapabilmek için Türk vatandaşı ya da Türk şirketi olmak kanunen zorunlu. Rumlar oynadıkları oyunla, iki yıl içinde 15’i Artvin, 4’ü Gümüşhane’de toplam 21 arama ruhsatı sahibi oldu. Şirket Türkiye’deki 100 ayrı saha hakkında da dataya sahip.

Yüzde yüz Rum şirketi EMED MINING, ilk olarak İngiltere’de Kefi Minerals isimli paravan şirket kurdu ve Londra borsasına açılan ilk Rum şirketi oldu. Onu Bulgarestarda kurulan Mediterrannean Minerals takip etti. İki paravan şirket İstanbul’da Doğu Akdeniz Mineralleri Sanayi şirketini kurup hızla maden sahaları aldı. EMED’in patronu Avustralya vatandaşlığına geçmiş bir Rum. Şirketteki ikinci isimse Rum eski Tarım Bakanı Andreas Panayiotou.

Yorum : Bu tip ticari oyunlar bütün dünyada yapılabiliyor. Aynı şekilde uyanık ve dikkatli olup bu oyunları bozmak gerekiyor. Geç de olsa bunun bu aşamada fark edilmiş olması da bir şans. Bundan yapılabilecek şeyleri ihmal etmemek gerekir.

HALK İSYAN EDİYOR (Cumhuriyet)

Haber : Seçimler yaklaşırken hükümet üyeleri gittikleri her yerde tepkiyle karşılanıyor. Devlet Bakanı Şener’in Yalova’da ekonomik gelişmeleri anlattığı konferansı dinleyen bir esnafın siz pembe tablo çiziyorsunuz ama esnaf kan ağlıyor demesi üzerine tartışma çıktı. Kocaeli’de ise Sağlık Bakanı Akdağ, Halkevi üyeleri tarafından protesto edildi. Tartaklanarak salondan çıkarılan 7 kişi göz altına alındı. Kamu-Senliler de Bursa’da Maliye Bakanı Unakıtan’ın önüne torba dolusu mısır attılar. Unakıtan, günah o mısırlara.. Neyse kervan yürür, diye konuştu.

İstanbul Sütlüce’de iki gencin bıçaklanarak öldürülmesi üzerine sokağa dökülen halk AKP hükümeti, İstanbul Valisi, Emniyet Müdürü ve Belediye Başkanı aleyhine sloganlar atarak yürüdü. Can güvenliklerinin kalmadığını ve son dört yıldır sokağa çıkmaya korktuklarını söyleyen yurttaşlar, Başbakanın koruma ordusu var. Hapçılar, gaspçılar sokaklarda kol geziyor. Devlet, hükümet asayişi sağlayamıyorsa, halk kendi güvenliğini sağlamak zorunda kalır. Biz de mi belimize silah takalım, diye tepki gösterdiler.

Yorum : Hükümetten beklediği neticeyi alamayan vatandaşın yasal yollardan tepki göstermeye elbette hakkı var. Kuralları çiğnemeden ve yasal sınırları aşmadan vatandaşın isteklerini anlatması ve yanlış bulduğu şeyleri söylemesi doğal. Demokrasinin bir güzelliği de bu değil mi? Farklı boyutlara taşıyıp amacını aşmasına izin vermemek lazım.

KİM OLDUĞUMU GÖRECEKSİN (Gözcü)

Haber : CHP lideri Deniz Baykal, kendisine argo sözcüklerle hitap eden Başbakan Erdoğan’a, köşke çıkamazsın, çıksan da Anayasa Mahkemesine gidip seni indiririz, diye selendi.

Teröristbaşı için “sayın” dediği gerekçesiyle CHP liderinin eleştirilerine hedef olan başbakan Erdoğan’ın, sen kimsin yahu, sözlerine sinirlenen Deniz Baykal’dan sert yanıt geldi: Kim olduğumuzu, kim olduğumu göreceksin.

Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olamayacağını, mecliste seçildiği an olayı Anayasa Mahkemesi’ni götürüp indireceklerini yineleyen Baykal, Çankaya’ya çıkamaz, Köşke çıktığı takdirde önceki dosyalardan yargılanacaktır, dedi.

Yorum : Parti liderlerinin birbirleriyle olan diyaloglarında daha medeni davranmaları benim kişisel arzumdur. Bir olayın doğruluğu veya yanlışlığı ses tonunuzun yüksek olmasıyla değişmez. Ancak toplumumuz dayılanmaya meraklı olduğu için, bu tarzda konuşan liderlere prim veriyor. Onlar da bu fırsatı kaçırmıyorlar.

Sonuçta yasal çerçevede biri cumhurbaşkanı olmayı ne kadar hak ediyorsa, öteki de yasal çerçevede bunu önlemenin yollarını arayabilir. Bu yapılaak şey, yapılması gerektiği için yapılır, “göstermek” için değil…

ATAYA KÜFÜR FİTİLİ ATEŞLEDİ (Güneş)

Haber : Millilerin Atina’da kazandığı tarihi zafer, Yunanistan’ın 25 Mart Türkler’den Kurtulma Bayramı’nı ulusal yasa çevirdi. Ekrandan Mustafa Kemal’e ve Milli marşımıza hakaretleri görüp öfkelenen Türkiye ise 4-1’lik muhteşem skorla bayram etti.

Farklı skorda Yunan seviyesizliğinin de katkısı oldu. Sahaya çıktıklarında Volkan’ın koruduğu kalenin arkasındaki rezil pankartı gören millileri hırs bastı. Ardından milli marşımız çalınırken 35 bin çirkin ağızdan çıkan ıslıklar bu hırsı daha da arttırdı.

Maç başlamadan birbirlerine sarılan millilerin bunun öcünü almazsak bu forma bize haram diye and içtikleri öğrenildi. Mehmet Aurelio’nun kırık Türkçesiyle ettiği yemin, Yunan’ın bozmak istediği morali zirveye taşıdı. Millilerin aslan kesilmesine yetti.

Yorum : Kazanma hırsı hem kişisel olarak hem ulusça insanın yüreğinde elbette olmalı. Ancak aşırısının kazanan için de kaybeden için de yanlış sonuçlar vereceği görüşümü tekrarlıyorum.

E-SOYGUNU BANKA ÖDER (Hürriyet)

BANKAYA KORSAN CEZASI (Türkiye)

Haber : Bir bankaya ait internet bankacılığı şifresi ele geçirilen ve iki ayrı hesabından 20 bin 146 lirası çekilen hesap sahibi gerekli güvenliği sağlamadığı iddiasıyla zararının tahsili için banka aleyhine dava açtı.

Banka avukatı hesap sahibinin kişisel bilgisayarının güvenliğini sağlamadığını şifrenin girilmesinde sanal klavye kullanmadığını öne sürerek, şifresini başkalarının ele geçirmesinde kusurlu olduğunu savundu.

Kadıköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi, bankayı hesaptan çekilen miktar kadar tazminata mahkum etti. Yargıtay da sanal klavye kullanılmasının bilgisayar korsanlığını engellemede yeterli olmayacağına işaret ederek kararı onadı.

Yorum : Teknolojinin nimetleri insana sağladığı fayda yanında bazen çok büyük zararlar da veriyor. Hayatımıza büyük bir rahatlık getiren internet bankacılığının bu tür şanssızlıklarında, sadece vatandaşa külfet getirmesi büyük haksızlıktı. Vatandaş açısından bu iyi bir haber. Ancak biz de nasıl olsa sorumlu banka diye ihmal veya istismar yoluna gidersek, bankalar bu işten kurtulup kabak yine vatandaşın başına patlayabilir.

AB 50. YILDA GELECEĞİNİ ARIYOR (Milliyet)

Haber : Avrupa Birliği’nin kurucu belgesi niteliğindeki 25 Mart 1957 tarihli Roma Antlaşması’nın yıldönümü dün kutlandı. Herkes Berlin’de bir araya gelen AB liderlerinin yayımlayacağı ortak deklarasyona odaklanmıştı. Ancak Avrupa Anayasası, genişleme, din gibi tüm dikenli konuların geçiştirildiği, zayıf bir deklarasyon çıktı ortaya. Liderler güçlü bir siyasi irade ortaya koyamadı.

Türkiye ve üyelik hayali kuran bazı ülkeleri yakından ilgilendiren genişleme, deklarasyonda AB refahını dışa açıklığıyla artırmayı sürdürecek vurgusuyla yer aldı.AB Komisyonu Başkanı Barroso’nun Avrupa’nın stratejik çıkarı şartlar elverdiği ölçüde büyümektir, açıklaması ise, bu konuda netlik ayarı olarak algılandı.

Yorum : AB yönetiminde bir belirsizlik, bir kararsızlık söz konusu gibi. Sonuçta hane Türkiye’nin davet edilmemesinden duyulan öfke gereksiz gibi. Yani çağırılsak ne olacaktı, der gibiyiz. AB’nin geleceği ne olur bunu kestirmek zor. Ancak bu törene çağırılmamış olmayı ben önemsiyorum ve bize karşı olumsuz bir tavır olarak görüyorum.

KEMAL’İN SON ASKERİ (Posta)

SON KAHRAMAN (Takvim)

Haber : Hayatta kalan son iki İstiklâl Savaşı gazisinden Konyalı Veysel Turan kalp yetmezliği ve tansiyon nedeniyle kaldırıldığı Konya Eğitim ve Araştırma hastanesinde dün sabaha karşı 108 yaşında hayatını yitirdi. İstiklâl Savaşı gazilerinden geriye bir tek Eskişehirli 109 yaşındaki Yakup Satar kaldı.

Eskişehir’de oturan Yakup Satar’a ailesi üzülmesin diye silah arkadaşı Veysel Turan’ın öldüğünü söylemedi. Yakup dede ile aynı evde yaşayan kızı Zekiye Tali, Gazi Veysel Turan’ın ölüm haberini televizyondan öğrendik. Çok üzüldük, çok ağladık. Babam da arkadaşına üzülür diye korkup ona söyleyemedik, dedi.

Son gazi Yakup Satar’ın evinde dün yine ziyaretçiler vardı. 6 çocuk 50 torun sahibi Yakup dede, elini öpen herkese, bir olun, birlik olun, sakın birbirinize küsmeyin, Atatürk bize hep birlik olmamızı söylerdi. Çünkü düşman bizi birbirimize düşürmeyi amaçlıyordu. Bu bayrak için neler yaptığımızı siz bilmezsiniz, dedi.

Yorum : İstiklâl Savaşı gazilerimize yeteri kadar ilgi gösteremediğimizi düşünüyorum. Aslında onlara çok şey borçluyuz. Ne yapsak ödeyemeyiz. Fakat bunun farkında olmayanlarımız maalesef çok. Ölen gazimize rahmet, hayatta kalana da sağlıklı ömür diliyorum.

EN GÜZEL SAYGI ASKERLERDEN GELDİ (Sabah)

Haber : Kuvvet komutanlarının TBMM başkanı Bület Arınç’ı ziyaret ettiler. Ziyaretin olumlu geçtiği belirtildi. Değişik yorumlara müsait bir konu olduğu için herkesin merakla beklediği ziyaret sonunda Bülent Arınç bir açıklama yaparak, şimdiye kadar en güzel saygıyı askerlerden gördüğünü belirtti.

Yorum : Demokrasi bir anlamda farklı görüşteki insanların bir arada yaşama sanatıdır. Bizde henüz demokrasi tam olgunlaşamadığı için sürekli insanlar arasında tartışma, sürtüşme olmasını hem istiyoruz, hem doğal karşılıyoruz. Halbuki bu sıradan vatandaşlar arasında olmaması gereken bir durumdur. Kaldı ki devletin üst kademesinde görevli yöneticiler arasında bu tip şeyler olmaz olmamalı da. Meclis başkanı da zaten bunu en güzel şekilde ifade etmiş bulunuyor.

HANİ BENİM ÖDÜLÜM NEREDE (Yeni Şafak)

Haber : Kaçak akaryakıt ve mazot satışını ihbar edenlere ödül verilmesi üzerine son günlerde bu tür ihbarlarda artış oldu.

Yorum : Ödül elbette insanları teşvik eden etkili bir yöntem. İnsanlar arasında bin yıllardır uygulanır. Benim endişem, böyle bir yöntemin bir takım kişileri yalan yanlış karalamaya çalışanların ortaya çıkmasıdır. Maalesef bu tür şeylere meyyal bir yapımız var. Yetkililer bu tür ihbarlarda belli bir araştırma yapmadan insanların rencide olmasına izin vermemelidir.

“ASKER SOPASIYLA SİYASET OLMAZ” (Vakit)

Haber : Hak-İş genel Başkanı, Deniz Baykal’ın cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili olarak, askerin Erdoğan’ın adaylığına müdahale edeceği beklentisini eleştirerek, siyasetin sivilleşmesi gerektiğini, askerden medet ummanın yanlış olduğunu söyledi.

Yorum : Demokrasinin sivil halkın ve sivil toplum örgütlerinin desteğiyle ayakta durması ilk şarttır. Türkiye demokrasisinin, askeri müdahalelerin gölgesinden kurtulması için çaba göstermemiz gerekirken, tam tersine onlardan medet ummaya kalkmak, bizi ileriye değil geriye götürür.

UMUT MERTLE BİR GÜN (Radikal)

Haber : Radikal gazetesi dün manşette verdiği haberin devamı olarak bugün Umut Mert’le geçirilecek bir günün, herkese bunun ne kadar zor bir iş olduğunu göstermeye yeteceğini anlatıyor.

Yorum : Gerçekten de içinden çıkılması zor bir durum. Bir insanın kendi hayatına bile müdahale etmeye yasal olarak hakkı yok ama, göz göre göre de bazı şeylerin olumsuzluğuna izin vermek ne derece doğru, tartışılır bir mesele. Çözümü tıbba, hukuka ve dine bırakarak, kimsenin başına böyle bir dert vermemesini Allah’tan niyaz ediyorum.

KOALOSYON (Star)

Haber : Oğuz Aygün’ün bir toplantıda, CHP’li olduğunu söyleyen ve MHP’li olduğu söylenen iki mankenle görüntülenmesinden esinlenerek yapılmış bir haber.

Yorum : Manşet niteliği taşımayan bir magazin haberi diye düşünüyorum.

UZANA MAÇ ŞOKU (Vatan)

Haber : Milli maç sırasında en büyük golü atmaya hazırlanın Cem Uzan’ın Genç Parti reklamları televizyonda yayınlanmadı. Her zamanki gibi kısa ve çarpıcı başlıklarla gerçekleşmesi zor vaatlerin tekrarlandığı reklam spotlarının yanında bu sefer Uzan’ın siyasete girdiği için kendisine, şirketlerine ve ailesine karşı bir tavır alındığını anlatan şikâyetler de vardı.

Yorum : Uzan’ın reklamlarının yayınlanmama sebebi ne bilemiyorum. Ancak bunun seyirciler açısından çok iyi olduğunu söyleyebilirim. Pozisyonun en kritik yerinde topun nerede olduğunu görmek isterken karşısına çıkan bir reklam insanı sinir ediyor. Bu durumdan Genç partinin daha kârlı çıktığını düşünüyorum. Hem insanların kızgınlığına sebep olmadı, hem para harcamadı, hem de reklamın yayınlanmaması sebebiyle adını duyurmuş oldu. Siyasete girdiği için kendisine, şirketlerine ve ailesine tavır alındığı iddiası ise doğrusu vaatleri kadar da inandırıcı değil.

28 ŞUBATIN FATURASINI ÇOCUKLAR ÖDÜYOR (Yeni Asya)

Haber : Çözüm Ekstra dergisinin ikinci sayısına konuşan eski Milli Eğitim Bakanlarından Prof. Dr. Mehmet Sağlam, 1992-95 yılları arasında başkanlığını yaptığı YÖK’ün 1998 yılında aldığı kararların imam hatip liselerinin önünü yüksek öğretimde kesmek için alınmış kararlar olduğunu söyledi. Türkiye’de orta öğretimdeki öğrenci oranın yüzde 93 olduğunu belirten Sağlam, “İHL’lerde okuyan öğrenci oranı ise sadece yüzde 7’dir. Bu kadar düşük orandaki öğrenciye sahip İHL’leri cezalandırmak için yüzde 93 oranındaki gencin istikbaliyle oynadılar. Bu tutum eğitim sistemini daha iyi yerlere taşımak fikri değil, tamamen ideolojik yaklaşımdır” dedi.

Yorum : Geçmişin iyi tahlil edilmesiyle geleceğe köprü kurulur, biliyorum. Ancak sürekli geçmişi övmenin de yermenin de bugüne bir faydası yok. Eskilerin tenkidiyle uğraşırken bugünü de kaybettiğimizin farkında olmuyoruz.

SEÇİMDE ISRAR EDEN HSYK YARGIDA KADROLAŞMA PEŞİNDE (Zaman)

Haber : Yargıtay'a üye seçimini geciktirdiği için müsteşar hakkında suç duyurusunda bulunan HSYK'nın, aynı uygulamayı daha önce kendisinin yaptığı ortaya çıktı. Mevcut krizin hükümet muhaliflerinin yargıda kadrolaşma çabasından kaynaklandığı belirtiliyor.

Yorum : Bir anlaşmazlık söz konusuysa olayın birden fazla tarafı vardır. Bu olayda da iki taraf var. Hükümet karşıtları bu problemi iktidarın aleyhine kullanmaya çalışıyorlar. Elbette diğer tarafın da kendine öre bir siyaseti bir hesabı var. Çözüme sadece bir taraf dinlenerek ve bir taraf suçlanarak varılmaz. Bu olayda da böyle olduğu ortaya çıktı.

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..